Bizans'tan günümüze İstanbul'un inşası - 2

Schedel'in fetih öncesini gösteren 1492 tarihli İstanbul betimlemesi
Schedel'in fetih öncesini gösteren 1492 tarihli İstanbul betimlemesi

Geçen ay büyük bir heyecan ile başladığımız "Bizans’tanBugüne İstanbul’un İnşası I" adlı serimizin ikincibölümündeyiz. Hem Bizans döneminde hem de Osmanlı ileCumhuriyet döneminde şairlere, edebiyatçılara güzelliğiyleilham kaynağı olan şehrimizin geçmişi bilindiği üzeredaha eskilere dayanmaktadır. Kültürel tarihi ve mirasıylabu köklü geçmişi kusursuz bir şekilde anlatmak mümkündeğil. Amacımız kaynaklarda yer alan veriler ışığında Nefs-iİstanbul olarak da bilinen Tarihi Yarımada’nın geçmiştengünümüze (günümüz Fatih ilçesi) inşa faaliyetlerini bir özetmahiyetinde sizlere sunmaktır.

Geçen ay şehrin kuruluşundaki mitolojik efsanelerden, Byzantion döneminden, Roma döneminden bahsetmiş idik. Özellikle İmparator Septimus Severus ile bu şehri paralel başkent yapan ve kendi adıyla yani Konstantinopolis ile anılmasını sağlayan İmparator Konstantinos döneminde gerçekleşen inşa faaliyetlerine değinmiş idik. Bu yazımızda İmparator Konstantinos dönemi sonrasında gerçekleşen inşa faaliyetleriyle devam edeceğiz.

Bozdoğan Su Kemeri adıyla da bilinen Valen Su Kemeri
Bozdoğan Su Kemeri adıyla da bilinen Valen Su Kemeri

Şehrin kurucusu İmparator I. Konstantinos sonrası inşa faaliyetleri oğlu Konstantios (337- 361) tarafından devam edilmiştir. Günümüzdeki formunu 6. yüzyılda alan Ayasofya’nın ilk inşası ve günümüz Fatih Camii’nin olduğu tepede yer alan Havariyun Kilisesi inşası bu dönemde bitirilmiştir.

Iulianos (361-363) tarafından kente Milion ve Mese caddesi taraflarında kütüphane birimleri ve kütüphaneler için el yazmaları kazandırılmıştır.

İmparator Valens döneminde (364-378) kentin su ihtiyacı için imparatorun adıyla anılan yapıldığı dönemde yaklaşık uzunluğu 1000 metre olan Valens Su Kemeri inşa edilmiştir. Günümüzde "Bozdoğan Kemeri" olarak bilinen kemerin inşaatı sırasında Khalkedon’un (Kadıköy) sınırlarını belirleyen surlardan alınan taşlar kullanılmıştır.

I. Theodosios döneminde (379-395) kentte imar faaliyetleri hız kesmeden devam etmiştir. Günümüz Beyazıt Meydanı yerinde İmparator Theodosios kendi adını taşıyan ihtişamlı bir zafer anıtı diktirmiş ve saltanatının son yıllarında, 393 yılında kentin en büyük meydanı olacak olan Forum Tauri’yi inşa ettirmiş ve çeşitli heykellerle donatmıştır. Söz konusu zafer anıtı ile Forum Tauri’nin günümüze gelen parçaları Ordu Caddesi üzerinde yolun hem sağında hem solunda kaldırım üzerinde teşhir edilmektedir. Ayrıca bir parçasının Sultan II. Bayezid Hamamı’nın temelinde kullanıldığı bilinmektedir. Bu dönemde kentin artan nüfusunu karşılamak için çeşitli kamusal hizmet binaları özellikle buğday ve su depolama amacıyla çeşitli binaların yanı sıra anıtsal yapılar inşa edilmiştir. Ayrıca Lykos deresinde (Bayrampaşa deresi) liman inşaatı tamamlanmıştır.

İstanbul'un fethi öncesi hipodrom
İstanbul'un fethi öncesi hipodrom

I. Theodosios döneminde bir diğer imar faaliyetleri de saraylardır. İmparatorluğun Büyük Sarayı dışında şehrin çeşitli bölgelerinde kişilere özel saraylar inşa edilmiştir. Ayrıca M.Ö. 15. yüzyıla ait, Kardak Tapınağı’na ait III. Thutmosis Dikilitaşını Hipodromdaki (Günümüz Sultanahmet Meydanı) yerine diktirmiştir. Dikilitaş orijinalinde 30 metre iken ya nakliye sırasında ya da dikilmesi sırasında bir kısmı harap olmuş olmalı günümüzde 18,45 metre uzunluğa sahiptir. Mermer malzemeden yapılan kaide bölümünde İmparator Theodosios’un evlatları ile birlikte hipodromda sergilenen oyunları izlerken görünümleri kabartma tekniği ile tasvir edilmiştir.

395 senesinde I. Theodosios tarafından devlet iki evladı arasında bölüştürülmüştür. Roma merkezli Batı Roma İmparatorluğu’nun başına Honarios, Konstantinopolis merkezli Doğu Roma İmparatorluğu başına ise Arcadius geçmiştir

İmparator Arcadius (395-408) tarafından günümüzde Cerrahpaşa adıyla anılan bölgeye kendi adıyla anılan forum inşa edilmiştir. Söz konusu forumun merkezinde 40 metreden daha uzun olan bir dikilitaş yerleştirilmiştir. Ayrıca İmparator Arcadius karısı Eudoxia için Augusteon Meydanı’nda anıt inşa ettirmiştir.

II. Theodosios Surları Restitüsyon Denemesi - Fritz Krıschen
II. Theodosios Surları Restitüsyon Denemesi - Fritz Krıschen

İmparator II. Theodosios (408-450) devrinde şehir gelişmeye ve büyümeye devam etmiştir.

Bu dönemde şehir batıya doğru genişlemiştir. Bu genişleme neticesinde İmparator Konstantinos surları şehir içinde eridiği için genişleyen şehri savunmak ve sınırlarını belirlemek için yeni surlar inşa edilmiştir. Yeni surların en önemli özelliği üçlü savunma sistemine sahip olmasıdır. Ana sur, ön sur ve hendek bölümlerinden oluşan yeni surlar Semavi Eyice tarafından "Ortaçağın en güçlü savunma hattı" olarak tanıtılmaktadır. Söz konusu surlar günümüzde Fatih ilçesini Zeytinburnu ve Eyüpsultan ilçelerinden ayırmaktadır. Surlar ayrı bir yazının konusu olabileceğinden asıl konumuza devam edelim.

İmparator II. Theodosios döneminde günümüze harap bir vaziyette ulaşan Bukoleon Sarayı inşa edilmiştir.

Şehir merkezindeki caddelerin ve sokakların yanı sıra Augusteion Meydanı (Ayasofya’nın Önündeki Meydan), Forum Konstantinos (Günümüz Çemberlitaş Meydanı) Forum Tauri (Günümüz Beyazıt Meydanı) ve Philadelphion Meydanı’nın (Aksaray Meydanı) hatları bu dönemde kesinlik kazanmıştır. Limanlar genişletilmiş ve çeşitli tersaneler kurulmuştur.

Şehrin son büyük imar faaliyetlerinin olduğu bu dönemde diğer büyük inşa ise 404 senesindeki yangında harap olan Ayasofya’nın yeniden ayağa kaldırılarak 415 senesinde tekrar ibadete açılışıdır. II. Theodosios döneminde eğitime önem verilmiştir. Dil, hukuk ve felsefe eğitiminin gelişmesi için yüksekokul inşa edilmiştir. Theodosios hanedanı ile keskin hatlara kavuşan kentte sonraki dönemlerde imar faaliyetleri yavaşlamıştır.

İmparator Marcianus (450-457) hükümdarlığında, Atilla’nın ölümü ve akabinde Hun Devleti’nin dağılması sonucu tehlikeden uzaklaşan kentte günümüzde Kıztaşı olarak bilinen Marcianus sütunu dikilmiştir.

Ravenna San Vitale Kilisesi'nde yer alan İmparator Iustinianos'un Mozaik Betimlemes
Ravenna San Vitale Kilisesi'nde yer alan İmparator Iustinianos'un Mozaik Betimlemes

İmparator I. Leon (457-474) döneminde yangın tahribatı sonucu kent büyük zarar görmüştür. Bu dönemde günümüzde Yavuz Sultan Selim Camii’nin olduğu yere açık sarnıç ve dini yapı olarak Theotokos Khalkoprateia Kilisesi inşa edilmiştir.

5. ve 6. yüzyıllarda meydana gelen depremler ve yangınlar imar faaliyetlerini yavaşlatmış ve şehre zarar vermiştir. İmparator I. Iustinianos (527-565) devrinde, tarihin kanlı ayaklanmalarından biri olan ve 532 senesinde gerçekleşen Nika İsyanı sonucu çıkan yangınlarda şehir bir kez daha büyük zarar görmüştür. Nika İsyanı altıncı gününde Hipodrom’da yaklaşık otuz bin isyancının öldürülmesiyle sona ermiştir. İsyanı bastıran İmparator şehri tekrardan ayağa kaldırmış ve anıtsal yapılar yaptırmıştır. Dini yapılar çoğalmış profan (din dışı ) yapılar ise azalmaya başlamıştır. İmparator Iustinianos isyan sırasında yanan Ayasofya’yı günümüz formunda muhteşem boyutlarıyla tekrardan ayağa kaldırmasının yanı sıra hamamları, sarayları, kamu yapılarını onartmış ve Augusteion Meydanı’nda kendi heykelini diktirmiştir. Şehircilik anlayışında ilerleme kaydedilmiş ve yarımadanın silüetine Ayasofya ile birlikte mimaride kubbe anlayışı da girmiştir.

19. yüzyıla ait bir Ayasofya Gravürü
19. yüzyıla ait bir Ayasofya Gravürü

İmparator şehrin su ihtiyacını karşılamak için günümüze gelen Yerebatan Sarnıcı ile Binbirdirek Sarnıcını inşa ettirmiştir. Şehrin gördüğü en büyük kanlı isyan sonucu devletin resmi dili Latince yerine şehir sakinleri tarafından kullanılan Helence olmuştur. Kentin gelişimi Iustinianos devrinden sonra uzun bir dönem durağan hâle gelmiş ve bu dönemde imparatorluk yoğun toprak kayıpları yaşamıştır