Pitbull Durmaksızın Koşuyor

Levent Tülek
Levent Tülek

Pitbull’daki öyküler, gündelik hayatın alıştığımız konforundaki zaman tutulmalarında kendine yeni cepheler açıyor. Gözümüzün kulağımızın yadırgamayacağı alışkanlıklardan ansızın gerçeküstü hikayeler devşiriyor. Tamamlanmış bir oyundaki kahramanların masallarını anlatıyor.

Hikaye anlatabilmek her şeyden önce bir gözlem yeteneğidir. Malzemeyi toplar, ortaya çıkarmak istediğiniz esere göre kurgularsınız. Buradaki kasıt acayip olaylara şahit olmak değil elbette. Yaşadığımız hayatta küçük anlar, peşine düşülen yarım kalmış cümleler ısrarlı bir yazarı iyi öykülere giden yola çıkartır. Buradan sonrası her metin için farklı tecrübelerle şekillense de akla düşen ilk cümle, ilk görüntü, ilk ses esasında sanatsal çabanın başlangıcıdır.

Pitbull, Levent Tülek, Hep Kitap
Pitbull, Levent Tülek, Hep Kitap

Pitbull’daki öyküler, gündelik hayatın alıştığımız konforundaki zaman tutulmalarında kendine yeni cepheler açıyor. Gözümüzün kulağımızın yadırgamayacağı alışkanlıklardan ansızın gerçeküstü hikayeler devşiriyor. Tamamlanmış bir oyundaki kahramanların masallarını anlatıyor. Kurgular, genellikle geçmişle şimdinin kesiştiği yerde pişip, geleceğe dair bol miktarda soru işaretleriyle sonlanıyor.

“Dinlendiği şarkılardan, sosyal medyadan paylaşılan özlü sözlerden ve şiirlerden beğendiklerini ezberleyip Mine’ye söylerdi usulce. İyi adamdı kocası.” (s.75) gibi cümlelerle günümüz bireyinin dinamiklerini normalleştirerek yeni gerilimler yaratıyor. Levent Tülek’in öykülerinin en kuvvetli yanı da bu özelliğinden doğuyor. Her satırda uçan ejderhalarla abartılı bir aksiyon yok belki ama kurgusal olarak fantastiğe, bilimkurguna oldukları söylenebilir. En tuhaf olmayandan yola çıkarak ördüğü zıtlıklar, finale doğru yol aldıkça okuru bekleyen keskin bir bıçağa dönüşüyor. Karmaşık olana basit adımlarla varıyor. Gündelik hayatın sıklıkla tekrarlanan bir anından başladığı yolculuğu tamamladığında okur, gerçeküstü bir hikayede buluveriyor kendini.

Çoğunluğu, çağdaşlarınınki gibi oyunlu bir dille yazılmış metinler, kimi zaman bir köpeği ya da uzaylıyı karakter olarak seçerken kimi zaman bir bebeğin ağzından konuşuyor: “Henüz bir buçuk yaşındaydım. Belki bir ay daha fazla.” (s.37)Tülek tam bu noktada yetkin bir işçilik ortaya koyuyor. Bahsettiğimiz beceri yukarıdaki görünmez gerilimle birleştiğinde yazara, pek çok farklı karakteri kullanabileceği bir kurgu alanı sağlıyor.

Hep Kitap etiketiyle yayımlanan Pitbull, Levent Tülek’in ilk öykü kitabı. Abartmadan tartışıyor, bağırmadan konuşuyor. Meselelerini rahatlıkla işliyor. Kederi, neşeyi ya da hayat pratiği haline gelen hüznü ironik bir biçimde kullanıyor: “Onlar ışığın çevresinde dönen pervaneler gibi iyiliğin peşinde uçuveriyorlar, piliç çevirme makinesindeki tevekkülle dönen kızarmış tavuklara vitrin camının ardından bakan aç sokak çocuklarının paralize olmuş gözleriyle kalakalıyorlardı O’nun karşısında...” (s.16) Dil oyunlarını, kelime şakalarını çağdaş metinlerin matematiğine uygun bir şekilde yapıyor.

Günümüz öyküsünü sevenlerin keyifle okuyacağı bir kitap. Pitbull durmaksızın koşuyor ve sahanın her köşesine ayak basmak istiyor.