Harika Çocuk

Ne okumalı, nasıl okumalı, okurken kahvemiz neyli olmalı, kağıt kalitesiz hamursa gözümüz kör olur mu?
Ne okumalı, nasıl okumalı, okurken kahvemiz neyli olmalı, kağıt kalitesiz hamursa gözümüz kör olur mu?

Genç yetenekler ya da andığımız adıyla harika çocuklar hepimizi üzmüştür. En çok da onlara güvenen abileri bu duruma çok içerler. Çünkü onlar aslında hak ettikleri imkanı bulsalar ne bileyim bir Joyce, bir Atay ve daha kim bilir nasıl yazarlar olacaktı.

Harika Çocuk:

Bahsi geçecek gençler edebiyat çevrelerinde 25-30’lu yaşlarında bolca anılmaya başlanır ve büyük bir yetenek olarak okura sunulur. Kısa zamanda peş peşe yayımladıkları metinlerle ciddi bir takipçi kitlesine kavuşurlar. 100-150 kişilik bu hayran topluluğu yabana atılmamalıdır. Ardından ilk kitaplarıyla birlikte, bu takipçi sayısı neredeyse, inanılmaz ama gerçek, abartmaksızın iki katına çıkar. Bu kadar. Biter. Geri kalan sanat yıllarını daha iyisini, çok iyisini, mükemmelini yazma aşamasında olduğunu iddia ederek geçirse de aslında ilk kitabının da kötü olduğunu kimse ona çaktırmaz.

Genç yetenekler ya da andığımız adıyla harika çocuklar hepimizi üzmüştür. En çok da onlara güvenen abileri bu duruma çok içerler. Çünkü onlar aslında hak ettikleri imkanı bulsalar ne bileyim bir Joyce, bir Atay ve daha kim bilir nasıl yazarlar olacaktı.

Hepsine selam olsun!

Ayarsız Okur:

Yazarlar ve okurlar için sürekli tartışılan, insanın içine dert olan bir konudur okuma disiplini. Ne okumalı, nasıl okumalı, okurken kahvemiz neyli olmalı, kağıt kalitesiz hamursa gözümüz kör olur mu? Okuma grafiğinin iki ucunda ise ayarsız tipler bulunur. İlki her şeyi okumuştur. Sanki doğduğundan beri durmadan okumuş, yetmemiş bir de beynine bilgi aktarımı yapmış. Zihniyle ansiklopediye bağlı gibidir. Diğer ayarsız okur tipi ise hiçbir şey okumamıştır ve sürekli bununla övünür. Yazarlığı ya da entelektüel birikimi bundan kaynaklıdır. Okumadığı halde her şeyi bilir, üstüne konuşabilir. Uzay fiziği mi dediniz? Bilir. Dert değil.

Aslında her iki okur da ayarsızdır. Edebiyat okumaları tamamen size kalmıştır. Polisiye çok seviyorsanız okuyun işte! Ya da yeni bir öykü yazacaksınız ve dille ilgili bir kaç hareket mi lazım? Kimi okuyacağınızı zaten biliyorsunuz! Okuyun. Okudukça yeni kitaplara yol açılır.

(Ertuğrul Emin Akgün)