Efruze: Türk Sanat Müziği, Nesrin Sipahi ile bir tutkuya dönüştü

Türk Sanat Müziğini yeni nesile sevdirmek amacıyla, şarkı seçimleri ve stüdyo kayıt süreci ile birlikte titiz hazırlık çalışmaları bir yıl süren Assolist albümünde, Yeşilçam Sineması’na esin kaynağı olan hepimizin ezbere bildiği şarkılar yer alıyor. Efruze ile müzikal yolculuğunu, hayatını ve gelecek planlarını konuştuk.

Şarkı söylemeye ve profesyonel olarak şarkıcı olmaya nasıl karar verdiniz?

Çok renkli ve bol kuzenli bir ailede büyüdüm. Çocukken en sevdiğimiz oyunlar hep sahne ile ilgili olurdu. Bir gün şarkıcı, bir gün sinema oyuncusu, bir gün balerin, bir gün tiyatrocu olurduk. O yüzden hep sahne üstünde olmayı istemem tesadüfi değil sanırım.

Opera geçmişinin ardından Assolist albümü ile karşımıza çıktınız. Sizi Türk Sanat Müziğine çeken neydi?

Aslında müzik dolu bir aileden geliyorum. Çocukluğumda da her tarz müzikle iç içe büyüdüm. Bir gün bana hediye edilen Nesrin Sipahi albümünü dinledikten sonra Türk Sanat Müziği söylemek istiyorum dedim.

Türk Sanat Müziğini severdim ama Nesrin Sipahi’nin yorumuyla bu sevgi bende tutkuya dönüştü. Onun duru ve sade yorumu şarkıların derinliği beni çok etkiledi. İlk albümüm Assolist’in temelleri böyle atılmış oldu.

Batı enstrümanları ile Türk Sanat Müziği icrası için neler düşünüyorsunuz? Siz albümde nasıl bir sound yakalamaya çalıştınız?

Batı Müziği çok sesli bir yapıya Türk Müziği ise tek sesli bir yapıya sahip. Türk Müziğini icra etmenin zorluğu da bence bu tek sesli yapıdan ileri geliyor. Gerçek mükemmelliğe en sade halde ulaşmak gerekiyor. Bu yüzden ustaların yanında senelerce meşk ederek öğrenilen bir sanat olmuş hep Türk Müziği. Batı Müziği ise tam tersi müthiş bir matematik ve kurallar üzerine kurulu bir yapı. Ben bu albümde Türk Müziği sazlarımdan Batının notaya bağlı kalma disiplinini ve Türk Müziğinin meşk ruhunu çıkarmalarını istedim. Çok da güzel olduğunu düşünüyorum.

Birçok ülkenin kendine özgü müzik tarzları dünyada biliniyor sizce Türk Sanat Müziğini doğru ifade edebiliyor muyuz?

Çok doğru ifade edildiğini ve Türk müziğimizi dünyaya dinleten çok örnek olduğunu düşünmüyorum. En büyük hayalim uluslararası dünya müziği festivallerinde müziğimizi tüm dünyaya tanıtmak.

Kliplerinizde abiye kıyafetler içinde, saç stilinizden duruşunuza kadar eski bir Türk filmi sahnesi izler gibiyiz. Klip konseptlerinizi nasıl belirlediniz?

Klip çekim sürecimiz çok kolay olmadı. İlk klibim Gözleri Aşka Gülen için çok sade ve şarkıyı öne çıkartacak bir klip tasarladık, öyle de oldu. İkinci klibimiz Kalbe Dolan O İlk Bakış’ta ise mekân, kurgu, kostüm, makyajın tamamen bana ait olduğu, beni yansıtan bir çalışma oldu.

Viyola ve piyano da çalıyorsunuz. Enstrümanla ilişkinizi nasıl tarif edersiniz? Hâlâ aktif olarak çalışıyor musunuz?

Viyola’yı lise yıllarımda çalıyordum. Elime alsam tabii ki çalarım ama aktif olarak çaldığımı söyleyemem. Ama piyano çocukluğumdan beri çaldığım hayatımın bir parçası hâline gelmiş bir enstrüman. Bence her şarkıcının bir enstrumanı biraz çalabiliyor olması onun müziği daha iyi anlayan bir yorumcu olmasını sağlıyor.

Kariyerinizde oyuncu olarak yer aldığınız projelerde de oldunuz. Bundan sonra da sizi oyuncu olarak izleyecek miyiz?

Birçok dizide roller aldım. En son TRT için çok başarılı bir dönem dizisinde oynadım. Çırağan Baskını ismi. Yine bir dönem dizisi gelirse hayır demem çünkü çok keyifli ve yaşamamış olduğunuz bir zamanda yolculuk etmek gibi…

Söyleyemem beni ifade etmiyor dediğiniz bir tür var mı?

Sanırım Arabesk. Çok fazla ağdalı ve net olmayan müzikleri seslendirmek benim için çok mümkün değil.