İslam kaynaklarına göre Malta Şahini

Humphery Bogart’ın duvarlarında gezdiği bu evde, plastik bir mutfak masasının üzerinde suyun hareketlerini düşünüyorum.
Humphery Bogart’ın duvarlarında gezdiği bu evde, plastik bir mutfak masasının üzerinde suyun hareketlerini düşünüyorum.

Beyazıt’ta bir işportacından aldığım Rus malı projeksiyon cihazından kirli duvarıma Malta Şahini’ni yansıttım. Bazı düğümler var. Bir ipin üzerinde onlarca düğüm olabilir. Bazı filmler ya da kitaplar da benim ipim üzerindeki o düğümler gibiler. Süreklilik bir şekilde sağlanıyor ama insanın eli yine de o düğümlerin üzerinde gezinmekten kendisini alıkoyamıyor.

“İnsan doğasıyla alakalı ne biliyorsam suyun hareketlerinden öğrendim.”

Evet, tam olarak böyle söylemiştim. Fakat insan doğasını yeteri kadar öğrenemediğimi karşımdaki heyetin bakış boşluklarına sıkışıp kaldığımda anladım. Derin sessizliğin içinde bir çıkış yolu aradım sonra. Tıpkı sıkışıp kalan suyun akacak bir yol araması gibi bütün çatlakları zorladım. İlerleyen saatlerde bir çağlayan şeklinde olmasa da damlamayı başardım sanırım. Nihayetinde İstanbul’da biraz daha kalabilmek için yüksek mühendislik eğitimi almam konusunda bir mutabakat sağladık. Şiire yakın olabilmek için diferansiyel denklemlere, Fourier Serilerine, Zemin Mekaniğine ve depremlerin kalp ritimlerini andıran eğrilerine de yakın olmam gerekecekti.

Beyazıt’ta bir işportacından aldığım Rus malı projeksiyon cihazından kirli duvarıma Malta Şahini’ni yansıttım.
Beyazıt’ta bir işportacından aldığım Rus malı projeksiyon cihazından kirli duvarıma Malta Şahini’ni yansıttım.

Özellikle de suyun toprağın içindeki gizemli hareketleri geleceğimle yakından ilgiliydi. Bense kelimelerin Büyük Türkçe Sözlük içindeki gizemli hareketlerinden başka bir şey düşünemiyordum.

İnsanın ancak ateşli bir hastalık sırasında gördüğü, belli belirsiz, ölçeksiz ve sonu gelmez tekrarlardan oluşan rüyalara benzeyen Mecidiyeköy’e döndüm. Küçük İran sigaraları, hazır çorba ve adresimde bulunamadığım için kargoda bekleyen bir kitabı alıp eve geldim. Uzun yıllardır adresimde bulunmakta çok zorlanıyorum. Beyazıt’ta bir işportacından aldığım Rus malı projeksiyon cihazından kirli duvarıma Malta Şahini’ni yansıttım.

Bazı düğümler var. Bir ipin üzerinde onlarca düğüm olabilir. Bazı filmler ya da kitaplar da benim ipim üzerindeki o düğümler gibiler.

Humphery Bogard: Hey, dostum gövdende bir deliğe ne dersin?
Humphery Bogard: Hey, dostum gövdende bir deliğe ne dersin?

Süreklilik bir şekilde sağlanıyor ama insanın eli yine de o düğümlerin üzerinde gezinmekten kendisini alıkoyamıyor. Humphery Bogart’ın duvarlarında gezdiği bu evde, plastik bir mutfak masasının üzerinde suyun hareketlerini düşünüyorum. Toprağa gömülen binalar, yana eğilen binalar, parmak uçlarında yükselen binalar…Suyun taneleri arasında ıslak bir gizemle yer değiştirdiği toprak, üzerindeki taşınmaz ve değişmez olanlara meydan okuyor. Rakamlar, formüller ve kavramlar, suyun gizemli hareketleri için epik bir anlatıda bir araya geliyorlar. Pisa Kulesi yavaş yavaş yana yatarken, Pleb’ler toprağa sahip olmak için isyan ediyor. Su; tahliye edilen, biriktirilen, kurutulan, sıkıştırılan, buharlaştırılan ama asla vazgeçmeyen bir isyancı. Onu kendi akışına bırakıyorum. Tarih ve mekanik beni kendi halime bırakmıyor.

  • İnsan= Su+ Toprak

Olay: Malta’daki Tapınak Şövalyeleri, mücevherlerle süslü som altından bir şahini, İspanya Kral’ı Şarlken’e hediye etmek üzere yola çıkarırlar.

Başka bir olay: Kuzeyliler, korsanlardan korunmak için buzlarla kaplı adaya “Greenland” (Yeşil Ülke), ormanlarla kaplı yaşadıkları adaya da İceland (Buz adası) demişler. Anlam sapması en az beş yüz deniz mili eder.

Zincir:Malta Şahini’ni taşıyan gemiye korsanlar saldırır. Şövalyeler, değerinin anlaşılmaması için som altından heykeli katrana bularlar. Anlam sapması en az beş yüz yıl eder.

Humphery Bogard: Hey, dostum gövdende bir deliğe ne dersin?

Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu: Zemin boşluklarındaki suyun hareketi veya basınçla gereğinden fazla yüklenmesi, zemin tanelerinin birbirini tutan yapısını bozarak zemini bir bulamaca dönüştürebilir.

Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu
Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu

Bazı sabahlar, filmden gelen bir telefonun sesiyle uyandım. Komşunun zili çaldı, kapıyı ben açtım. Valdivia Depremi’nin ivme grafiklerini çizdim. Yerküre kalp krizi geçirdi, benim göğsüm sıkıştı. Suyun kestirilemez hareketleri topraklarımı alt üst etti.

Ön Sonuç: Sıradan, mutlu ve başarılı bir adam bir gün evden çıkar ve bir daha geri dönmez. İyi bir aile babasıdır. Yolda yürürken başına inşaat iskelesinden bir parça düşmüş ve kıl payı ölümden dönmüştür. Hayatın kestirilemez ve her an ölümle burun buruna olduğunu düşünen adam, bir an için yaşamanın mekaniğini çözdüğünü düşünür. Ailesini terk edip, beş kuruşsuz bir şekilde yeni bir hayat kurar. Önceki hayatında emlak işi yapmaktadır, şimdi ise araba alıp satar, yeniden evlenir.

Terk edip, kaçtığı hayatın aynısını kurar. Su, gereken boşluğu bir kez daha bulmuştur. Humphery Bogart, Malta Şahin’ini ararken izini sürdüğü bu adamı anlatır. Malta Şahin’i hayallerde uçmaya devam etmektedir o sırada.

  • Yeni Veriler:Malta Şövalyeleri, Muhteşem Süleyman’dan kendilerini koruması için Şarlken’e bir “şahinlik” ödeme yapmışlardır. Barbaros, Şahin’i ele geçirir. İslam kaynaklarına göre Şahin, artık İstanbul’da. Katran sapması işe yaramamış.

Tekrar Çözüm: Gizemli bir kadın gelir. Su gibi süzülmüştür içeri. Hepimiz boğulana kadar bizimle kalır. Çok değerli bir heykelcikten bahsediyordur.

Daha önce üzerinde bir yük bulunan (ev, cami, medrese, saat kulesi vs…) zemin taşıdığı yükten kurtulunca ilk haline geri dönmez. Artık bir gerilimin tarihçesini taşıyordur. Omuzlarımda hissediyorum bu tarihçeyi. Sanki üzerime dev bir kale inşa etmişler ve anlaşma gereği yıkılmış gibi. Azak Kalesi ile aramda benzerlikler kurduğunu söylemekten çekiniyorum.

Malta Şahini: Şiirimiz katran kaplı değil midir abiler?

Sonuç: Ruh, bedenden tahliye edilirse gerilim ortadan kalkar.