Hayat Bandersnatch

 -Sizi operatöre bağlıyorum, lütfen bekleyiniz.
-Sizi operatöre bağlıyorum, lütfen bekleyiniz.

-O halde sizin için bir kayıt açıp randevu oluşturalım. Hayri Usta en yakın zamanda sorunu yerinde teşhis etsin. -İstemez hanımefendi. Halettim ben. -Efendim. Son olarak bir anketimiz olacak, katılmak ister misiniz?Oldu olacak Hayri Usta’nın kahvaltıda K-Fleks mi yoksa Coco-Pops mu yiyeceğini de sorsaydınız da çağrı merkezinizin adı Hayat Bandersnatch olsaydı.

Çamaşır makinesi de bozulacak günü buldu. Düğmelerini kontrol etti, kapağı açıp tekrar kapattı, sağını solunu karıştırdı değişiklik olmadı. Biraz oflayıp pufladı. Makinenin üzerine abanıp bir iki de salladı. Bir umutla düğmeye tekrar dokundu. Yine çalışmadı. Allah kahretsin.

Bir haftadır hazır giydiği giysileri tükendiği için bugün bu makineye muhtaçtı. Yere oturdu, başını kollarının arasına aldı. Biraz bekledi. Makinenin yanına yapıştırılmış etiketi o sırada gördü. Daire kapılarına, yoldaki direklere, otobüs duraklarına yapıştırılan bu etiketlere içinden defalarca sövmüşlüğü vardı. Etiketteki numarayı okurken kendini geçen sene çağırmış oldukları ustaya karşı bir minnet dolu hissetti. İyi ki yapıştırmışsın şu etiketi be usta. Telefonunu çıkardı.

-Baba kardeşim uyandı!

Etikette yazan numarayı tuşladı. Telefonu kulağına götürdü.

-Haydi, birlikte yüzünüzü yıkayıp mutfağa geçin. Ben geliyorum. Sizin için tost makinesine iki tost koydum. Birazdan hazır olur. Benim bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.

-Alo, iyi günler. Bizim çamaşır mak...

Soğuk bir ses kesti lafını yarıda.

-Hayat Servise hoş geldiniz. Dâhili numarayı biliyorsanız tuşlayınız, bilmiyorsanız bizi müşterilerimizden dinlemek için dokuzu; bizi bizden dinlemek için sekizi tuşlayınız.

-...

Operatöre bağlanmak istiyorum kardeşim ben.

-Belirlenen sürede seçiminizi yapmadınız. Lütfen bizi müşterilerimizden dinlemek için dokuzu; bizi bizden dinlemek için sekizi tuşlayınız.

8

9

Merhaba, ben Şerife. Size yaşadığım sıkıntıyı ve Hayri Usta’nın onu nasıl çözdüğünü anlatacağım. Çamaşır makinesini ağzına kadar doldurdum. Hatta içine teptim desem daha doğru olur. Sonra da çekmecesine bastım deterjanı. Düğmesine dokunup dışarı çıktım. Fırından çiğ hamur almak için. Ev işlerinden fırsat bulup yemek yapamadım. Çocuklar okuldan gelmeden iki lokma akıtsam iyi olacak diye düşündüm. İki ekmek hamuru ile eve döndüm. Bir de ne göreyim. Banyoyu köpük kaplamış. Hem de yarı bele kadar. Makine görünmez olmuş köpükler içinde. Makinenin fişini çekip güç bela arındırdım banyoyu köpüklerden. Sonra durulamaya alıp tekrar çalıştırdım makineyi. Takır takır bir ses! Makine döndükçe ses geliyor. Hemen Hayat Servis’i aradım. Hayri Usta geldi. Deterjan koyduğumuz çekmeceyi çıkarıp elini boşluğa daldırdı. İçeriden küçük bir çamaşır makinesi daha çıkmasın mı? Makinede ses neyin kalmadı. Ben çocukların oyuncaklarından biri sandımdı onu. Makinenin içinden çıkan çamaşır makinesinin deterjan çekmecesinden daha ufak bir çamaşır makinesi daha çıktı. Sonra onun içinden de...

-Şerife Hanım’ın hikayesine devam etmek için altıyı, bizi bir de bizden dinlemek için sekizi tuşlayınız.

Allahümmeassabirin. Bu nasıl iş yahu. Dinlemek istemiyorum arkadaşım. Operatöre bağlayın beni.

- Belirtilen sürede seçiminizi yapmadınız. Lütfen Hayat Servis’in hizmetlerine daha hızlı ulaşabilmeniz için lütfen sekizi tuşlayınız.

8

Merhaba, ben Hayri Usta. Yine bir gün servise çıkmıştım. İşlerin yoğunluğundan telefonlarım hiç susmuyordu. (O günlerden sonra operatör sistemine geçmeye karar verdim.) Bir arızadan diğerine koşuyordum. Hatta bir arızalı bir makineyi sökerken telefonum neredeyse yirmi sefer çaldı. Müşteri sonuçta kızamıyorsun da. Makineyi araca yükledim. Yolda baktım telefonuma. Hanımefendi nasıl zorda kaldıysa aman ne olur gel şu makineyi tamir et, diyordu. Baktım olmayacak. Kadına evde anahtar takımı var mı diye sordum. Varmış Allahtan. Önce telefondan tarif ede ede makinenin arızasını tespit ettim. Sonra yine telefondan tarif ede ede ne yapması gerektiğini anlattım. Kadının da elinden iş gelirmiş meğerse. Sıkıntıyı birlikte çözdük. Kadın borcumuz ne kadar dedi. Ne borcu hanımefendi dedim. Yolda dükkana giderken telefondan tarif ettim, siz yaptınız. Benlik bir şey de yok, borcunuz da dedim. Yok olmaz dedi, olur dedim, olmaz dedi, olur dedim. Benimle evlenir mis...

-Reklamı atlamak için beşi tuşlayınız. Hikayeye devam etmek için lütfen bekleyiniz.

Ne hikayeymiş be. Gözlerim yaşardı.

-5!!!

-Baba! Koş mutfakta bir şey kokuyor.

-Hay sizin tuşunuza da hikayenize de.. Sizin yüzünüzden tostlar yandı.

Ah be kızım baksana sen tostlara. Yanana kadar neredeydin? Koca kız oldun artık.

-Hiç önemli değil kızım, şunu bir temizleyeyim yenisini yaparım ben size. İsterseniz patates de kızartırım.

-Annem gibi...

Telefonu omzuyla kulağı arasına sıkıştırdı. Mutfağa koştu. İçerisi resmen duman altı olmuştu. Pencereyi açtı. Kömüre dönmüş ekmekleri bir kenara ayırdı.

-Arızalı beyaz eşya seçimini yapmak için lütfen bekleyiniz.

Nihayet! Bütün çağrı merkezleri mi aynı olur?

Bir yandan tost makinesini temizliyor bir yandan da çağrı merkezini dinliyordu.

-Baba, çok acıktık. Hiç bu saate kalmazdı kahvaltımız.

Bu kız da gittikçe anasına benziyor.

-Hemen hallediyorum kızım. Siz kardeşinle içeride güzel güzel oynayın bakayım.

-Buzdolabı için biri, bulaşık makinesi için ikiyi, çamaşır makinesi için üçü...

3

-Çamaşır makinenizin markası Samsung ise dördü, Beko ise beşi, Bosch ise altıyı...

6

-Çamaşır makinenizin modeli XA5 ise yediyi, WTS3 ise sekizi, ASD123 ise dokuzu...

9

-Sizi operatöre bağlıyorum, lütfen bekleyiniz.

-...

-Gülten Hanım merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?

-Pardon, Sinan ben.

-Afedersiniz, numaranız bizde Gülten Kaynak adına kayıtlı.

-Kendisi eşim olur.

Eski eşim, eski karım, eski, eski, eski... Ağzımı alıştıramadım hala.

-İsim soy isim alabilir miyim?

-Sinan Kaynak.

Tost makinesinin temizliği bitmişti. Tekrar fişe taktı. Poşetten dört dilim tost ekmeği, dolaptan ikişer dilim kaşar çıkarttı. Her birini güzelce yerleştirdi ve tost makinesinin kapağını bastırdı.

-Sinan Bey, af edersiniz. Sistemimizde eşinizin adı kayıtlı olduğu için bu şekilde hitap ettim. Şimdi birkaç kontrol yapmamız gerekiyor. Bana yardımcı olur musunuz?

-İşe yarayacaksa seve seve. Ne yapmalıyım?

-Makinenizin başında mısınız?

-Evet.

Koştura koştura banyoya geçti.

-Çamaşır makinenizin fişini kontrol edebilir misiniz? Prize tam olarak yerleştirilmiş mi?

Makinenin fişini takmayacak kadar gerizekalıyız yani öyle mi?

-Doğru bir şekilde yerleştirilmiş hanımefendi.

-Şimdi de dairenin elektrik panosundaki sigortaların atıp atmadığını kontrol edelim.

Öyle olsa banyonun ışığı yanar mı hiç?

-Sigortalarda bir problem görünmüyor hanımefendi.

-Son olarak power düğmesine bastığınızdan emin olabilir miyiz?

Dalga mı geçiyorsun acaba?

-Eminim hanımefendi.

-O halde sizin için bir kayıt açıp randevu oluşturalım. Hayri Usta en yakın zamanda sorunu yerinde teşhis etsin.

-Bir dakika bekleteceğim. Özür dilerim. Eşim arıyor.

Hay dilimi eşek arısı... eski eşim ulan!

-Alo!

-Çocuklar hazır mı? Neredeyse geldim ben.

-Tabii ki hazırlar.

Daha kahvaltılarını bile yapmadılar. Nereye hazırlar... Ah Gülten!

Çocukların yanına koştu. Telefon omzu ile kulağı arasında yine. Oyuna dalmış ikisi de. Büyük olandan kendi giyinmesini söyledi. Küçüğü de aceleyle giydirmeye başladı. Zil çalmadan çocukları hazır etmeliydi.

-Efendim, orada mısınız?

Soluk soluğa bir dakika daha rica etti operatör kızdan.

Başta siz beni bekletiyordunuz. Hikayeler filan... Şimdi sıra bende işte!

O sırada zil çaldı. Büyük çocuk hazırdı. Küçüğün ise sadece ayakkabıları kalmıştı. Başı omuzuna yapışık bir halde kapıyı açtı. Çocuklarını son bir kez kucakladı. Kafası karışık göründüğü için “Bir sorun mu var?” diye sordu Gülten. Aciz görünmemeliyim. “Yok.” dedi telefonu boynundan indirirken.

Gülten küçük çocuğu kucağına aldı. Diğerini eline. Merdivenlerden inmeden geri döndü. “Geçen hafta, son bir şey diyecektim, unuttum.” İlgisiz davranmalıyım. Külahıma anlat der gibi. “Çamaşır makinesinin kilo hassasiyeti özelliği var haberin olsun. Ağzına kadar doldurursan çalışmaz.”

Şaka mı bu Gülten? Hayatımda değilken bile mi ömrümü törpülü...

Kuru bir teşekkürle kapattı kapıyı Sinan. Hemen çamaşır makinesinin yanına döndü. Kapağı açtı. Birkaç pantolon ile birkaç gömlek çıkardı. Düğmesine dokundu. Deterjan çekmecesine tazyikli su dolmaya başladı.

Bu kadar basit miydi?

-Efendim bir şey mi dediniz? Arıza kaydınızı bugün için saat kaçta oluşturmamı istersiniz?

-İstemez hanımefendi. Sabahtan beri bir sorunu halledemediniz. Halettim ben.

-Özür dilerim efendim. Sorunu çözmenize sevindim. Son olarak bir anketimiz olacak, katılmak ister misiniz?

Oldu olacak Hayri Usta’nın kahvaltıda K-Fleks mi yoksa Coco-Pops mu yiyeceğini de sorsaydınız da çağrı merkezinizin adı Hayat Bandersnatch olsaydı.

-Hayır hanımefendi, istemiyorum.

Telefonu kapattı. Mutfaktan yanık kokusu geliyordu.

Allahım yine mi?