Bir Karadeniz Çılgınlığı Formulaz!

Formulaz’da sadece tahta ve çivi kullanılarak yapılan araçların yarışmasına izin veriliyor.
Formulaz’da sadece tahta ve çivi kullanılarak yapılan araçların yarışmasına izin veriliyor.

Formula 1 Türkiye’ye geldiğinde ne de çok sevinmiştik ancak ne var ki sevincimiz kursağımızda kalmış, Neyse ki ülke olarak her olayın esprili bir tarafını bulmamızda üzerimize yok. Formula 1 iptal edilse de ülkemizin en güzel bölgelerinden biri olan Karadeniz, bu organizasyona kendi yöntemleriyle çözüm getirdi.

"Formulaz” adını, tahmin edilebileceği gibi Formula 1’den alıyor. Ancak işin en güzel tarafı, yörenin tüm kültürünü, eğlencesini ve neredeyse 100 yıldır hali hazırda yapılan tahta araç yarışını bir organizasyon haline getiriyor olması. Formula 1 organizasyonundan önce, adı “Tahtaralli” ve “Laz Ralli” olarak geçen yarışlara halen bu şekillerde telaffuz etmeyi tercih edenler de yok değil…

Rize’nin Ardeşen ilçesinde yaşayan mahalle gençleri 35 yaş civarı olanların hatırlayacağı “tornet” benzeri araçları ile zaten yıllardır yarışıyorlar. Neden bunu bir festival haline getirmeyelim diyerek bağlı oldukları Tunca Belediyesi’ne böyle bir öneride bulunuyorlar ve istekleri kabul görüyor! Bu kadar fazla talep olacağını kendileri de tahmin edemiyor ancak 2009 yılında başlatılan bu etkinlik çok kısa sürede sosyal medyanın da etkisiyle tüm Türkiye’ye yayılarak ilgi çekmeye başlıyor. 2011 yılında ise -büyüyen ilgi ve merak sonunda- meyvesini veriyor ve Red Bull festivale sponsor oluyor.

Sadece tahta!

Formulaz’da sadece tahta ve çivi kullanılarak yapılan araçların yarışmasına izin veriliyor. Herhangi bir metal parça kullanımı kesinlikle yasak! Tekerleklere kadar her aksamın ahşap olması gerekiyor. Tüm bunların yanında yarışmacılar Karadeniz insanının çok da yabancı olmadığı ahşap el sanatının inceliklerini de göstermek zorunda. Yani tüm aksamlar el yapımı olmak zorunda. Direksiyon, fren ve en az 4 teker olması da şart. Teker sayısını yükseltmek serbest ancak bu sürtünmeyi de yükselteceğinden yarışmacılar tarafından pek tercih edilmiyor. Pilot ise giysi olarak yörede yıllardır giyilen kıl çorap ve lastik ayakkabı giymek zorunda. İlk defa araç yapacak kişiler için ise en büyük yardım bölgenin muhteşem insanlarından geliyor ve her noktada yardımcı oluyorlar.

Bölgenin gençlerinin pilotluk becerileri o kadar yüksek ki size en iyi arabayı verseler dahi kendi “uşaklarının” kazanacaklarından çok eminler. O yüzden destek konusunda fazlasıyla yardımseverler. Katılmak isteyenler Tunca Belediyesi’ne başvurup, arabalarını belirtilen kurallar çerçevesinde hazırlamaya başlıyorlar. 18 yaşından büyük herkes katılabiliyor ve 40 yaş üzeri için ayrı bir kategori açılıyor. Jüri karşısında yapılan hız ve yaratıcılık kıstasları esas alınan ön elemelerde dereceye girenler yarışmaya hak kazanıyor. Yarışma 500 metrelik bir etapta yapılıyor ve eskiye nazaran güvenlik artırılmış durumda. Karadeniz’in meşhur virajlı yollarının tehlikesine karşın, yol kenarlarına konulan saman bariyerler güvenliği sağlamak adına yeterli oluyor.

Haçan az kaldı!

Göze çok kolay ve eğlenceli gelse de aracın yapım aşaması eğlenceli olduğu kadar aslında oldukça zorlu bir süreç. Yarışın kendisi ise işin en eğlenceli kısmını oluşturuyor. İşin sadece adı yarış, asıl olan dostluk ve eğlence. Zaten yarışmacıların büyük kısmı yolda ya tekerleğini ya da direksiyonunu kırıp eline almak zorunda kalıyor. Nitekim zorlu Karadeniz yollarıyla mücadele etmek düşünüldüğü kadar da kolay değil. Karadeniz insanının en güzel tarafı olan espri yeteneği parkurda da yarışmacıların karşısına çıkıyor. Çeşitli tabelalarının asıldığı yollarda “Yavaş düşersin!”, “Kaza yapmak yasaktır!”, “Haçan az kaldı!” gibi uyarılara gülmeden direksiyon hâkimiyetini sağlamak da aslında başlı başına bir yetenek!

Red Bull sponsorluğunda yapılan yarışmada ilk üçe giren yarışmacılara da hediyeler var tabii ki. Yarışma birincisine tam altın, ikincisine yarım, üçüncüsüneyse çeyrek altın veriliyor. Ayrıca en iyi tasarımı yapan yarışmacıya da yarım altın ve yanı sıra ağırlığınca Red Bull hediye ediliyor. Formulaz sadece küçük köylerde ve mahallelerde kalmış bu kültürü neredeyse unutmaya başlayan ve şehir yaşamının zorlukları içinde kaybolan insanlar için de, hem çocukluklarına hem de uzak kaldıkları kültürlerine dönüş için muhteşem bir şans.