Aralık ayında İstanbul’da gezilebilecek sergilerle sanatla dolu bir rota

Aralık ayı İstanbul’da biraz farklı akıyor; şehirde dolaşırken her köşede küçük sürprizlerle karşılaşmak mümkün. Galeriler ve müzeler; kimlik, hafıza ve dönüşüm gibi temaları işlerken sizi de hem bakmaya hem de hissetmeye davet ediyor. Resimden heykele, porselenden dijitale uzanan işler, şehri yeniden görmenizi sağlıyor, gündelik hayatı başka bir açıdan hissettiriyor. Yerel ve yabancı sanatçıların üretimleri, bazen sessizce düşünmenize bazen de durup şaşırmanıza neden oluyor. Aralık; İstanbul’da sanatla yürümek, duraklamak ve şehri biraz da gözle keşfetmek için harika bir zaman. Kentin dört bir yanındaki sergiler, sizi küçük bir yolculuğa çıkarıyor ve yaratıcılığın farklı katmanlarını hissettiriyor.
“Folia” - Karma



Koç Holding himayesinde Abdülmecid Efendi Köşkü’nde 1 Mart 2026’ya kadar görülebilecek “Folia” sergisi, Latince “folia” sözcüğünün hem “yaprak” hem de “çılgınlık” anlamlarından ilham alarak izleyiciyi hayali bir “büyülü bahçeye” davet ediyor. Doğadaki süreçleri farklı malzemeler ve disiplinler aracılığıyla yorumlayan sergi; bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkileri yeniden düşünmeye çağıran, hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği katmanlı bir atmosfer sunuyor. Japonya’dan Güney Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyadan yüzü yakın sanatçı ve üç yüzü aşkın eserin yer aldığı “Folia”, popüler kültür, botanik ve zanaatın kesiştiği çok duyulu bir deneyim öneriyor.
Adres: Abdülmecid Efendi Köşkü, Bağlarbaşı/İstanbul.
“Köprüler Kenti: Budapeşte ve Türkiye’de Macarların Yaptığı Köprüler”

Macar Kültür Merkezi’nin 13 Şubat 2026’ya kadar ziyarete açık olan “Köprüler Kenti: Budapeşte ve Türkiye’de Macarların Yaptığı Köprüler” adlı sergi, bir yandan Tuna Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan ve Budapeşte’nin kimliğini şekillendiren ikonik köprüleri mimari, şehircilik ve mühendislik açısından incelerken; diğer yandan Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına uzanan süreçte Türkiye’nin demiryolları ve altyapı projelerinde görev alan 1.000-1.500 Macar mühendis ve işçinin katkılarını ele alıyor. 1873’te Buda, Peşte ve Óbuda’nın birleşmesine atıfta bulunan sergi, köprüleri hem tarihsel hem kültürel bir perspektifle yorumlayarak iki ülke arasındaki teknik işbirliğinin modernleşme sürecindeki belirleyici rolünü görünür kılıyor.
Adres: Gürsel Mah., İmrahor Cad., No:23, B Blok, Kağıthane/İstanbul.
“70-” - İpek Duben

Galerist; 3 Ocak 2026 tarihine kadar İpek Duben’in “’70-” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Farah Aksoy ve Amira Arzık küratörlüğündeki sergi, sanatçının 1970’lerde ürettiği ve sonraki çalışmalarının biçimsel temellerini oluşturan erken dönem desenlerine odaklanıyor. Duben’in New York Studio School’daki eğitimiyle şekillenen bu yoğun çizim dönemi, onun çizimi bir temsil aracından çıkartarak düşünmenin ve hissetmenin bedensel bir formuna dönüştürdüğü süreci görünür kılıyor. İstanbul’a dönüşünde sezgisel malzeme arayışlarıyla gelişen bu üretim, ileriki yılların katmanlı yüzey araştırmalarına zemin hazırlıyor. ’70-, Duben’in erken arayışlarıyla olgun dönem işleri arasında bir köprü kurarak izleyiciyi sanatçının görsel düşünme sürecinin başlangıç noktasına davet ediyor.
Adres: Passage Petits-Champs, Meşrutiyet Cad. 67/1, Tepebaşı, Beyoğlu/İstanbul.
“Retrospektif” - Hayati Misman

İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, usta sanatçı Hayati Misman’ın altmış yıllık üretimini kapsayan “Retrospektif” sergisine ev sahipliği yapıyor. Gravür, tablo ve heykellerden oluşan sergi, Misman’ın çok disiplinli pratiğini bir araya getirirken, sanatçının merkezine yerleştirdiği kadın figürünü hem varoluşsal hem toplumsal bir simge olarak öne çıkarıyor. Geleneksel Anadolu kültüründen beslenip evrensel bir anlatı kuran Misman, uzun kariyeri boyunca hem Türk sanatına önemli katkılar sunmuş hem de sayısız öğrenci yetiştirmiş bir isim. “Hayati Misman Retrospektif”, 19 Ocak 2026’ya kadar Levent’teki İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz olarak görülebilir.
Adres: İş Kuleleri, Levent/İstanbul.
“Karşılaşma” - Tuba Önder Demircioğlu

Tuba Önder Demircioğlu’nun porselenin kırılgan ama dirençli yapısından yola çıkarak ürettiği heykelleri bir araya getiren “Karşılaşma” başlıklı kişisel sergisi, 28 Aralık’a kadar Decollage Art Space’te izleyiciyle buluşuyor. Sergi, sanatçının hem kendi iç dünyasıyla hem de izleyiciyle kurduğu teması odağına alarak, bir yüzle, bir düşünceyle ya da bir sessizlikle başlayan karşılaşmaların içsel dönüşümdeki rolünü araştırıyor. 1250°C’de porselenle kurulan yoğun üretim süreci, Demircioğlu’nun maddeyle ilişkisini ve varoluşsal arayışını görünür kılıyor. Rolla May ve Emmanuel Levinas’ın düşüncelerinden beslenen bu eserler, karşılaşmayı hem yoğunlaşmanın hem de etik bir temasın alanı olarak ele alıyor. Sergi, sanatçının kendi varlığıyla yüzleştiği kadar izleyiciyi de aktif bir diyaloğa davet eden, dinginlik ile gerilimin iç içe geçtiği bir deneyim sunuyor.
Adres: Suadiye Mah., Bağdat Cad., Müzeyyen Sokak, No:4/1, Kadıköy/İstanbul.
“Geçmişin Işığında: Aydınlatmanın Kronolojisi”

“Geçmişin Işığında: Aydınlatmanın Kronolojisi” adlı sergi, insanlığın karanlığa karşı yürüttüğü tarihsel mücadelenin izlerini süren aydınlatma araçlarını bir araya getirerek ziyaretçileri ışığın kültürel, sembolik ve estetik anlamlarını keşfetmeye davet ediyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “102. Yılda 102 Sergi” projesi kapsamında düzenlenen sergide, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden ödünç alınan 64 eser ile müze koleksiyonundan seçilmiş parçalar yer alıyor. Tunç Çağı’ndan Bizans ve İslami Dönem’e uzanan bu geniş kronoloji, aydınlatma araçlarının yalnızca işlevsel nesneler değil, aynı zamanda dönemlerin inanç ve sanat anlayışlarını yansıtan kültürel göstergeler olduğunu ortaya koyuyor. Sergi, 23 Ekim 2026’ya kadar Rezan Has Müzesi’nde ziyaret edilebilir.
Adres: Kadir Has Üniversitesi, Cibali/İstanbul.
“Intraface” - Zeynep Beler

Zeynep Beler’in “Intraface” adlı sergisi, dijital arayüzlerin görme biçimlerimizi ve deneyimlerimizi nasıl dönüştürdüğüne odaklanıyor. Sanatçı, internet ortamından derlediği görüntüleri tuvale taşıyarak çevrimiçi görsel akışın hızını kesiyor; bozulmuş, pikselleşmiş imgeleri kalıcı ve fiziksel birer resme dönüştürüyor. Bu yaklaşım, izleyiciyi hem bakışın hem de bekleyişin dijital teknolojiler tarafından nasıl yeniden kurgulandığını sorgulamaya çağırıyor. Sergi, Martch Art Project’te 21 Aralık’a kadar görülebilir.
Adres: Asmalı Mescit, Sofyalı Sk., No:22, Kat:1, D:1, Beyoğlu/İstanbul.
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.