Bir kurtuluş çiçeği: Gaziantep

Anadolu Bölgesi'nin kesişme noktasında bulunan Türkiye'nin önemli şehirlerinden Gaziantep, hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.
Anadolu Bölgesi'nin kesişme noktasında bulunan Türkiye'nin önemli şehirlerinden Gaziantep, hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.

Türkiye'nin en büyük sekizinci şehri Gaziantep, turistik yerleri, el sanatları ve dünyaya nam salmış lezzetleriyle ziyaretçilerini mest ediyor. Evliya Çelebi'nin güzel dizelerine mazhar olmuş ve "Sehr-i Ayıntab-ı Cihan" diye nitelendirilen kentimiz, aynı zamanda UNESCO tarafından 2015 yılında "Gastronomi Şehri" unvanıyla taçlandırıldı.

Şehir adını nereden alıyor?

Gaziantep'in bilinen en eski adı Romalılar tarafından verilen "Antiochia ad Taurum"dur. "Antiochia ad Taurum", Latince "Toroslar'ın karşısındaki Antakya" anlamına gelmektedir. Daha sonra şehri ele geçiren Araplar şehre "Ayıntap" demiştir. Ayıntap adı zaman içinde Antep, Entep ve Antap gibi değişik hâller almış ve bu adlardan en yaygını Antep olmuştur. 1921'de (Antep Savunması'ndan sonra) çıkarılan bir yasa ile Antep'e "Gazi" unvanı verilmiştir.

Tarihçe

Zeugma Mozaik Müzesi.
Zeugma Mozaik Müzesi.

Anadolu’nun ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Mezopotamya ile Akdeniz Bölgesi’nin kesişim noktasında yer alan kent, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihin her döneminde önemini koruyan bir yerleşim merkezi olmuştur. Gaziantep; Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Hitit, Hurri-Mitanni, Asur, Pers, Büyük İskender, Selevkoslar Krallığı, Roma, Bizans, Selçuklu, Memluklar, Dulkadiroğluları ve Osmanlı Dönemlerine ait pek çok eser ve kalıntının günümüze ulaştığı bir şehir olarak tarihi zenginliği ile bilinmektedir. Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmiş olmasından dolayı uygarlıkların uğrak yeri olan ve tarihin her döneminde kültür ve ticaret merkezi olma özelliğini koruyan Gaziantep, Haçlı Seferleri sırasında 1151 yılında Sultan I.Mesud zamanında, Anadolu Selçukluların eline geçmiş, Sultan Mesud’un ölümü üzerine Musul Atabeği Nureddin Zengi tarafından alınmıştır.

Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık ve Ridaniye zaferlerinden sonra 1516’te Antep, Osmanlı yönetimi altına girmiştir. Osmanlı yönetiminden sonra şehir hızla imar edilmeye başlanmış, , halk Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemine kadar refah içinde yaşamıştır. Ancak Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi sonrasında tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Antep’te de hayat gittikçe zorlaşmaya ve düşman işgali kendisini hissettirmeye başlamıştır. Fransız birliklerinin Antep'e yerleşmesi üzerine harekete geçen Antep halkı, Karayılan komutasındaki milislerle Fransızlara karşı şanlı bir direniş gerçekleştirdiler. Savaş tam 10 ay sürdü ve 25 Aralık 1921'de Ankara Anlaşması gereğince Fransız birlikleri şehri boşalttı. Bu şanlı direniş sonrasında ise şehre Gazi unvanı verilmiştir.

Bakırcılar Çarşısı.
Bakırcılar Çarşısı.

Gaziantep nerededir?

Gaziantep ili Türkiye'nin Güney Doğu Anadolu Bölgesinin en batısında yer almaktadır. Kuzeyinde Kahramanmaraş, kuzeydoğusunda Adıyaman, doğusunda Şanlıurfa, güneyinde Kilis, güneybatısında Hatay ve batısında da Osmaniye illeriyle komşudur. Ayrıca güney-güneydoğusunda da Suriye ile de sınırı olan illerimizdendir.

Gaziantep’e ne zaman gidilmeli?

Akdeniz iklimiyle beraber karasal iklimin de görüldüğü şehir, özellikle yaz aylarında çok sıcak günler geçirir ve kışın da sıcaklık değerleri -13 dereceye kadar iner. Bu nedenle Gaziantep gezisi için en uygun mevsimler bahar ve sonbahar aylarıdır.

Gaziantep 9'lusu

Zeugma Mozaik Müzesi

Müzede, Gaziantep-Nizip’te bulunan Birecik Baraj Gölü kıyısındaki Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaikler sergileniyor. Şehitkâmil ilçesindeki Zeugma Müzesi barındırdığı eserler açısından dünyanın en önemli müzelerinden biri sayılıyor. 2011 yılında açılan müzeye şehrin her yerinden toplu ulaşım araçları ile rahatça ulaşabilirsiniz.

Bakırcılar Çarşısı

Burası Gaziantep’in yüzlerce yıllık geçmişe sahip bakır işçiliğinin nadide örneklerini görebileceğiniz bir çarşı. Şehrin en eski alışveriş alanı olan çarşıda el işi bakır eşya, baharat, kutnu kumaşı, yemeni gibi birçok yöresel ürün ilgilileri için satışa sunuluyor. Son yıllarda yapılan restorasyon çalışmaları ile görünümü iyileştirilen tarihi yapıdaki dükkânlar pazar günleri hariç haftanın her günü müşterilerini ağırlıyor.

Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi.
Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi.

Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi

1909 yılında Bayaz Ahmet Efendi tarafından yaptırılan Bayazhan içerisinde bulunan Gaziantep Kent Müzesi sesli ve elektronik rehber seçenekleri ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Her odasında farklı konuya yer verilen müzenin ziyaretçileri, gösterilen kısa filmleri izleyerek şehrin tarihi, kültürü, yöresel el sanatları, fıstık tarımı gibi konularda bilgiler edinebiliyor. Müzede ayrıca Gaziantep Kalesi ve çevresindeki Kültür Yolu başta olmak üzere kentin simgesi 5 yapının maketleri sergileniyor.

Emine Göğüş Mutfak Müzesi

Emine Göğüş Mutfak Müzesi.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi.

Emine Göğüş mutfak müzenin yer aldığı ve 1905 yılında inşa edilen Kethüdazâde Göğüş İbrahim Efendi Konağı, Gaziantep Kalesi’nin güneyinde bulunuyor. Ülkemizin mutfak kültürümüzle ilgili ilk müze olan Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde şehrin geleneksel mutfak kültürü tanıtılıyor. Ülkemizin mutfak kültürünü anlatan ilk müzesi unvanını taşıyan kültürel yapıyı pazartesi hariç her gün ziyaret edebilirsiniz.

Tarihi Antep Evleri (Bey Mahallesi)

Bey Mahallesi’nde bulunan Tarihi Antep Evleri kendilerine özgü mimarileri ile şehri ziyarete gelen ziyaretçilerin Gaziantep gezilecek yerler listelerinde kendisine ilk sırada yer buluyor. "Havara" ya da "keymıh" adı verilen kalkerli taşlar kullanılarak inşa edilen evlerin ocaklık, mahzen, gelin odası, çeşme, hayat (avlu) bölümleri şehrin kadim yaşama kültürüne dair oldukça önemli veriler sunuyor. Tarihi Antep Evlerinin bulunduğu Bey Mahallesi’nin sokaklarını adımlarken şehrin tarihi atmosferinde bir zaman yolculuğu yapıyor olacaksınız.

Tarihi Antep Evleri (Bey Mahallesi).
Tarihi Antep Evleri (Bey Mahallesi).

Zincirli Bedesten

Hüseyin Paşa’nın 18. yüzyılda yaptırdığı bu yapı, Gaziantepliler tarafından Kara Basamaklı Bedesten olarak anılıyor. İçinde 80 dükkân bulunan bu iki katlı bedestende, şehre özgü el yapımı pek çok ürüne ulaşabilirsiniz. Ayrıca 5 kapısı bulunan bu tarihi bedestenin güney kapısındaki kitabede 1700’lü yıllarda şehirde kadılık yapmış Kusûrî’nin 4 mısralık bir şiiri de yer alıyor.

Zincirli Bedesten.
Zincirli Bedesten.

Rumkale

Gaziantep’in Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba Köyü sınırları içerisinde bulunan Rumkale’nin tarihi, antik dönemlere kadar uzanıyor. Günümüzde etrafı baraj sularıyla çevrili bu tarihi yapıyı Kasaba Köyü’nden veya Halfeti’den kalkan tekne turlarına katılarak ziyaret edebilirsiniz.

Rumkale.
Rumkale.

Yesemek Açık Hava Müzesi

Zincirli kazılarını yapan Felix Von Luschan tarafından belirlenen ve kazıları Prof. Bahadır Alkım tarafından projesi gerçekleştirilen Yesemek, Islahiye İlçesi’ne 23 km uzaklıkta yer alıyor. Günümüze kadar 300’e yakın heykelin çıkarıldığı açık hava müzesi bölgenin Hitit Medeniyeti’nden kalma en büyük taş ocağına ve heykel atölyesine ev sahipliği yapıyor. Haftanın her günü ziyarete açık tutulan müze ücretsiz olarak gezilebiliyor.

Hasan Süzer Etnografya Müzesi

Hasan Süzer Etnografya Müzesi.
Hasan Süzer Etnografya Müzesi.

Geçmişte Gaziantep’te yaşayan insanların kullandıkları geleneksel eşyaların ve yaşayış şekillerine dair temsillerin sergilendiği müze, Bey Mahallesi, Hanifoğlu Sokak’ta yer alıyor. 1985 yılında satın alınarak, restorasyonu tamamlandıktan sonra müze olarak kullanılmaya başlanan binaya pazartesi hariç haftanın her günü, mesai saatleri içerisinde ziyaretçi kabul ediliyor.

Gaziantep'te ne yenir?

  • Katmer
  • Beyran
  • Menengiç Kahvesi
  • Ali Nazik Kebabı
  • Batma Kaymak
  • Patlıcan Kebabı
  • Lahmacun
  • Baklava
  • Beyran.

Gaziantep'i gezerken çalma listesi

  • Telli Turnam-Musa Eroğlu
  • Gönül Gurbet Ele Varma-Kerim Yağcı
  • Gaziantep Yolunda Türküsü - Paul Dwyer
  • Bu Kadar Cevretme-Neriman Altındağ Tüfekçi

Gaziantep'in meşhuru

Yesemek Açık Hava Müzesi.
Yesemek Açık Hava Müzesi.

Asıl adı Mehmed Said olan ve 1877 yılında Gaziantep'te doğan Şahin Bey'in vatanseverlik duygusuyla yaptıkları aradan geçen 100 yılda halen minnetle anılmasını sağlıyor. Henüz 22 yaşındayken 1899 yılında Yemen'e er olarak giderken cepheyle tanışan Şahin Bey, Yemen cephesinde gösterdiği başarılarla kısa sürede başçavuş oldu. Tehlikeli vazifelere gönüllü katılan, vatanseverliği ve gayretleriyle dikkati çeken Şahin Bey, Harbiye Nezareti tarafından Urfa'nın Birecik kazası Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin edildiğinde Antep işgal altındaydı. Şahin Bey bu nedenle memleketi Antep'e dönmeye karar verdi Kilis-Antep yolunu kontrol altına alma vazifesi üzerine çalışmalara başlayan Şahin Bey, "Müsterih olunuz. Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez." sözleriyle ve bu uğurda ortaya koyduğu mücadele örneğiyle adını tarihe yazdırmıştır.