Genç yaşta aramızda ayrılan 5 yazar

Genç yaşta aramızda ayrılan 5 yazar.
Genç yaşta aramızda ayrılan 5 yazar.

İnsanları ortak noktada birleştiren elçiler kısaca yazarlar… Yazdıkları yazılar ile bir duyguyu, düşünceyi, fikri dile getirir ve insanları bu ortak paydada toplarlar. Kimi duygularını, tutkularını anlatmak için yazar kimi düşüncelerini yaymak kimi ise başarılı eserleriyle para kazanmak için. Ancak hepsinin birleştiren güç, dünyanın bambaşka yerlerindeki kişileri aynı sayfalarda buluşturarak farklı diyarlara çekebilmesi. Türk edebiyatı da bu yönden oldukça zengin. Birbirinden önemli eserleri bizlere miras bırakan çok sayıda değerli yazarımız bulunuyor. Ancak bazıları genç denilebilecek yaşta, daha ellili yaşlarını bile göremeden, hayatlarının en verimli çağlarında aramızdan ayrıldı. Daha uzun bir ömre sahip olsalardı, kim bilir ne eşsiz eserlere daha imza atacaklardı. İşte genç yaşta aramızdan ayrılan 5 yazar...

Ömer Seyfettin, 36

Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri Ömer Seyfettin… 1884 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Seyfettin, Türk edebiyatının önde gelen hikaye yazarlarından. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismi, ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kuruculuğunu yaptı, Türkçede sadeleşmenin savunucuları arasında yer aldı. Onu hayattan koparan ise şeker hastalığı oldu. Evinde yalnız yaşayan Seyfettin'in şeker hastası olduğundan kendisinin bile haberi yoktu. Çünkü o zamanlar ne diyabet biliniyordu ne de insülin. Hastalığının ilk belirtileri 1917 yılının sonlarında görülmeye başladı ancak Seyfettin bunları dikkate almadı. İçten içe ilerleyen rahatsızlığı 1920 yılında bir gün onu hastanelik etti. Seyfettin durumu giderek kötüleşti ve hastanede yattığı süre boyunca gözlerini hiç açamadı. Yemek yiyemeyip günden güne zayıflayan genç yazar, hastaneye kaldırıldıktan iki hafta sonra hayatını kaybetti.

Kısa hayatı boyunca Yalnız Efe, Perili Köşk, Kaşağı, İlk Namaz gibi değerli 150’den fazla yazı kaleme alan Ömer Seyfettin’in eserleri 60’dan fazla dile çevrildi. Eserleri bugün hala severek okunuyor, her kütüphanede olmazsa olmaz kitaplar arasında yer alıyor…

Orhan Veli Kanık, 36

Orhan Veli Kanık da hayata gözlerini kapattığında Ömer Seyfettin’in yaşındaydı, 36… 1914 yılında dünyaya gözlerini açan Kanık, Türk edebiyatı için oldukça önemli yazarlardan biri. Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Eski olan her şeyden uzak duran Kanık, hece ve aruz ölçülerini kullanmamasıyla biliniyor. Kanık’ın ölümü ise oldukça trajik… 1950 yılında Ankara’ya gerçekleştirdiği bir ziyarette belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul’a dönen yazar, arkadaşının evinde yemek yediği sırada fenalık geçirmesi sonucu hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık’ın alkol zehirlenmesi yaşadığı sanılarak tedavi uygulanmaya çalışıldı. Ancak genç yazar alkol zehirlenmesi yaşamıyor, beyin kanaması geçiriyordu. Bunun anlaşılamaması sebebiyle komaya giren Kanık, aynı gün vefat etti.

Genç yazarın ardında ise Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi gibi değerli birçok eseri kaldı…

Sebahattin Ali, 41

'Seni seviyorum... Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum.' diyor Sebahattin Ali Kürk Mantolu Madonna’da… Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan yazar, romanlarında işlediği sevgi ve aşk temalarına gizlediği toplumsal aksaklıklar ile insanların gönlünde taht kurdu. Hayatı boyunca farklı gerekçelerle hakkında birçok dava açıldı. Sebahattin Ali’nin sonunu getiren ise Avrupa’ya gitme hayali oldu. Bulgaristan sınırını aşarak Avrupa’ya geçiş yapmak isteyen Ali’ye yasal yollardan pasaport verilmedi. O da çareyi kaçmakta buldu ancak bu kaçış onun sonunu getirdi. Önce Suriye sınırı üzerinden Türkiye’yi terk etmeye çalışsa da başarılı olmadı. Bulgaristan’a adam kaçıran bir şebeke ile anlaşan Ali, yola çıktığı Ali Ertekin isimli kişi tarafından kitap okuduğu esnada kafasına defalarca vurularak öldürüldü ve cesedi Edirne yakınlarındaki ormanlık bir alana atıldı.

Trajik bir sonla hayattan ayrılan Ali; 41 yıllık yaşamına Sırça Köşk, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna gibi gönüllerde taht kuran 15’den fazla eser sığdırdı.

Cahit Sıtkı Tarancı, 46

Cahit Sıtkı Tarancı.
Cahit Sıtkı Tarancı.

‘Yaş 35, yolun yarısı eder demişti’ oysaki… Yaşamı son bulduğunda ikinci baharından yalnızca 11 yıl görebildi. 1910 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Cahit Sıtkı Tarancı, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önde gelen şairlerinden biri. Otuz Beş Yaş şiiri ile hafızalara kazınan yazar, şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer verdi; ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi konulu şiirler yazdı. Birçok şiiri, farklı bestekârlar tarafından bestelendi. 1954 yılına gelindiğinde ise talihsiz bir şekilde sağ tarafına felç indi. Bu felç, onu yavaş yavaş hayattan kopardı. Felç nedeniyle konuşma yetisini kaybeden yazar, Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Viyana’ya uzanan bir tedavi süreci yaşadı. Kısa bir süre iyileşme belirtisi gösterse de 1956 yılında Viyana’daki hastanede zatülcenpten dolayı hayatını kaybetti.

46 yaşında aramızdan ayrılan yazar, Ömrümde Sukut, Düşten Güzel, Sonrası, Bütün Şiirleri gibi ölümsüz eserleriyle hala bizimle…

Ziya Gökalp, 48

Erken yaşta aramızdan ayrılan yazarlardan biri de Türk milliyetçiliğinin babası olan Ziya Gökalp… Milli edebiyatın kurulmasında ve gelişmesinde önemli rol oynayan Gökalp, 1876 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Türkçülük ve İslamcılık görüşlerine sahip olan yazar, Meclis-i Mebusan'da ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yaptı. Toplumsal ve siyasi görüşlerini anlattığı sayısız makale kaleme aldı. Kızıl Elma, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Yeni Hayat, Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları gibi eserlerinde de Türkçülük düşüncesini sistemleştirmeye çalıştı. Onu hayattan koparan ise beyin iltihabı oldu. 1924 yılında nükseden hastalığı sebebiyle İstanbul’a geldi. Ancak yapılan tüm tedavi çabaları ve dinlenme girişleri sonuçsuz kaldı ve yazar 48 yaşında yaşamını yitirdi.

Millî mücadelenin kazanılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sırasında atılan temellerde önemli rehberlerden biri olan Gökalp’in eserleri bugün hala Türk halkına yol gösteriyor.