81 yıllık geçmişi ile Ulucanlar Cezaevi

Ulucanlar Cezaevi.
Ulucanlar Cezaevi.

1925 yılında inşa edilen, 2006 yılında kapatılan Ulucanlar Cezaevi, Ankara Altındağ Belediyesi tarafından restore edilip, müze ve kültür sanat merkezi olarak yüz binlerce kişiyi ağırladı.

İlk adı Cebeci Tevfikhanesi olan hapishane inşa edilip açılmasından bir yıl sonra infazların gerçekleştiği bir yapı oldu. 1925 yılından mahkûmların başka bir cezaevine sevk edilip cezaevinin boşaltıldığı 2006 yılına kadar tam 81 yıl boyunca insanların hapis ve infaz edildiği, ana babaların kapısında günlerce haber beklediği soğuk ve karanlık bir hapishane oldu Ulucanlar Cezaevi…

Açık kaldığı 81 yıl boyunca Ulucanlar Cezaevi tanınmış mahkumlarıyla tarihe ismini yazdırdı. Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet Ran, SamiCebeci, Yılmaz Güney, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Metin Peker, Oral Çalışlar,İpek Çalışlar, Beyhan Cenkçi Adnan Cemgil, Cüneyt Arcayürek, Fakir Baykurt, Metin Toker, Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu, Doğu Perinçek, Osman Yüksel Serdengeçti, Talat Aydemir, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan, MuharremŞemsek Ulucanlar Cezaevi’nde kalmış tarihe adını yazdırmış isimlerden bazıları…

Balmumu heykellerinden yapılan mahkumlar
Balmumu heykellerinden yapılan mahkumlar

Ulucanlar Cezaevi Müzesi 2011 yılında açıldı

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini ifade edenAltındağ Belediye Başkanı Dr. Veysel Tiryaki, “Ulucanlar Cezaevi Ankara için önemli bir simge. Buranın yıkılmasına izin veremezdik. Ankara’nın kültür ve turizm hayatına önemli bir eser kazandırdığımızı düşünüyorum.” diyerek projeye verdiği önemi belirtiyor.

Altındağ Belediye Başkanı Dr. Veysel Tiryaki
Altındağ Belediye Başkanı Dr. Veysel Tiryaki

Koğuşlar, eski Türk filmlerini anımsatıyor

Cezaevinin restore edilerek müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülme projesi Altındağ Belediyesi’ne verildi. Altındağ Belediyesi, 2009 yılında başlattığı restorasyon çalışmalarını 2010 yılında tamamlayarak, 2011 yılında cezaevi müze olarak kapılarını açtı. Müze, 1925 yılında yapıldığı günkü haline sadık kalınarak restore edildi. Koğuşlarda o günkü koşullara uygun olarak düzenlendi. Titiz bir araştırmayla elde edilen tüm bu eşyalar, balmumu heykellerin yarattığı etkiyle birleşince koğuşlar, eski Türk filmlerindeki hapishane görüntülerini andırıyor.

Eski Türk filmlerindeki hapishane görüntülerini andırıyor.
Eski Türk filmlerindeki hapishane görüntülerini andırıyor.

Koğuşlar dışında avlular da,Ulucanlar Cezaevi’ne ait fotoğrafların yer aldığı bir açık hava sergisi görevini üstleniyor. Geçmişte mahkûmların volta attığı, tespih çektiği, racon kestiği avlularda bugün onların yerine fotoğrafları yer alıyor. Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde idamların yapıldığı dar ağacı da sergileniyor. Pek çok kişinin infazının gerçekleştiği dar ağacı, daha önce hep önüne kurulan “Ulu Kavak” adıyla anılan ağacın bu kez arkasına yerleştirildi.

6. koğuş, Ulucanlar’da kalmış tanınmış isimlere ait bilgi, belge ve eşyaların bulunduğu koğuş olarak düzenlendi. Her ranzanın başında o kişilere ait fotoğraf ve biyografileri bulunuyor.Aynı koğuşta farklı zamanlarda Ulucanlar Cezaevi’nde kalan gazeteci, yazar, şair, siyasetçi, sanatçılara ilişkin eşyalarla sergileniyor.

6. Koğuş
6. Koğuş