Baykar'dan nükleer enerji adımı: Savunmadan sonra enerjiye geçiyor

Türkiye'nin göklerdeki gururu Baykar, teknoloji vizyonunu yer yüzüne indiriyor. İHA ve SİHA'larla dünya dengelerini değiştiren şirket, şimdi de Türkiye'nin enerji bağımsızlığı için nükleer reaktör üretimine başlıyor. Enerji Bakanı Bayraktar, Baykar'ın geliştirdiği projeyi ilk kez detaylandırdı.
Türkiye savunma sanayisinde yazdığı başarı hikayesini enerji sektöründe de tekrarlamaya hazırlanıyor. Dünyanın yakından takip ettiği TB2 ve Kızılelma gibi projelerin mimarı olan Baykar, teknolojik birikimini bu kez nükleer enerji alanına aktarıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaptığı son açıklamalar, şirketin enerji vizyonunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.
Bakan Bayraktar’ın paylaştığı bilgilere göre Baykar, Küçük Modüler Reaktör (SMR) teknolojisi üzerine yoğunlaşmış durumda. Şirketin üzerinde çalıştığı 40 megavatlık (MW) reaktör projesi, klasik nükleer santrallerden çok daha farklı bir yapıya sahip. Geliştirilen bu yerli prototipin, tek başına yaklaşık 100 bin hanenin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olduğu belirtiliyor. Bu hamle, Türkiye'nin sadece savunmada değil, kritik enerji teknolojilerinde de dışa bağımlılığı bitirme hedefinin bir parçası olarak görülüyor.
Selçuk Bayraktar işaret etmişti
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, geçtiğimiz dönemde yaptığı açıklamalarda nükleer enerjinin Türkiye için "stratejik bir zorunluluk" olduğuna dikkat çekmişti. Baykar'ın bu alana girmesi, sadece ticari bir yatırım değil, Türkiye'nin teknolojik egemenliği için atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor. Şirket, havacılıkta elde ettiği mühendislik kabiliyetini ve yazılım gücünü, güvenli nükleer enerji üretimine entegre etmeyi amaçlıyor.
Özel sektöre nükleer vizesi geliyor
Türkiye'nin 2050 yılına kadar karbon nötr olma ve enerji arz güvenliğini sağlama hedefleri doğrultusunda yasal altyapı da yenileniyor. Bakanlık, nükleer enerji üretiminin önünü özel sektör için açacak kapsamlı bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.
Bu yeni düzenleme ile birlikte:
Gerekli yüksek güvenlik ve teknoloji kriterlerini sağlayan firmalar SMR geliştirebilecek.
Yerli üretim teşvik edilecek.
Türkiye'nin 2050 vizyonu olan 5 bin megavatlık SMR kapasitesine ulaşılması için özel sektör dinamo etkisi yaratacak.
Neden dev santraller yerine SMR?
Dünya genelinde enerji trendleri devasa nükleer santrallerden, daha güvenli ve pratik olan SMR’lere (Küçük Modüler Reaktörler) kayıyor. Baykar'ın da odaklandığı bu teknoloji şu avantajları sağlıyor:
Fabrikada Üretim: Reaktörler sahada inşa edilmek yerine fabrikada modüler olarak üretilip tırlarla taşınabiliyor.
Yüksek Güvenlik: Pasif soğutma sistemleri sayesinde, insan müdahalesi veya elektrik olmasa bile sistem kendi kendini soğutarak kaza riskini minimuma indiriyor.
Hızlı Kurulum: Yıllar süren inşaatlar yerine çok daha kısa sürede devreye alınabiliyor.
Öte yandan Türkiye, zengin toryum yataklarını değerlendirmek için de Danimarka merkezli teknoloji şirketleriyle temaslarını sürdürüyor. Baykar'ın projesi ve toryum potansiyeli birleştiğinde, Türkiye'nin enerjide oyun kurucu bir ülkeye dönüşmesi hedefleniyor.