Alçakgönüllü bir şehir: Aydın

Aydın
Aydın

Bazı şehirler vardır; önce kendilerinin, sonra kendilerine “ait” olan parçalarının bilinmesini isterler. Bunlara “kıskanç şehirler” diyelim; parçalarından bütüne değil, bütünden parçaya yol olan şehirler ya da “böyük şehirler”: İstanbul mesela… Bazı şehirler ise daha mütevazıdırlar; onlar için parçalarının onlardan çok görünmesinin, bilinmesinin bir önemi yoktur. Parçalarının mutlulukları onların mutluluğudur. Gözü toklukla çok da kulak asmazlar böyle durumlara. “Alçak gönüllü” diyelim bunlara da: Aydın mesela….

“Uygarlık Vadisi” olarak anıla gelen Büyük Menderes Havzası üzerinde kurulan Aydın, 1282’den beri ise bir “Türk yurdu” olarak varlığına sürdürür. Aydın’a, eskiler, hem güzel hem de korunaklı olduğu için “Güzelhisar” derlermiş, bu yazının önerisi buna bir de mütevazılığı, gönlü genişliği, nihayet alçak gönüllülüğü de eklemek olacak… Neden mi? Gezerek anlatalım efendim, buyursunlar.

Mütevazı Aydın, diğer adıyla 'Güzelhisar'
Mütevazı Aydın, diğer adıyla 'Güzelhisar'

YAVAŞLIK İYİDİR

Milan Kundera Yavaşlık’ta şöyle bahseder hızla unutmak/yavaşlıkla hatırlamak arasındaki ilişkiden:

“Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.”

Cittaslow, yani yavaş şehir, sürdürülebilir bir kalkınma ve yavaş yemek mottosuyla kendi felaketini çağıran modern zamanların yarasına merhem olmak isteyen bir hareket, kurucularını tabiriyle bir felsefe. Yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunan cittaslow hareketine Türkiye’den dâhil olan 13 yerden birisi de Aydın’ın Yenipazar ilçesi.

Cittaslow, yani yavaş şehir mottosuyla Yenipazar ilçesi.
Cittaslow, yani yavaş şehir mottosuyla Yenipazar ilçesi.

Tarihi M.Ö. 2000’li yıllara dayanan Orthosia antik kenti civarı Yenipazar’ın ilk yerleşim yeridir. Yöre halkı, 17. yüzyıl sonunda Cihanoğulları beyinin etrafında toplanır ve Yenipazar’ın bugünkü yerinde yeni bir yerleşim kurarlar. Bu yerleşim yeri, haftada bir gün kurulan küçük çapta pazarla birlikte bir ticaret merkezi olmuştur. Bu nedenle bölgenin adı “Yenipazar” olarak kalmıştır.

Bütün yavaş şehirler gibi Yenipazar’da kendi geleneklerine sahip çıkarak yavaş kalabilmiş. Yöresel lezzetleri, deve güreşleri ve yörük şenlikleri de bu geleneklerin başlıcaları arasında zikredilebilir. Yörüklüğü ve efeliği yavaşlıkla birleştiren Yenipazar’a muhakkak uğramalı.

UYGARLIK HAVZASININ İZLERI

Milet ve Aphrodisias ise Aydın’ın uygarlık havzasının içinde olduğunun en muhteşem tanıkları bir bakıma.

Anlatıya göre Apollon ile Girit Kralı Minos’un kızı Akakallis; Akakallis’in üç çocuğundan biri olan “Miletos”u Minos’un kötülük yapmaması için dağa bırakır. Çocuğa kurtlar bakar. Çobanların büyüttüğü Miletos ise Anadolu’ya gelerek Menderes nehrinin kızı “Kyane” ile evlenir ve “Miletos” şehrini kurar.

Antik Miletos şehri.
Antik Miletos şehri.

Milet, M.Ö. 7. ve 6. yüzyılda en parlak dönemini yaşar. Miletliler özellikle M.Ö. 6. asırda deniz ticaretini ele geçirmelerinden sonra, Akdeniz ve Karadeniz'de kurdukları koloniler sayesinde etkinliklerini çoğaltmış ve zenginleşirler.

Giderek Milet, İyon dünyasının başkenti haline gelir.

Bir zamanlar Lidya eyaletinin başkenti olan Aphrodisias ise, Nazilli’ye bağlı Karacasu bölgesinin Geyre köyünün yakınlarındadır. Şehrin zenginliği kültürel ve politik önemi yapılarının büyüklüğü ve ihtişamından açıkça belli olmaktadır. Aphrodisias adı ise; güzellik, aşk, doğa ve bolluk tanrıçası olan Aprodile’den gelmektedir.

İlk kazı faaliyetlerine 1904 yılında Fransız bir mühendis olan Paul Gaudin tarafından başlanan Aphrodisas 1987’de UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine ve 2004’te de “en iyi on antik kent” listesine girmiştir.

Bir zamanlar Lidya eyaletinin başkenti olan Aphrodisias.
Bir zamanlar Lidya eyaletinin başkenti olan Aphrodisias.

Milet ve Aphrodisias, Aydın’ın en gözde tarih ve turizm merkezlerinden birisi olarak geçmişin bütün ihtişamını taşımaya devam etmektedir.

KUŞADASI’NA DEĞİL DİLEK YARIMADASI’NA, GÜZELÇAMLI’YA

Bir turizm ikonu olarak Kuşadası, içinde yer aldığı Aydın’dan çok daha fazla popüler bir anlama sahip.

Ama dedik ya Aydın, mütevazı, alçak gönüllü bir şehir.

Deniz-kum-güneş üçlüsünden geçip yavaşlığın en doğal haline, bir ormanın içine bırakın kendinizi.
Deniz-kum-güneş üçlüsünden geçip yavaşlığın en doğal haline, bir ormanın içine bırakın kendinizi.

O yüzden bu yazının sonunda içinde bulunduğumuz şu yaz aylarında Kuşadası’ndan biraz daha aşağıya inip yolunuzu içinde kocaman bir milli parkında olduğu Dilek Yarımadası’na düşürün. Deniz-kum-güneş üçlüsünden geçip yavaşlığın en doğal haline, bir ormanın içine bırakın kendinizi. Ve mümkünse, aslen Kayseri’nin bir tadı olan tahinli pidenin memlekette en iyi yapıldığı yer olan Güzelçamlı’ya varın.

Mütevazı Aydın’a güzelce bir teşekkür edip, evet; yavaşlık ve zarafet içinde, batan güneşin tadını çıkarın…