Ben Büdü: Bu çağda keşfedilmemek diye bir şey kalmadı

Hasan Binbaşı (Ben Büdü), rap sanatçısı, müzisyendir.
Hasan Binbaşı (Ben Büdü), rap sanatçısı, müzisyendir.

Ben Büdü adıyla nam salan BatıTrakyalı müzisyen Hasan Binbaşıile son yayımladığı "Babylon" isimlie.p.'sini, onu besleyen şeyleri,Doğu'yu ve Batı'yı konuştuk.

Belirli bir yaşa kadar köyde yaşadın. Köyden okumak için şehre gittiğinde neler dikkatini çekti?

Büyüdüğüm yer şehre oldukça yakın ve sosyal anlamda temas hâlindeydi. Bu yüzden şehir, benim için hiçbir zaman yabancı bir imge olmadı. Taşrada yaşamın şehre göre ciddi farklılıkları olsa da günümüz dünyasının geldiği noktaya bakarak bu açığın ciddi şekilde kapandığını düşünüyorum ama dikkatimi çekmeyen şeyler de olmadı değil. Bunların en bariz olanı: Şehirlerde yaşayan insanların arkadaşlarının olmamasıydı.

Köy ve şehir arasında insan ilişkileri arasında nasıl bir fark var?

Ben Büdü, 2006 yılında Yunanistanın ilk türkçe sözlü rap oluşumu 13ihmal'e (Cadikos,Zuzu) dahil oldu.
Ben Büdü, 2006 yılında Yunanistanın ilk türkçe sözlü rap oluşumu 13ihmal'e (Cadikos,Zuzu) dahil oldu.

Burada birçok farktan bahsedebiliriz belki ama en temel fark konfor alanı sanırım. Şehirde birey olmak, fark edilmek oldukça zor. Şehrin nimetleri çok fazla olmakla beraber bunlara ulaşmak için belli bir zümreye ait olmak, ekonomik ya da sosyal olarak hiyerarşide üst sıralarda bulunmak gerekiyor, aksi hâlde "diğerlerince" düzeni sekteye uğratan çoğunluğa dâhil edilmeniz kaçınılmaz. Tabii buradan köyde hiyerarşik düzen yoktur sonucunu çıkarmamalıyız, birden fazla kişinin olduğu her toplulukta bu içgüdüsel olarak oluşur ama köy, tüm bunların dışında kalarak bağımsız olmaya daha müsait. Tabii bir de tabiat ana var, tabiatla temas önemli (gülüyor). Kanımca insan ilişkileri Babil'den günümüze içinde bulunulan çağ ve durumdan bağımsız olarak her yerde aynı, belki de tek fark amaca giden araca birden çok alternatifin bulunmuş olması.

Ben Büdü ismi nasıl ortaya çıktı?

Valla bunun bir hikâyesi yok, küçükken çok sinirli olmamdan dolayı köyde büyüklerin biraz da beni kızdırmak için hitap etme şekilleriydi.

Yaptığın müziği nasıl tanımlıyorsun? Şarkılarında sence ne olmazsa "eksik" kalır?

"Expiremental Ethnic Dancehall" yani dans etmeye elverişli deneysel etnik müzik ya da çok süslemeden söyleyecek olursam, "ortaya karışık". Başlangıçtaki hedefim rap yapmak olsa da belki de iyi bir rapçi olamamamdan da dolayı zamanla müzik prodüksiyonu benim için daha ağır bastı.

2000'lerin prodüksiyonları 90'lara göre daha zengin olsa da benim için müzikal anlamda gereğinden fazla loop'a dayalı ve kısırdı. Bu da bir noktadan sonra bana sıkıcı ve rutin gelmeye başladı. Ben de belli başlı formüllere sadık kalmayıp yavaş yavaş dinlemekten keyif aldığım tarzlardan esintiler koymaya başladım. Genel iskeleti batı groove'undan oluşturup nağme ve duyguyu Doğu'dan almaya çalıştım, buna da kendimce "East meets West" dedim. Beni daha önce dinlemiş biri herhangi bir şarkımı veya prodüksiyonumu dinlediğinde "Bu Büdü'nün işi gibi durmuyor" derse o parça benim için eksiktir.

Atina'da uzun yıllar aktif olan 13ihmal çatısı altında birçok projede mc ve prödüktör olarak yer aldı.
Atina'da uzun yıllar aktif olan 13ihmal çatısı altında birçok projede mc ve prödüktör olarak yer aldı.

Ben Büdü'nün özgün bir sound'u olduğunu ve daha çok dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şarkılarına gelen yorumlara baktığımızda da bu yorumumun hiç de az olmadığını görüyorum. Bu konuda sen ne düşünüyorsun?

Yaptığım işin sound'u olduğunu ve daha geniş bir kitleye ulaşabileceğini kabul ediyorum, öyle çok büyük olmasa da şimdikinden daha geniş bir dinleyiciye hitap edebilir bence de ama kesinlikle "Hak ettiğim yerde değilim", "Bu işler nasıl dinlenmez" modunda değilim (gülüyor).

Βu işle uğraşan herkes dinlenmek ister, bu işin en tatmin edici tarafı budur ama objektif de olabilmek lazım, benim bu konudaki genel görüşüm eğer bir iş gerçekten iyiyse o iş bir şekilde ulaşması gereken yere ulaşır. Belki bazı örnekleri vardır ama ben hele ki günümüzde keşfedilemediği için yok olan çok az yetenek olduğunu düşünüyorum.

Yaptığın müzikte pek çok farklı kültüre ait dokunuşlar var. Sen neler dinleyerek büyüdün ve dinlediklerin senin müziğini nasıl etkiledi?

2008-2014 arasında yunan rap grubu Salto Mortal'ın DJ ve Prodüktörlüğünü yaptı.
2008-2014 arasında yunan rap grubu Salto Mortal'ın DJ ve Prodüktörlüğünü yaptı.

Küçükken evde büyük bir plak koleksiyonu vardı ve çocuk yaşta çok farklı şeyler dinleme şansım oldu demeyi çok isterdim ama öyle bir şey olmadı tabii ki (gülüyor). Genç yaşta iyi bir dinleyici değildim, o dönem radyoda ne çalıyorsa onu dinliyordum. Müzik yapmaya genç yaşta başlasam da müziğin ne olduğunu anlamam çok uzun zamanımı aldı, ki şu an bile tam anlayabilmiş değilim.

Çok müzik dinledim, seneler ilerledikçe sistematik bir şekilde Batı'dan Doğu'ya her tarzı kendimce araştırdım.

Bu konuda iyi bir metodoloji geliştirdiğimi düşünüyorum, bunların bazılarını çok sevdim bazılarına katlanamadım ama hepsinin genel matematiğini anlamaya çalıştım. Hiç anlamadığım yerlerde de müziği matematik gibi gördüm. Çünkü matematikte biri öğrenmeden ikiyi anlamak zordur. Blues, Soul'dan keyif alamayan Funk'tan da keyif alamaz, müzik türlerini kronolojik olarak dinlemek, tarzların çıkış noktasını ve seneler geçtikçe geçirdiği değişimi anlamama yardımcı oldu. Bu türler arasında favorilerim Latin Amerika, Afro-Amerikan ve Ortadoğu müziği oldu ve tabii ki de etnik müzik, etnik olan her şeyi severim.

Katlanamadığın müzik tarzları neler?

Dinlediğim şarkı, 30 yıllık hayatımın herhangi bir anısına, dönemine hitap etmiyorsa; yani parçayı hayatımın iyi ya da kötü, büyük ya da küçük bir anına soundtrack olarak koyamıyorsam benim için o parça olmamıştır. Bu müziğin tarzından bağımsız bir şey, bende herhangi bir duyguyu tetiklemediği sürece teknik olarak mükemmel bir şarkı olsa da oturup tekrar dinlemem mümkün değil.

İlk konserini Yunanistan'da verdin ve Türkçe şarkılar okudun. Yunan dinleyicinin tepkisi nasıldı?

Tarihi geçmişinden midir bilmiyorum ama Atina oldukça çok kültürlü bir şehir, Yunanistan'ın kuzeyine göre farklılıklara daha toleranslı, içinde bulunduğunuzda kendinizi başka bir dünyaya ait hissetmenizi sağlayabilecek bir başkent. O gün gelip kendinizi o dünyaya ait hissettiğinizde sahnede hangi dili konuştuğunuzun pek bir önemi kalmıyor. Dolayısıyla böyle bir şehirde sahne almak paha biçilemezdi, bahsettiğim tecrübeler minimal olsa da dönemin ruhuna oldukça uygundu, tepkiler bazen coşkulu bazen de "Ağa bu kim, ne anlatıyor?" kıvamındaydı ama son tahlilde beni pozitif yönde besledi. Αθήνα είσαι εδώ? (Atina burada mısın?) Güzel günlerdi (gülüyor).

Sanatçı, 1989 yılında Edirne'den yarım saat uzaklıkta, Evros'a bağlı bir kasaba dünyaya gelmiştir.
Sanatçı, 1989 yılında Edirne'den yarım saat uzaklıkta, Evros'a bağlı bir kasaba dünyaya gelmiştir.

Yunanistan'daki rap ortamı nasıl? Burada zenginlik, gansgterlik konulu şarkılar çok tutuluyor. Komşu da da böyle mi?

Amerika ve Avrupa'nın bazı ülkelerinde rap her zaman popüler olsa da 2015 sonrası her ülkede mainstream tarz oldu, bugün de hâlâ böyle. Bunun tek bir nedeni var; satıyor olması... Bunu bir eleştiri değil tespit olarak söylüyorum. Geleneksel rap dinleyicileri genelde konuya duygusal yaklaştıkları için bir rap şarkısında zenginlikten, gangsterlikten, kadından bahsedilmesini etik dışı ve rap müziğin fundamentallerine ihanet olarak algılarlar. 90'lardaki hiphop perspektifinden bu kısmen kabul edilebilir ama günümüzde rap'i muzik piyasasının en tepesine taşıyan şey 90'ların mirasından ziyade neredeyse 90'lara tepki olarak doğmuş olan bahsi geçen içeriklerle süslü, gece kulüplerinde çalmaya oldukça müsait ve müzikal anlamda eskiye göre oldukça zengin güncel rap şarkıları. Başta Z kuşağı olmak üzere günümüz gençlerinin bağıra çağıra eşlik ettikleri şarkılar da bunlar, bunu kabul etmek gerekir. Başarıyı burada dinlenme ve satmaya endeksleyecek olursak ki günümüz müzik endüstrisinde bence öyle bütün bu değişimi başarılı bir reform olarak bile kabul edebiliriz. Kısacası her ülke de olduğu gibi Yunanistan'da da rap ortamı aşağı yukarı aynı.