Yeni başlayanlar için edebiyat

Sürekli Mozart’ın ayağını kaydırmaya, onu bitirmeye çalışan Salieri, bir gece yarısı gözyaşları içinde isyan eder.
Sürekli Mozart’ın ayağını kaydırmaya, onu bitirmeye çalışan Salieri, bir gece yarısı gözyaşları içinde isyan eder.

Puşkin’in de bir tragedyası var imiş, “Mozart ve Salieri” diye, sonradan öğrendim. Bizim edebiyatımızın düşkün Salieri’leri de çoktur. Salieri kadar emek çekmeye, ter dökmeye bile cesaretleri yoktur, ama nerede bir parlaklık/yetenek/deha kırıntısı görseler çamur atmaya kalkarlar.

Salieri Kompleksi: Mozart’ın hayatını anlatan meşhur Amadeus filminde bir sahne vardır. Sürekli Mozart’ın ayağını kaydırmaya, onu bitirmeye çalışan Salieri, bir gece yarısı gözyaşları içinde (ben öyle hatırlıyorum) isyan eder: “Tanrım, Tanrım, neden dehayı anlayacak yeteneği verdin de, dehadan mahrum ettin beni? Hani adaletin?” Puşkin’in de bir tragedyası var imiş, “Mozart ve Salieri” diye, sonradan öğrendim. Bizim edebiyatımızın düşkün Salieri’leri de çoktur. Düşkünü, düşük diye düzeltelim isterseniz. Salieri kadar emek çekmeye, ter dökmeye bile cesaretleri yoktur, ama nerede bir parlaklık/yetenek/deha kırıntısı görseler çamur atmaya kalkarlar. Trajedi şurada yatar: İyi şiiri, iyi öyküyü, dergiyi görecek kadar basiretleri, -edebiyat görgüleri olmasa da- bilgileri vardır, ama onu üretecek, ortaya koyacak yetenekleri, cesaretleri yoktur.

Onların en belirgin özellikleri hasettir. Şöhretleri, eserlerinden değil, sövgülerinden gelen bu düşük, yok yok çakma Salieri’lerin karşısında ey kari, susup uzaklaşmak en iyisidir! Çünkü koca ve boş bir ağızla savaşamazsınız.

  • (Not 1: Kendimi Mozart’tan saydığımı düşünmedin herhalde. Not 2: Salieri’nin sözlerindeki vurgu bana ait. Aynen alıntılamadım.) (Aykut Ertuğrul)