Simurg Zal albino

Simurg

Bu kadarla bitti sanmayun ey kari! Simurg hem şefkatlidir de. Kral Şam’ın oğlu Zal albino olarak doğunca Kral Şam, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp Elbruz Dağlarına terk eder. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür.

Kaf Dağı’nda Simurg nam bir kuş var derler, uçtuğunda bir dağ uçuyormuş gibi görünür. Yılanlara düşmanlığı vardır ve sulak, safalı yerlerde yaşamayı sever. İnsan başının bağlı olduğu gövdesinde her kuştan bir tüy bulunur. Öyle ki, Simurg’un tüyünü ele geçirenlerin en büyük sırra ve ölümsüzlüğe erecekleri söylenir. Cümle kuşun bir araya gelip aramaya çıktıkları sultan da kuşlar padişahı Simurg’dan başkası değildir. Ah yoldaşlar vah yoldaşlar, bu yolun çilesi pek zor, tuzağı pek çetindir. Engellere takılmayıp meşakkatlere göğüs gerip vadileri aştıklarında kala kala otuz kuş kalır. Bakarlar ki gide gide kendilerine varmışlar. Sîmurg’dan bir ses gelir: “Siz buraya otuz kuş geldiniz; otuz kuş gördünüz. Daha fazla yahut daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz. Burası bir aynadır!”

Bu kadarla bitti sanmayun ey kari! Simurg hem şefkatlidir de. Kral Şam’ın oğlu Zal albino olarak doğunca Kral Şam, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp Elbruz Dağlarına terk eder. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Eh, dünyanın yıkılışına üç kez şahitlik eden Simurg’un görmediği, bilmediği yoktur. Zal da Simurg’dan hikmeti almıştır. Gün gelip devran dönende Zal insanların arasına karışmak isteyince Simurg ona altın bir tüy verir. Derler ki, Zal oğlu Rüstem’in doğumu da bu tüy yardımıyla olmuştur. Yani ki, Rüstem’i maceradan maceraya koşturup koca Şehname’yi yazdıran da Simurg’un tüyüdür.

Ölenler ölür, olanlar olur, can kuşu uçar. Simurg Kaf Dağı’nın ardında onu aramaya çıkanları bekler. Behey muharrir! Şimdi kendi gökyüzünüze uçmak zamanı!

  • Simurg karakterini kullanarak yazdığınız öyküleri 1 Aralık’a kadar postoyku@gmail.com’a gönderebilirsiniz.