Suçlu kadın

Şu anda yapılacak tek şey, kendini ele vermek, polise gidip ayrıntılı bir itirafta bulunmaktır.
Şu anda yapılacak tek şey, kendini ele vermek, polise gidip ayrıntılı bir itirafta bulunmaktır.

Ağzını açtığı anda, adamlar onu masum olarak görmektedirler. Bu insanlar doğru dürüst dinlemezler bile kadıncağızı, sözünü keser ve sevgi fışkırtan bir sesle, “Sahi mi?” diye sorar, sonra da onu evine gönderirler. Sanki yasalar çıkarılırken bu kadın hariç tutulmuş!

Bu karakterin öyküsünü yazın!

Suçlu, yeryüzünde var olan bütün suçları anında kabul eder. İster kulağına gelsin, ister gazetede gözüne ilişsin, yaptıklarını anında tanır ve başını eğer bu kadın. Ve kara kara düşünmeye başlar. Nasıl olmuştur da bu suçu işlemiştir, bunu saptamaya çalışır, nasıl olmuştur da böylesine korkunç bir şeyi unutmuştur, aklı almaz. Olamaz, diye düşünür, bu suçu işlemek hayalinden bile geçmemiştir, bu konuda hiçbir fikri yoktur; tam da o sabah, yataktan kalktığında, tümüyle farklı bir suçla, bir önceki suçuyla meşguldü kafası. Şimdiyse bu yeni suç gözüne ya da kulağına ve de aklına takılmış, takılmasıyla da kadının daha önceki tüm suçları bir kenara atmasına neden olacak bir kesinlikle onu şaşırtmıştır; ve suçlu kadın, şu anda başka hiçbir şey düşünememektedir.

Şu anda yapılacak tek şey, kendini ele vermek, polise gidip ayrıntılı bir itirafta bulunmaktır. Ancak kadının bu alanda bazı kötü deyimleri olmuştur; polislerin, insan doğası konusunda hiç ama hiçbir şey bilmedikleri, tecrübesiyle sabittir. Ağzını açtığı anda, adamlar onu masum olarak görmektedirler. Bu insanlar doğru dürüst dinlemezler bile kadıncağızı, sözünü keser ve sevgi fışkırtan bir sesle, “Sahi mi?” diye sorar, sonra da onu evine gönderirler. Sanki yasalar çıkarılırken bu kadın hariç tutulmuş! Kaç tane dilekçe yazdı, kaç cinayette suçluyu, yani wbizzat kendisini anında ortaya koyarak çözümü ellerine verdi.

Verdi ama alan kim! Sözlerini güzel güzel kanıtlayacak ayrıntıları unuttuğu hiç olmamıştır bugüne dek: suçu işlediğini kavradığı saniye, mucizevi bir bellek oluşur bu kadında. Ama başkaları her zaman da bir yolunu bulmakta, kabahati gaspetmektedirler. Kendisi dururken onun yerine başkalarına hapis ya da ıslah cezası veren korkunç duruşmaları anlatan haberleri okumaya asla ve asla dayanamaz. Yaptığı yanlışların bedelini ödemeye her zaman hazırdır o, bu yüzden kendisini düpedüz yok sayan ceza yasasının içinde bulunduğu durumdan utanç duymaktadır. Soruşturma için nice paralar sokağa atılmaktadır; bu ne müsrifliktir! Bu ne uzun ve de ayrıntılı işlemler gösterisidir! Şu sonunda itiraf eden ahmaklar kendilerini ne sanmaktadırlar? Bu insanları, gerçekleştirmelerine ne olanak ne de olasılık bulunabilecek bir şeyi kabullenmek zorunda bırakan, ne biçin bir zihinsel hastalık, ne biçim bir dalalettir!

Zaman zaman, dünyada kendisini toparlamasına olanak tanımayan olaylar kafasını iyice karıştırdığında, acaba aynı ve de tek bir suçun, iki kez işlenmesi akıl alır bir şey mi, diye merak eder. Tüm öteki insanlar aptal da, kendisi gözünde perde bulunmayan, net görüşlü tek kişi mi bu dünyada? Kendisiyle ilgili yanılsamaları yoktur kuşkusuz, Tanrı korusun böyle bir şeyi yapabilme yeteneğine sahip biri nasıl olurda yanılsamalar içinde boğulur. Ama gariptir, insanların büyük çoğunluğu kendilerini çok az tanırlar-dır.

Suçlu, umutsuzluğa kapılmaz. Kendisine hakim olur, gücünü toplar, adaletin yerini bulacağı günü görmek için yaşamaktadır yalnızca. Suçlar gelir, suçlar gider, olsun. Hele bir sözünü dinlesinler, hele bir söylediklerini ve de onu kabul etsinler, başı dimdik yukarda duracak ve hakkı olan cezayı minnetle kabul edecektir.

  • Suçlu karakterini kullanarak yazdığınız öyküleri 1 Ekim’e kadar postoyku@gmail.com’a gönderebilirsiniz.