İran'da iki mistik köy: Sar Agha Seyed ve Palangan
Beş bin yılık Pers medeniyeti, tarihin bütün evrelerinde hem tanık, hem de tarih yapıcı olarak yerini almış kadim bir izleği temsil eder. Bahse konu bu izlek derinlemesine kökleri olan büyük bir ağacın gövdesine bağlıdır aslında. Oldukça zengin bir kültürel iklimin hayat bulduğu bu büyük coğrafyanın içinde, tarihsel koşullarla birlikte sosyolojik zorunluluğun da etkili olduğu idari ve mimari yapılanmaların varlığından söz edebiliriz.
Coğrafya mimariyi doğurdu
Fars havzası da bu açıdan oldukça mümbittir. Son yıllarda bir masal anlatısından ya da eski bir tarih kitabından fırlatılmış gibi duran; manzarası, dokusu ve mimarisiyle dikkat çekici İran’ın dağ köylerinin "afili" fotoğrafları internette sıklıkla paylaşılır oldu. Bunun birkaç sebebi olabilir. Kentlerin boğduğu modern insanın, ferah bir "pencere" arayışı gerekçe olabilir buna. Bir ütopya olarak vahanın yalnızca resmini görmenin bile kaosun ortasında sıkışıp kalmış şehirlilerde narkoz etkisi yapmış olması da mümkün. Ya da "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" demenin en kısa yolu bu.
Taştan Palangan
Fotoğraflarından "sevilen" bahse konu bu köylerin en meşhurları, Sar Agha Seyed ve Palangan’dır. Sürekli karıştırılıyorlar zaten. Oysa ayrıştırma çok basit, taş olan Palangan, toprak olan Sar Agha Seyed.Palangan, Kamyaran şehrinin sınırları içinde yer alan bir vadinin iki yakasına kurulmuş beş yüz yıllık bir Kürt köyü.
Bütün evler taştan imar edilmiş. Güzelliğine sebep klasik merdiven mimari ve her evin çatısının bir başka evin(üst komşunun) bahçesi olması. İkinci bir güzellik olarak da kıpkırmızı nar bahçeleri mevcut köyde. Su kaynakları açısından da gayet zengin, bu da beraberinde bereketi getirmiş köye, geçim derdine ilaç olarak köyde daimi bir nüfus oluşmasını sağlamış.
Bir otel ya da tesis falan yok Palangan’da, turizm henüz uğramamış buraya. Bahar ayları ziyaret için uygun, köye uğrayan göçebelerin düzenlediği festivallerden birine denk gelirsiniz belki.
Kerpiçten Sar Agha Seyed
Sar Agha Seyed’e gelirsek; sarı-turuncu renkli loş ışıklarla parlayan üst üste yığılmış o kerpiç evlerin muhteşem akşamüstü görüntüsü… Evet, görenlerin büyülendiği o meşhur fotoğrafın adresi burası. Masal, masal içinde sanki. İsfahan’a 250 km uzaklıkta bir dağ köyü; Sar Agha Seyed.
Lurilerin yaşadığı yerleşik hayat bölgelerinden biri. Bu köyün; “sosyal medyada tanındığı kadar İran’da tanınmıyor ya da İnstagram’ın bir köyü; Sar Agha Seyed” şeklindeki esprilere konu edilmişliği de vaki. Fotoğrafçıların uğrak noktası aynı zamanda. Otel veya tesis bulunmuyor şimdilik. Hayvancılık ve İranlıların ziyarete geldikleri köydeki türbe ana geçim kaynakları.
Palangan’dan farklı olarak burada evler taştan değil, kerpiçten. Her evin çatısı bir başka evin bahçesi, şeklindeki kadim apartmanları andıran göz alıcı mimari burda da mevcut. Aslında her iki köy de, modern şehirli insanın bir parça huzur arayışına hitap ediyor. Ninenin dizinin dibine yatıp sonsuza kadar masallar dinlemenin mekânları sanki.
İran'ın diğer masalsı köyleri
İran’ın masalsı köyleri demişken; İsfahan civarındaki Unesco Kültür Mirası listesinde yer alan Zerdüşt merkezi Abyaneh Köyü, Tahran'da bulunan sıra dışı mimarisiyle dikkat çeken bin yıllık Masouleh Köyü, İran'ın Kapadokya’sı olarak da anılan Tebriz yakınlarındaki yedi yüz yıllık muhteşem Kandovan Köyü ve Horasan eyaletine bağlı Sümer mitolojisinde bahsi geçen Uruk Krallığı’nın Aratta medeniyetine ait olduğu düşünülen eski cüceler uygarlığı Mahunik Köyü, görülmeye değer tarihi güzellikleri barındıran köyler arasında yer alır.