Akdeniz’in narenciye bahçesi: Mersin

Tarihçe

Bölgede yapılan kazılara göre Mersin ve çevresinin antik tarihi Neolitik Dönem’e kadar uzanıyor. Yöre Yörede sırası ile Hititler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar hüküm sürmüş, XI. yüzyılda Selçukluların, XIV. yüzyılda Karamanoğulları ve Ramazanoğullarının XV. yüzyılda da Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine geçmiştir. I. Dünya Savaşında İtilaf Devletlerinin istilasına uğrayan Mersin, Milli Mücadele ile 3 Ocak 1922’de tekrar Türk hâkimiyetine girmiştir. 28 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4764 sayılı kanunla daha önce İçel olarak anılan şehrin ismi yeniden Mersin olmuştur.

Şehir adını nereden alıyor?

Mersin'in tarih sahnesine çıkışı 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. Bu dönemde henüz bir köy olan bölge, konar-göçer bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapmış ve adını da bu aşiretten almıştır.

Mersin nerededir?

Mersin, Türkiye'nin güney kısmında yer alır, Kıbrıs Adası’nın karşısında ve Akdeniz’in doğusunda bulunur.

Şehri gezerken çalma listesi

• - Portakalım Tekerlendi - Abdullah Gündüz
• - Haydi Gidah Mersin’e - Münevver Özdemir
• - İndim Geldim Silifke’den - Musa Eroğlu
• - Eklemedir Koca Konak - Tolga Çandar

Şehre ne zaman gidilir?

Mersin'de Akdeniz iklimi hüküm sürer; yazın kurak ve sıcak, kışları ise ılıman ve yağışlı geçer. Yaz aylarında Mersin oldukça sıcaktır. Mersin'e deniz tatili yapma zamanı Mayıs'tan Ekim'e kadar olan zaman dilimdir.

Mersin 6’lısı

Deniz Kalesi: Deniz Kalesi olarak da bilinen Kızkalesi, adını da verdiği mahalle sahilindeki küçük bir adacığın üzerinde kurulmuştur. Kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metre olan kale, kitabesine göre 1199 yılında I. Leon tarafından yaptırılmıştır. 1361’de Kıbrıs Krallığı tarafından zapt edilmiştir. Strabon, Roma Dönemi’nde korsanların kaleyi barınak olarak kullandıklarından bahsetmektedir. Batıdaki sur boyunca uzanan iyi korunmuş bir galeri ile buradan denize açılan bir kapı bulunmaktadır.

Mustafa Erim Mersin Kent Tarihi Müzesi: Mersin 'in kültürel yaşamının önemli bir noktası olan "Kent Tarihi Müzesi" neredeyse 150 yıllık bir geçmişe sahip bir sivil mimarı örneğidir. Mersin'deki tarihi yapıların da tanıtıldığı bu müze kent tarihinin araştırılmasına sunacağı katkılarla, Mersin'in kültürel yaşamında önemli bir merkez olması amacıyla düzenlenmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Özel Müze" yetki belgesi verilmiş ve 4 Eylül 2010 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açılmıştır.

Alahan Manastırı:Evliya Çelebi tarafından "Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor." diye tasvir edilen Alahan Manastırı, 1300 metre yükseklikte ve Göksu Vadisi'ne bakan dik bir yamaca oturtulmuştur. Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya'da (Konya) yayılması sırasında bu yeni din mensupları tarafından, takibe uğrama ve öldürülme korkusu nedeniyle, yapıldığı bilenen manastırın 440-442 yıllarında inşa edildiği tahmin ediliyor. Ayrıca Ayasofya Camii ile ortak mimari özellikleri taşıyan yapının özellikle süslemeleri, ustaca yapılmış bir taş oymacılığı örneğidir.

Softa Kalesi: Softa kalesinin surları yer yer iyi korunmuş durumda olup, oval formdadır. Batı surlarının ortasında yer alan kale giriş kapısında ara mekânla savunma gücü arttırılmıştır. Dış kale ve iç kale surlarından oluşan ve çok geniş bir alana yayılmış olan Softa Kalesi'nin güney yamaçlarında yer alan yapı grupları eski bir liman kenti olan “Arsinoe” ye kadar uzanır. Kalenin güney yamacında örnekleri Anemurium Antik Kenti’nde gördüğümüz mimari biçimde inşa edilmiş iki katlı mezar görülür. Yapının üst örtüsü tonozla örtülü olup yıkılmıştır. Kale girişinin sonunda bulunan ve duvarları hâlen ayakta olan yapı cami, bir rama ile ulaşılan mekân saray olduğu tahmin edilmektedir.

İbrahim Paşa Tabyaları: Bu tabyalar, yaklaşık 1830’lu yıllarda, doğudan gelecek saldırılara karşı koymak için İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tarsus Pozantı istikametinde otobanda ilerlerken Adana’ya bağlı Tekir (Akçatekir) Yaylası mevkisine gelmeden yolun solundaki yüksek tepe üzerinde bir yapı görülmektedir. Bu yapı Kızıl Tabya olarak adlandırılmaktadır. Burada yer alan diğer tabyalar Yer Tabyaları, Armutlu Tabya ve Ak Tabya’ dır. Bunlardan Kızıl Tabya, Ak Tabya ile karşılıklı olarak iki yüksek tepeye yapılmışlardır ve birbirlerini görmektedirler.

Nagidos Örenyeri: Burası, Hekataios’a göre -kesin olmamakla birlikte- “Nagis Kubernetes” adında semitik kökenli birisi tarafından kurulmuştur. M.Ö. 2. binyılda Luvi halkının oluşturduğu Tarhundaşşa Krallığı’nın sınırları içinde bulunduğu bilinmektedir. Nagidos’un İ.Ö. 7. yüzyılda bir Samos Kolonisi olduğu ve böylelikle ticarete açılmış bir liman kenti kimliği kazandığı bilinmektedir. Bölge hakkındaki kesin bilgiler M.Ö. 6. yüzyılda “Yeni Babil “ metinlerinde geçen Pirindu Kralı Appuaşu ile ortaya çıkmaktadır.

Mersin’de ne yenir?

• 
• - Tantuni
• - Kerebiç Tatlısı
• - Tarsus Kebabı
• - Tarsusi Peynirlisi
• - Sıkma
• - Humus