Karınca incitmez öyküler

KARINCA İNCİTMEZ ARTUR BALYAN'IN TUHAF İNTİKAM PLANI - ALPER BİLGİLİ - VADİ YAYINLARI
KARINCA İNCİTMEZ ARTUR BALYAN'IN TUHAF İNTİKAM PLANI - ALPER BİLGİLİ - VADİ YAYINLARI

Her biri birbirinden farklı ve enteresan olaylarla örülü öyküler, keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. Elbette enteresanlık bir öyküyü güçlü yapmaya yetmez. İlginç konu seçimlerinin yanı sıra, bununla uyumlu bir üslubu var Alper Bilgili'nin. Hızlı anlatım ve özgün imgeler, okurun hikayeye dahil olmasını kolaylaştırıyor.

Alper Bilgili'nin Karınca İncitmez Artur Balyan'ın Tuhaf İntikam Planı kitabı, Vadi Yayınları'ndan çıktı. Kitap on iki öyküden oluşuyor ve bu öyküler, oldukça geniş bir yelpazenin yapraklarını oluşturuyor. Bir öyküde, artık eskisi gibi yazamayan ve ilhamını şarj etmek için banka soymaya kalkan bir yazarla karşılaşırken, başka bir öyküde zaman makinesi kullanma şansı elde edip bu şansını Kayahan'ın 1989'daki TRT konserine gitmek için kullanan bir karakterle karşılaşabiliyoruz. Mekanı bir ege kasabası olan öykü de var, yeni düşmüş Gırnata'da geçen bir öykü de. Birbirinden farklı uçlara konmuş bu öykülerin tümünde gücünü koruyabiliyor yazar. Her biri birbirinden farklı ve enteresan olaylarla örülü öyküler, keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. Elbette enteresanlık bir öyküyü güçlü yapmaya yetmez.

İlginç konu seçimlerinin yanı sıra, bununla uyumlu bir üslubu var Alper Bilgili'nin. Hızlı anlatım ve özgün imgeler, okurun hikayeye dahil olmasını kolaylaştırıyor. Çünkü sıradan yaşamlardan çıkarılmış sıradan kesitler, okurun daha rahat uyum sağlayabileceği hikayelerdir. İlginç konular, okuması keyifli olsa da okur kendini kahramanın yerine koymakta zorlanabilir. Okur ve hikaye arasındaki bağı kuracak olan, yazarın anlatım gücüdür elbette. Basmakalıp imgelerle yapılacak tasvirler bizlere yeni bir şey sunmaz, oysa önümüzde yepyeni bir hikaye vardır. Nasıl yeni çıkmış bir telefonu ince uçlu şarj aletiyle şarj edemiyorsak, yeni hikayeleri de klişe imgelerle anlatamayız. Örneğin, birçoğumuz 12 Ağustos 1993 tarihinde savaşta değildik ve orada aşık olmadık. Kitaptaki "Aşk ve Barış" öyküsü böyle bir atmosferde geçiyor.

Anlatıcı, Emira karakterini bizlere tanıtırken "Vereceğim hiçbir detayın o güzelliği anlatmaya yetmeyeceği açık. Küskün bir romancının da önerdiği gibi, şimdi gözlerinizi kapatma vakti. Kapatın ve sizi en çok etkileyen, uzun süre esir alan bedeni hayal edin. Emira'yı zihninizde canlandırmanın en iyi yolu bu. Dediğimi yapın, kendinizi benim yerime koyun istiyorum. Koyun ki yaptıklarımı daha kolay kabullenin. Beni bir okur rahatlığı ve küstahlığı ile yargılamayın." diyor. Okuru öykü atmosferine çekmek için çok iyi bir anlatım bu. Anlatıcı, Emira karakterinin güzelliğine dair ne kadar detay verirse versin, hiç görmediğimiz birini zihnimizde canlandıracak ve ona uzaktan bakacaktık.

Hikaye, bir çerçevenin içinde akacak ve bitecekti. Oysa bu anlatım, okuru çerçeveye dahil ediyor. Bu anlatımla kitaptaki tüm öykülerde karşılaşıyoruz. Örneğin "Kaplumbağa Adayı Kumarbaz Sabri" öyküsünde, "O gün, adam kaçırmak için lüks sayılabilecek bir araba ile ancak 1980 öncesi kalitesiz Türk filmlerinde görülebilecek depolardan birisine getirilmiştik." gibi bir cümleyle karşılaşabiliyoruz. Yazar, okurun zihnindeki görüntüleri kullanarak anlatıyor hikayesini. Bahsedilen depoyu gözümüzde rahatlıkla canlandırabiliyoruz ve bunun bilincinde olan yazar, okurun zihniyle paslaşıyor tasvirlerinde. Tüm bunlar ışığında baktığımızda, Karınca İncitmez Artur Balyan'ın Tuhaf İntikam Planı'nın gayet başarılı bir öykü kitabı olduğunu söyleyebiliriz sanırım.