Girona bugün neden bu kadar ilgi görüyor ve ziyaretçileri nasıl çekiyor?

İspanya on sekiz farklı özerk bölgeden oluşur ve bunların belki de en popüler olanı Katalonya’dır. Dil kadar kültürüyle de ayrışır. Barcelona sadece Katalonya’nın değil aynı zamanda İspanya’nın da gözbebeği sayılır. Herhalde dünyada Barcelona futbol takımı kadar şöhretli pek az takım bulunur. Barcelona baştan ayağa bir zevk ve apartman düzenidir. Her bir yapı birbiriyle yan yana durarak asıl anlamını bulur. Akdeniz havası Barcelona ve çevresine karakter kazandırır. Katalonya’yı oluşturan üç şehirden birisi de De Garona’dır. Kendisine has Ortaçağ özellikleriyle hâlâ çekim yaratır. İspanya içinde zarif ve alımlı bir güzelliktir.

Onyar Nehri, Girona’ya girerken tertemiz suyuyla karşılar sizi. Halen en az altı çeşit balık tutabileceğiniz nehir geçmişte belli ki bir güvenlik kuşağı oluşturuyordu şehir için. Köprüyü geçer geçmez direğe tırmanan dişi aslan heykeli de şehrin tılsımları arasında. Ticaretin getirdiği imkânlarla olacak geçitler, kapı ve pencereleri sanat işi yapılar, dar sokaklar, ince iş iç tasarımlar Girona’nın geçmişinin işaret taşları. Hatırı sayılır bir Yahudi nüfusun yaşadığı Girona, bugün Katalonya bölgesinin cazip noktalarından birisi. Ayrıca, Pirene’lere göz kırpan Salvador Dali’nin köyünü de düşündüğünüzde kendiliğinden bir çekim ve ziyaret döngüsü oluşuyor. Dali, “Dünyanın merkezi benim yattığım yerdir.” dercesine Figueres köyünü aydınlatmayı sürdürüyor. Pek çok orijinal eser ve eşya bulunuyor S. Dali Ev Müzesi’nde.

Girona’daki kimi detaylar bölgenin sanat geçmişini de gösterir. Mesela Eyfel, Paris’teki kuleyi yapmadan önce burada, Onyar üzerinde demir bir köprü yapıyor. Kırmızı rengi, nehir boyunca sıralanmış her birisi tarihi olduğu kadar sanat detaylarıyla dolu evlerle uyum gösteriyor. Arap Hamamı adını taşıyan mekân İspanya’daki Müslüman izlerinden kalma. Özgürlük Meydanı’nın ortasındaki anıt, İspanya’nın çatışmalı geçmişine göz kırpıyor. Dış cepheler, mekânların yaşama zevkini bir zaman alınlığı halinde temsil ediyor. Baharda ilkin erguvanlar sonrasında da ıhlamurlar çiçeğe durduğunda Girona’nın atmosferi daha bir değişiyor.
Yaz ayları oldukça sıcak geçtiğinden taş duvarlar, 9. yüzyıldan kalma surlar, özel yapılmış tuğla ile birleşerek dik merdivenlere dehliz vazifesi görüyor. Böylelikle de estetik etki hem de sıcağa karşı önlem alınıyor. Alabildiğine şık mini kafeleri başta olmak üzere, sahaftan çay ve kahveye, butik otellere, restoranlara fakat asıl önemlisi asil bir sükûnete sahip Girona, tıpkı yaygın ve ağır akan nehir gibi hayatın yavaş akışı içinde varlığını sürdürüyor. Girona’yı ilginç kılan taraflardan birisi de kimi dini yapılardaki yer mezarları ve cephelere konulmuş lahit benzeri ayrıntılar. Binaları koruyacağına inanılan bazı yaratık figürleri gözden kaçmıyor ama bir güneş çarkını iki yandan tutmaya çalışan melek desenleriyle bezeli bu mezarlardan biri hemen girişteki Basilika de Saint Fue kilise kapısının yanında bulunuyor.

Ortaçağ’ın dünyası kesin inançların ve büyük korkuların ormanı gibidir. Fakat dünyanın pek çok yerinin gittikçe birbirinin kopyasına dönüştüğü bir zamanda nehrinde en az altı balığın yaşadığı temiz şehir bulmak o kadar kolay sayılmaz. Girona gitmeye ve görmeye mutlaka değer.
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.