Antarktika hakkında 10 ilginç gerçek

Antarktika hakkında 10 ilginç gerçek.
Antarktika hakkında 10 ilginç gerçek.

Dünyanın bizden çok çok uzak noktalarından biri Antarktika… Uçsuz bucaksız, göz alabildiğince uzanan buzul kütlelerinin bulunduğu bu kıtada hayatta kalma koşulları oldukça zor. Yaklaşık 200 yıl önce yani çok yakın bir tarihte keşfedilen bu kıta hala insanlık için bilinmezliğini koruyor. Kıta hakkında öğrenilen bilgiler ise insanı şaşırtacak cinsten. Peki, dünyanın bu en gizemli toprakları hakkında neler biliyoruz? ‘Antarktika hakkında 10 ilginç gerçek’ yazımızla haydi beyaz kıtayı keşfe çıkalım!

Buzulların altındaki sıradağlar ve vadiler

Antarktika denilince akıllara hep sonsuza kadar uzanan buzullar geliyor. Ancak o buzulların altında keşfedilmeyi bekleyen yepyeni bir dünya varmış. Bilim insanları, araştırmaları ile buzul kıtanın batısında, kuzeyden güneye doğru ilerleyen, kalın beyaz örtüsünün altında saklanmış sıra dağların oluşturduğu üç devasa buzul vadi keşfetti. Vadilerden en büyüğü, 35 kilometre genişliğe ve 350 kilometre uzunluğa ulaşan Foundation Yarığı. En küçük vadi ise 30 kilometre genişliğe ve 150 kilometre uzunluğa ulaşan Offset Rift Havzası. Ancak bilim insanları uyarıyor: Vadiler erimekte olan kıtanın merkezindeki buzulları kıyıya kaydırarak erime hızını artırabilir.

 Çöl kelimesi aslında yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir tabir. Buna istinaden yağış almayan ve üzerinde hiçbir bitki barındırmayan, hatta yağmurun bile ender yağdığı soğuk bir kıta olan Antarktika da bir çöl.
Çöl kelimesi aslında yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir tabir. Buna istinaden yağış almayan ve üzerinde hiçbir bitki barındırmayan, hatta yağmurun bile ender yağdığı soğuk bir kıta olan Antarktika da bir çöl.

Dünyanın en büyük çölü: Antarktika

Çöl kelimesi aklımıza her ne kadar aşırı sıcak hava, sarı kumlar ve uçsuz bucaksız bir manzara getirse de beyaz kıta bu algıyı yıkıyor. Çünkü çöl kelimesi aslında yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir tabir. Buna istinaden yağış almayan ve üzerinde hiçbir bitki barındırmayan, hatta yağmurun bile ender yağdığı soğuk bir kıta olan Antarktika da bir çöl. Hatta 13,8 milyon kilometrekare alanıyla dünyanın en büyük çölü. Dünya üzerindeki en kurak kıta olan Antarktika'daki bazı bölgelere son 2 milyon yıldır hiç yağmur veya kar yağmadı.

Antarktika’nın kanlı şelalesi

Bu göl, yüksek miktarda demir içeriyor.
Bu göl, yüksek miktarda demir içeriyor.

Bembeyaz buzların arasından akan kıpkırmızı bir şelale… Bu cümle her ne kadar gözünüzde film sahnesini canlandırsa da aslında Antarktika’da bu şelalenin gerçeği var. Bilim insanları önce, 1911 yılında keşfedilen göle bu rengi verenin kırmızı yosun olduğunu düşündüler. Fakat yapılan araştırmalar, tahminen 5 milyon yıl önce deniz seviyelerinin yükseldiğini ve Doğu Antarktika'yı sular altında bıraktığını; bunun da tuzlu bir göl oluşumuna yol açtığını gösteriyor. Bu göl, yüksek miktarda demir içeriyor. Demir, şelalenin altında bulunan kaya yatağının aşınmasıyla ortaya çıkıyor ve bu sebeple oksijenle temas ettiği anda paslanan su, kırmızı renge bürünüyor.

Gezegendeki en soğuk yer

Antarktika, insanın içini titreten soğuk görüntüsünün hakkını veriyor. Zira kıta dünya üzerindeki en soğuk yer. Dünya üzerinde şimdiye kadar kaydedilen en düşük sıcaklık, Antarktika'daki bir Rus araştırma istasyonu olan Vostok İstasyonu’nda ölçüldü. Uydu verileri, sıcaklıkların 10 Ağustos 2010'da -93.2 dereceye kadar düştüğünü gösterdi. Antarktika’da ölçülen en yüksek sıcaklık ise 14,5 derece. Antarktika’ya en yakın düşük sıcaklığın ölçüldüğü yer Rusya’nın Oymyakon bölgesi. Ülkenin kuzeyinde bulunan ve insanların yaşadığı bu kasabada ölçülen en soğuk hava -72 derece. Yani Antarkatika’dan 21 derece daha sıcak… Bu fark beyaz kıtanın soğuğunu adeta gözler önüne seriyor.

Antarktika’da saat dilimi yok

Saat dilimleri, her biri 15 derecelik, Greenwich İngiltere'den başlayan, insanların saatin bulundukları bölgede ve dünyanın başka bir bölgesinde kaç olduğunu öğrenmelerine yardım etmek için oluşturulan coğrafi yer küre dilimleridir. Güney Kutbu'nda, dünyanın zaman dilimlerini belirleyen boylam çizgileri tek bir noktada buluşuyor. Bu da kutbun teknik olarak her zaman diliminde olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle Antarktika'nın kendi saat dilimi yoktur. Kıtanın çoğu, yazın altı ay sürekli gün ışığı ve kışın altı ay karanlık yaşıyor. Bu nedenle kıtada zaman daha akıcı görünüyor.

Dünyanın karadaki en derin noktası burada

Bugüne kadar kara üzerinde bilinen en derin nokta, Ürdün-İsrail sınırındaki Ölü Deniz'in kıyısıydı. Ancak Antarktika’da yapılan araştırmalar bunun hiç de öyle olmadığını gösterdi. Zira beyaz kıtada öyle bir yer var ki derinliği okyanustaki vadilerle yarışıyor. Karalar üzerindeki en derin nokta, Antarktika'daki Denman Buzulu'nun altında tespit edildi. Bu çukur, beyaz kıtanın zeminini inceleyen yeni bir harita çalışması sırasında bulundu. Buzla dolu kanyonun derinliği su seviyesinin altında 3,5 kilometreye iniyor. Bu derinliğe kara üzerinde yaklaşabilen başka bir çukur yok. Yalnızca okyanus altındaki bazı noktalar bundan daha derin olabiliyor.

Antarktika’da aktif volkanlar var.
Antarktika’da aktif volkanlar var.

Antarktika’da aktif volkanlar var

Antarktika buzullarla kaplı olduğu için yanardağlarla pek ilişkilendirilemiyor diye düşünülse de durum hiç de öyle değil. Kıtadaki Erebus Dağı, Antarktika'daki Ross Adası'nın batısında bulunan ve dünyadaki etkin yanardağlardan biri. Dünyanın en güneyinde bulunan bu dağ bir stratovolkan. Ross Adası'nda Erebus dışında 3 yanardağ daha var ancak onlar sönmüş durumda. Ayrıca, Edinburg Üniversitesi araştırmacıları tarafından yürütülen projede, Antarktika'nın batısındaki buz tabakasının altında çok büyük bir volkanik bölge bulundu. Buzulların altında 91 yanardağın olduğu ortaya çıktı. Yanardağların ne kadarının aktif olduğuna dair araştırmalar ise sürüyor.

Antarktika korunuyor

Bilindiği üzere dünya devletlerinin her yerde hak iddia etme gibi bir huyu var. Bu durumun Antarktika’da yaşanmaması için bir dizi önlem alınmış. 53 ülke tarafından kabul edilen ve 1961 yılında devreye giren Antarktika Anlaşması, kıtayı koruyor. Bu anlaşma ile Beyaz Kıta hiçbir ülkeye ait değil. Kıta bilime ve barışa adanmış durumda. Dünyanın her yerinden bilim insanları buraya gelip araştırmalar yapıyor ve evrensel bilime katkıda bulunuyor. Antarktika’da keşif yapan ülkelerin arasında Türkiye de bulunuyor. Kıtada farklı ülkelere ait yaklaşık 100 bilim üssü bulunuyor. Ayrıca, anlaşma ile kıtada askeri faaliyetler de yasaklanmış durumda.

Antarktika rüzgarları ölümcül olabilir

Antarktika soğuğu başka hiçbir şeye benzemez. Haliyle kıtadaki rüzgarlar da insan hayatını tehdit edecek cinsten. Antarktika'daki yüksek yoğunluğa sahip soğuk hava, kıtanın donmuş iç kısmından başlıyor ve kıyıdaki yamaçlardan büyük bir hızla esiyor. Bu da saatte 320 kilometre hıza varan rüzgarlar oluşturuyor. Bu rüzgar çeşidine 'katabatik rüzgar' denmekte. Atmosferdeki soğuk havanın 10 bin metrelik dikey alçalmasıyla katabatik rüzgarı ortaya çıkıyor. Eğer beyaz kıtayı merak edenlerdenseniz ve kıtaya bir seyahat düşünüyorsanız, Antarktika'da dışarı çıkarken doğru bir korunma yöntemi izlemezseniz hava sizin için ölümcül olabilir.

Antarktika’da medeniyet var

Esperanza Üssü.
Esperanza Üssü.

Buzul kıtası, kurak, soğuk gibi tabirler kullanıldıkça tamamen terk edilmiş ve yaşamın olmadığı bir yer gibi düşünülse de Antarktika’da belli dönemlerde de olsa yaşayan insanlar var. Arjantin, Antarktika Yarımadası'nda Esperanza Üssü olarak bilinen donmuş kıtada çok çeşitli araştırma faaliyetlerinin yürütülebileceği tam teşekküllü bir kasaba kurdu. Şili tarafından kurulan ve Kral George Adası'ndaki Villa Las Estrellas olarak bilinen başka bir kasaba ise Antarktika Yarımadası'nın hemen dışında. Bunlar Antarktika'nın sadece iki sivil şehri. Kış geldiğinde kıtaya gelip gitmek imkansız olduğundan sakinlerin çoğu üç ila altı ay sadece yaz sezonu için kalıyor.