Güray Süngü Senem Gezeroğlu’na sordu

Senem Gezeroğlu:  Öznel zamanımız var, her insanın kendi zamanı…
Senem Gezeroğlu: Öznel zamanımız var, her insanın kendi zamanı…

Dünyanın (büyük düşünelim) uzayın zamanı durduğunda herkesin zamanı durmuş olur evet. O zaman panik yok, sorumluluk bende. Aynı anda herkes ve her şey durduğu için zamanın durduğunu zaten kimse anlamayacak, oradan yırtarım diye düşünüyorum ☺ Ama ben bu nesnel zamanın durmasını istemiyorum.

Neden zaman dursun istediniz?

“İşte biz bunların hepsini kitabımızda anlattık,” deyip geçmiyorum. Çok fazla neden var. İyi ve kötü. Zaman benim kıymetlim. Geçip gitmesine tahammül edemiyorum. Güzel anları durdurmak, saklamak, biriktirmek istiyorum. Kötü anlarda da zamanı dondurmak, geriye sarmak, ileriye almak… Bir gün Doctor Who gelir diye bekliyorum işte. Zamanda yolculuk filan yaparız, çay içeriz, güzel olur. Sahi çok şey mi istiyorum?

Zamanın durması herkes için iyi ana denk gelmezse bunun sorumluluğunu alacak mısınız?

Dünyanın (büyük düşünelim) uzayın zamanı durduğunda herkesin zamanı durmuş olur evet. O zaman panik yok, sorumluluk bende. Aynı anda herkes ve her şey durduğu için zamanın durduğunu zaten kimse anlamayacak, oradan yırtarım diye düşünüyorum ☺ Ama ben bu nesnel zamanın durmasını istemiyorum. Öznel zamanımız var, her insanın kendi zamanı… Ben kendi zamanıma çok anlam yükledim. Dursun istiyorum. Saklamak istiyorum. Zaman, mekanda durur. En sınırsız, en sonsuz mekan ise bellektir. Ben zamanı zihnimde durduruyorum. Sorudan saptım farkındayım, duruyorum.

İyi, farklı, tuhaf öyküleriniz var kitapta. Garip biri misiniz?

O kadar belli oluyor mu?

Kurgu mu, üslup mu, hikaye mi önceliklidir sizde?

Kesinlikle kurgu. Üslup, dili kullanma becerisi zaten. Bu becerisi olmayana yazar diyemeyiz. Dolayısıyla o bir öncelik değil, şarttır. Hikaye de çok önemli değil bende. Her şeyi anlatabilirim. Önemli olan ne anlattığım değil onu nasıl anlattığım. Nasıl anlattığımın ayırıcı unsuru ise kurgu oluyor. Kesinlikle kurgu demiş miydim? Demişim.

Yazıp yazabileceğiniz en iyi hikayeyi yazdınız mı? Bu en iyi hikaye sizce ne zaman yazılır?

Mümkün Öykülerin En İyisi geldi aklıma. Tabii ki yazmadım en iyi hikayemi. 70 yaşıma da gelsem cevabım aynı olacak. (Bu cümleyi kurduktan sonra ölüyormuşum) Çünkü en iyi hikayeyi yazdığımızı varsaydığımız o gün zaten tükenmişiz demektir. Arayış bitmiştir. Sonsuz olması gereken koşuya -kendimizce- son vermişizdir. Oysa edebiyat sonsuz bir yol. Dışarıdaki sesler bir gün en iyi öyküyü yazdığımı söylese bile koşmak istiyorum. Çünkü içimdeki ses susmuyor. İçimdeki ses hep koşmak istiyor. Bu cümlenin ardına da şu film iyi gider: Forrest Gump (Ne kadar da metinlerarası bir paragraf)

Biz (ben ve eşim) sizin öykülerinizi çok beğeniyoruz. Teşekkür ederiz. (bu bir soru değil)

Çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum. Zaman dursun o hâlde. (bu bir soru)