Asırlar boyu uzayan tarih: Sivas

Sivas.
Sivas.

Sivas, tarihi değerleri, doğal güzellikleri, kaplıcaları ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakan şehirlerimizden biri. Şehir, tarihi açıdan İpek Yolu ve Kral Yolu üzerinde yer almasıyla büyük bir önem taşırken çeşitli lokasyonları sayesinde turizm alanında yıl boyunca yerli ve yabancı birçok turistti ağırlayan merkez haline gelmiş. Bünyesinde barındırdığı medreseler ve müzeler gibi tarihi güzelliklere ek, göller, yaylalar ve kaplıcaları ile Sivas, gezilecek yerler bakımından birçok farklı seçenek sunmakta.

Şehrin ismi nereden gelir?

Sivas şehrine Bizans devrinde bazı kaynaklarda Sivastia dendiği, bazılarında Sebasteia, geç Bizans devrinde Sebastos dendiği görülüyor. Marco Polo, Selçuklular devrinde geldiği Sivas için Sebastoz ismini kullanmıştır. Bu isim Selçuklular tarafından “Sevaste” ya da “Sivaste” şekline dönüştürülmüştür.

Tarihçesi

Sivas’ın bilinen tarihi Hititlere dayanır. Hititler iç savaş ve iktidar kavgalarıyla yıkılınca şehrin bulunduğu bölge Babil, Asurlular, Sami kavimleri ve kısa bir müddet Sakaların eline geçti. Hititlerden sonra Frigyalılar ve Lidyalılar Sivas’a hâkim oldular. “Kral Yolu” Sivas’tan geçiyordu. Medler ve daha sonra Persler bu bölgeyi ele geçirdiler. Makedonya Kralı İskender, Pers İmparatorluğunu yenerek ortadan kaldırınca İran ve Anadolu, Makedonya Krallığı topraklarına katıldı. İskender’in ölümünden sonra bu bölge, merkezi Kayseri’de bulunan Kapadokya Krallığının eline geçti. Pontus Krallığı ile Ermeni derebeylikleri bu bölgeyi ele geçirmek için zaman zaman saldırıda bulundular.

M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu, Kapadokya, Pontus Krallığı ve diğer küçük derebeyliklerini alarak Anadolu’yu Roma topraklarına. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce bu bölge de Doğu Roma sınırları içinde kaldı. Malazgirt Zaferi’nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile Türk Ordusu Sivas’ı aldı. Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan, Danişmendoğullarına Batı Anadolu’da “Uç Beyi” olarak toprak verip onların beyliğine son verdi. Sivas, Selçuklu Devleti’nin Konya ve Kayseri’den sonra üçüncü eyalet merkezi haline geldi. Sivas, Selçuklular için ilim, sağlık ve sanat merkezi oldu.

13. yüzyılda kurulan İlhanlılar, 1308’den 1335’e kadar Anadolu’ya hâkim oldular. İlhanlıların, merkezi Sivas’ta olan umumi bir valisi bulunurdu. Sultan unvanı ile Kadı Burhâneddin, Eretna toprakları üzerinde 1390’a kadar devam eden bir devlet kurdu. 1398’de Kadı Burhâneddin öldürülünce Sivas toprakları Osmanlı Devleti hakimiyetine girdi. Timur, 1400 yılında Sivas’ı ele geçirdi, Çelebi Mehmed şehri 1403’te geri aldı. Divriği Memluklerde, Koyulhisar Akkoyunlularda kaldı. Sivas, Fatih Sultan Mehmed ve torunu Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Devleti’ne katıldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra eyalet merkezi teşkilatı kalkınca Sivas il olmuştur.

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası.

Sivas nerededir?

İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan şehir kuzeyde Giresun, Ordu ve Tokat, doğuda Erzincan, güneyde Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri ve batıda Yozgat ile komşudur.

Sivas'a ne zaman gidilir?

İç Anadolu’nun en soğuk bölgelerinden olan Sivas’ta kış oldukça sert geçer. Turistik amaçlı ziyaretler için bahar ve yaz ayları, ziyaretçilere daha uygun koşullar sunar.

Şehri gezerken çalma listesi

  • - Selda Bağcan - Sivas'ın Yollarına
  • - Zaralı Halil Söyler - Kaleden İniş M'olur
  • - KUAN - Kâtip Arzuhalim Yaz Yâre Böyle

Sivas 5'lisi

Şifaiye Medresesi.
Şifaiye Medresesi.

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası:Anadolu Selçuklu Devleti’ne Bağlı Mengücek Beyliği'nin başında olan Ahmet Şah ve eşi Melike Turan tarafından 1228 yılında inşa ettirilmiştir. Yapılar, iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Bir benzerleri daha bulunmayan bu eserler birbirinden güzel Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası Türkiye’nin bu listeye giren ilk mimari yapısıdır.

Şifaiye Medresesi:1217-1218 yıllarında I. İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu Dönemi'nde hastaların tedavi edildiği ve aynı zamanda tıp tahsilinin de yapıldığı medrese, dönemin en önemli medreselerindendir. Günümüze ulaşabilen bölümü “Anadolu'nun en büyük şifahanesi” vasfına sahiptir. 1220'de I. İzzetttin Keykâvus'un buraya gömülünce güney kısmı türbeye dönüştürülmüştür.

Taşhan:19. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan yapı, açık avlulu ve iki katlıdır. Günümüzde iş merkezi ve kafeterya olarak kullanılmaktadır.

Sivas Eğri Köprü.
Sivas Eğri Köprü.

Sivas Eğri Köprü: Yazılı kaynaklarda köprünün Selçuklu dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Sivas’ı Malatya üzerinden Güneydoğu Anadolu’ya ve oradan da Bağdat’a bağlayan eski İpek Yolu üzerinde yer alması önemli bir eser olduğunu göstermektedir.

Sivas Arkeoloji Müzesi: Vali Ahmed Muammer Bey tarafından 1914 yılında Mekteb-i Sanayi İmalathanesi olarak inşa ettirilen bina, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2009 yılında Sivas Arkeoloji Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır. Müzede Kalkolitik Çağ’dan itibaren çeşitli dönemlere ait eserler bulunmaktadır.

Sivas Arkeoloji Müzesi.
Sivas Arkeoloji Müzesi.

Sivas'ta ne yenir?

  • - Sivas Köftesi
  • - Kelle Paça Çorbası
  • Kelle Paça Çorbası.
  • - Etli Ekmek
  • - Peskutan Çorbası
  • - Kesme Aşı
  • - Madımak
  • - Çörek
  • - Hurma Tatlısı

Sivas'ın meşhuru

Âşık geleneğinin en büyük temsilcilerinden halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu, özellikle "Uzun ince bir yoldayım/Gidiyorum gündüz gece/Bilmiyorum ne haldeyim/Gidiyorum gündüz gece" dizeleriyle hafızalara kazınmıştı. 25 Ekim 1894'te Sivas'ın bugün Şarkışla ilçesine bağlı olan Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Şiirleri konu bakımından zengin çeşitlilik gösteren Veysel, Yunus Emre'nin etkisindeki şiirlerinde halk kültürünün mayasına karışan yönleriyle tasavvuftan izler sunarken, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak, kendisinden sonra gelenleri etkiledi.