Post-Apokaliptik öykü yaz!

Şen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen.​
Şen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen.​

Öyle ya da böyle, hikâye senin, dünya senin Post okuru. Ama Fallout 4’ten yürürken iki kere düşün, ekipte oyunu bitirenler var. Mad Max mi? Neden olmasın, yeni bir yorumun varsa bekleriz. Walking Dead diyorsan ona da hazırlıklıyız. Ama sen iyisi mi kendi hikâyenle gel.

Nasıl geldik buraya? Yani modern zamanlara? Biz yani insan, nasıl? At sırtında dörtnala coğrafyaları aşıyor yahut tarlamızı sürüyorduk bahar sonu! Şimdiyse büyük marketlerden alışveriş yapıp metrobüs kuyruğunda ontolojik problemler yaşıyoruz. Varoluş mücadelemiz hiç bu kadar sahte; acılarımız hiç bu kadar suni olmuş muydu? Zamanı geri alma yetisine sahip değiliz heyhat! O hâlde ne yapmalı? Ne yapmalıyız? Yeniden bu defa doğru dürüst başlayabilmek için bir son mu beklemeliyiz? Bir küçük kıyamet belki... Yeniden ve daha kuvvetli yaşamak, yaşadığını hissedebilmek için... Bölüm sonu canavarlarıyla, kredi kartı ekstreleriyle, akşam trafiğiyle değil gerçek düşmanlarla kıyasıya savaşmak, sevmek, sevilmek, hayatta kalmak için mücadele etmek, kaybetsek de gururla ölmek için ne yapmalı mesela? Bir son mu beklemeli? Bir küçük kıyamet mi? Öyle olsun. Yaz, olsun.

Dünyayı zombiler sarmış olsun, nükleer savaş kırmış olsun yaşamı; büyük bir deprem bütün yaşamı bitirmiş dünyanın iki ucunda birbirine kavuşmaya çalışan iki sevgili kalmış olsun; yüz yıldır süren kuraklık su savaşlarına sebep olsun mesela. İşte öykünün adı o zaman kuyu olsun, metaforik değil gerçek bir kuyu. Kalabalıklar içinde yalnız kalmasın karakterlerin gerçekten yalnız kalsın, dünya üzerinde hayatta kalan tek insan gibi? Hı? Öyle olsun! Yaz, olsun.

Peki, kıyamet sonrası (post-apokaliptik) dönem neden hep karamsar olmalı? Neşeli bir hikâye çıkmaz mı bu atmosferden? Hayatta kalan bir avuç insan (karakter) komik durumların içinde kalmazlar mı? Mizah duygusu, zamanın her noktasında (muhayyel zamanlar dahil) bizimle birlikte değil mi? Şen dünya içinde şen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen diyor şair. Yoksa bu dizeye post-apokaliptik bir yorum mu getireceksin? Olur mu olur! Yaz, olsun.

Öyle ya da böyle, hikâye senin, dünya senin Post okuru. Ama Fallout 4’ten yürürken iki kere düşün, ekipte oyunu bitirenler var. Mad Max mi? Neden olmasın, yeni bir yorumun varsa bekleriz. Walking Dead diyorsan ona da hazırlıklıyız. Ama sen iyisi mi kendi hikâyenle gel.

Sen yaz, biz yayımlayalım.

Atölye Devam Ediyor!

O hâlde buyrun, hodri meydan!

  • Yazdığınız öyküleri 1 Ağustos'a kadar postoyku@gmail.com'a gönderebilirsiniz.