Bulutlardan uzakta geçen bir yıl: Covid-19 sonrasında seyahat
"Valizim ağır gelir de ekstra bagaj ödemesi yapmam gerekir mi?" endişesi, sıkıcı güvenlik kontrolleri, çantalarımızın kontrollerdeaçılıp özel eşyalarımızın karıştırılması, vize almak için verilen oncaemek, uçak henüz park hâline geçmeden ayağa kalkan kişileregöz devirmelerimiz… Tüm bunları özlediniz mi?
Pandemi nedeniyle göklerde uçamadığımız bir yıl geçirdik. Kimimiz eskiden seyahat edebilen bir insan olduğunu kendine ve çevresine kanıtlamak ve belki de eskiden bunun mümkün olduğunu hatırlayıp, geleceğe dair umutlanmak için sosyal medyada eski seyahat fotoğraflarını paylaşıp durdu; kimimiz ise insanoğlunun adaptasyon yeteneğiyle gerçeğine boyun eğdi ve dünyasının küçülmesine isyan etmedi.
Biz kendi hayatlarımızı ve elimizden alınan tatillerimizi düşünürken daha büyük ölçekteki sarsıntılar, bireysel endişelerimizi geçersiz kıldı. Dünyanın "seyrinde" olduğu 2019’un verilerine göre her 10 kişiden 1’i turizm sektöründe çalışıyordu ve sektör, küresel GSYH’nin %10.3’ünü meydana getiriyordu. İş gücünün %90’ının turizm alanında çalıştığı Karayip Adaları gibi yerler, pandeminin ekonomik etkilerini en acı şekilde hisseden yerler oldu. Turizm sektörüyle desteklenen yiyecek-içecek, eğlence, ulaşım gibi alanlar da ciddi anlamda etkilendi.
"İntikam Seyahati"
Pandeminin ilk aylarında sınırların açılmasını sabırsızlıkla bekleyen insanlık, artık bunun öyle kolay olmayacağını ve dünyanın belki de sonsuza kadar değişmiş olacağını kabullendi.
"Sosyal mesafe" vb. kelimeler aklımıza aylardır kazınmış durumda, insanlarla yakınlaşmanın tehlikeli olduğuna koşullandık. Film izlerken insanların tokalaşması veya sarılması bile bizi rahatsız eder duruma geldi. Hâl böyleyken, sınırlar açılır açılmaz uçak biletlerimizi kapıp gönlümüzce gezebilecek miyiz? Koşullanma mı ağır gelecek, yoksa keşif merakımız mı?
"İntikam harcaması", Çin Kültürel Devrimi’nde yaşanan yokluğun ardından patlama gösteren tüketici talebini tanımlamak için 1980’lerde ortaya çıkan bir terim. “İntikam seyahati” de Korona sonrası dönemde insanların seyahat edemedikleri zamanların acısını çıkarırcasına seyahat edeceğine ve Korona’dan intikamlarını alacaklarına yönelik beklenti.
Akıllara Zarar Pandemi Trendleri
Turizmin durma noktasına geldiği dönemde yeni seyahat trendlerinin doğmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz... "Flights to Nowhere" (Varış Noktası Olmayan Uçuş), pandemiyle yaşamaya alıştığımız dönemde ortaya çıkan çılgın bir akım oldu. Avustralyalı Qantas Airways, Tayvanlı EVA Airways, Bruneili Royal Brunei Airlines ve Japon ANA Airways gibi havayolu şirketleri uluslararası sınırların kapalı olduğu dönemlerde uçmayı özleyenler için "hiçbir yere gitmeyen" uçuşlar düzenledi. Bu uçuşlar, belirli bir süre uçtuktan sonra kalkış noktalarına geri dönüyor ve yolcularına "gerçeğe yakın seyahat deneyimi" vaat ediyor.
İklim aktivistlerine kulak kabartan Singapur Havayolları ise boş bir heves uğruna dünyayı kirletmektense uçaklarını kaldırmadan, yolcularını karadaki uçaklarında ağırladı, bir tema çerçevesinde eğlenceler düzenledi ve uçak içi ikramları özleyenlerin midesine bayram ettirdi. Kim derdi ki uçuşları 10 dakika gecikmeli kalkınca tüm keyfi kaçan insanlar, kalkmayan veya hiçbir yere gitmeyen uçaklarda bulunmak için binlerce Dolar ödeme yapmaya gönüllü olacak ve üstelik bu uçuşların biletleri rekor hızda tükenecek diye… (Qantas Airways’in 7 saat uçup da hiçbir yere varmayan uçuşunun biletleri 10 dakikada tükenerek bir rekor kırdı!)
Seyahat Sektörünün Geleceğine Dair Öngörüler
Turizm sektörünün önde gelen isimleri pandemiye ilişkin her gelişmede, her mutasyonda verileri toplayıp devamlı olarak gelecek tahminlerini güncelliyor.
Pandemiyle geçirdiğimiz bir yılın ardından sonraki yıllar için beklenen trendler şöyle:
1. | Mutlaka görülmesi gereken, Dünyanın en görkemli büyük şehirleri yerine kalabalıklardan uzak küçük şehirler tercih edilecek. Sokakları insan yığınlarıyla dolu metropollerin sokakları, kısıtlamalar nedeniyle boş olsa dahi küçük şehirler daha güvende hissettirecek. |
2. | Kitle turizminin yerini "anlamlı turizm" alacak. Artık popüler olan yerleri sadece "gidilecek yerler listemizde" olduğu için ziyaret etmek yerine sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirmek ve uzakta olanlarla hasret gidermek için seyahat edeceğiz. |
3. | Otellerde konaklayıp konaklamama konusunda bir süre daha kararsız kalıp çadır, karavan gibi alternatif konaklama seçeneklerini tercih edeceğiz. |
4. | İş seyahatleri mazide kalmış olabilir. Zorunluluk nedeniyle uzaktan da pekala iş yürütüleceğini gören iş dünyası, bir daha eski düzenine dönmeyecek. |
5. | CommonPass gibi PCR testi sonucunu, sağlık beyanını ve aşı durumunu gösteren yeni tip dijital pasaportlar zorunlu hâle gelecek. Ancak bunun için tüm ülkelerin ortak kurallar belirlemeleri ve sınır prosedürlerini standart hâle getirmeleri gerekecek. |
6. | Yurt içi seyahat yaygınlaşacak ve ülkeler yerli turistler ile ekonomilerini canlandırmak için ülke içi seyahati teşvik edecek. |
7. | Sokağa çıkma yasakları nedeniyle dört duvar arasında bunaldığımız için çözümü doğada bulacağız. Hem kalabalıklardan uzak olmamız gerektiği hem de ferah alanlara hasret olduğumuz için şehir veya müze gezmektense doğada vakit geçireceğiz. |
"Hiper hijyen" ve "temassız seyahat" kavramlarıyla tanışacağız. Yepyeni teknolojilerle hijyen sağladığına dair kanıt sunan yerleri tercih edeceğiz ve parmak izinin dahi dijital olarak verildiği, her adımda temassız olduğumuz yolculuklara çıkacağız.
Seyri öngörülemeyen Koronavirüs’ün geleceğe güvenle bakmayı unutturması nedeniyle sonraki aylar için planlar yapmak yerine son dakika fırsatlarından faydalanmayı seçeceğiz.
Özgür günlerin geleceğine dair inancınızı korumanız dileğiyle…