Işığın ressamı: J. M. W. Turner

Joseph Mallord William Turner, İngiliz ressamdır ve romantizm akımından etkilenmiştir.
Joseph Mallord William Turner, İngiliz ressamdır ve romantizm akımından etkilenmiştir.

Batı sanatının en özgün veen yaratıcı isimlerinden biriolan Turner, geleneksel sanatakımlarından bağımsız kalmayıbaşarabilen nadir sanatçılardanbiriydi. Benzersiz üslubu ona "IşığınRessamı" unvanını kazandırmıştır.

  • Başpiskoposun Sarayının Bir Görünümü, Lambeth (View of the Archbishop's Palace, Lambeth), 1790
  • Bu resim, Turner’ın Kraliyet Akademisi’nde sergilenen ilk suluboya resmiydi. Mimariye çok erken yaşta ilgi göstermesine rağmen hocalarının isteğiyle resme odaklanan Turner, farklı yaklaşımlar deneyerek üslubunu geliştirir. Akademide eğitim gördüğü sırada bir yandan asit oyma ve gravür sanatlarıyla da ilgilenmeye başlar.

İlk yıllar

Joseph Mallord William Turner, 14 Mayıs 1775’te Londra’da dünyaya gelir. Babası Wiliam Gay Turner berber ve perukçu, annesi Mary Marshall ise orta sınıftan bir aileden gelen ev hanımıdır. Kız kardeşinin ani ölümünün ardından dayısı Joseph Marshall’ın yanına New Brentford’a gönderilen Turner, John White’ın okuluna kayıt olur. 1786’da Margaret’de başka bir akrabasının yanında yaşarken, eserlerinin ilk örnekleri olan topografya görünümlerini resimlemeye başlar. Mimari ayrıntı ve perspektif konusunda giderek daha yetkin hâle gelen Turner, 1789’da Thomas Hardwick (1752-1829) ve ünlü topografyacı Thomas Malton Jr.’ın (1748-1804) yanında asistan olarak çalışmaya başlar. 1790’da, henüz 14 yaşındayken dönemin egemen sanat kurumu olan Kraliyet Akademisi’ne (Royal Academy) kabul edilir.

Denizde Balıkçılar (Fishermen at Sea), 1796
Denizde Balıkçılar (Fishermen at Sea), 1796
  • Deniz resimleri Turner’ın kariyerinin ilerleyen yıllarında önemli bir role sahiptir. Yağlıboya resme geç başlamasına rağmen teknikte çabucak ustalaşmış, çok geçmeden yağlıboya siparişler almaya başlamıştır.

1790'ların ortalarından itibaren hayatının büyük bir bölümünde sürdürdüğü rutinini uygulamaya başlayan Turner, yaz aylarında Avrupa’yı seyahat ederek, kış aylarında İngiltere’de sonraki yılın sergileri için stüdyosunda çalışmalarına devam eder. 1794 yılında Akademi’ye sunduğu çalışmaların gazetelerde yer almasıyla nüfuzlu ve varlıklı hamilerden yeni siparişler almaya başlar.

  • Fırtınada Hollanda Tekneleri. (Dutch Boats in a Gale), 1801
  • 19. yüzyıla Akademi üyesi olarak başlayan Turner, ilk büyük siparişini Bridgewater Dükü’nden alır. Yakaladıkları balıkları tekneye çekmeye çalışan balıkçıları betimlediği bu resim, klasik resimlere yönelik ilgisinin de bir göstergesiydi.


Kraliyet akademisi

Turner, Kraliyet Akademisi’ne öğrenci olarak kabul edilmesinden 10 yıl sonra, 1799’un sonunda resmi olarak -izin verilen en küçük yaşta Kraliyet Akademisi yardımcı üyeliğine seçilir. Akademi üyesi olduktan sonra büyük boy resimler sipariş alacağı için uygun bir atölyeye geçer. Nüfuzlu müşterilerinin övgüleriyle ve doğru zamanlamayla 1802 yılında Akademi’ye tam üye olarak seçilerek akademisyen olur. Bu dönem doğayı yalnızca coğrafi özellikleriyle değil, ruhuyla betimlemek için renk ve biçim denemelerine başlayan Turner, Akademi’nin ve basının tutucu üyelerinin aleyhte yorumlarına maruz kalır. Yaşanan tartışmalar sonucu 1803 yılında kendi galerisini açarak, çalışmalarını burada sergilemeye başlar.

Calais Limanı (Calais Pier), 1803
Calais Limanı (Calais Pier), 1803
  • Turner, Akademi üyeliğini takip eden aylarda büyük ustaların eserlerini incelemek için Fransa’ya yelken açtı. Kötü bir deniz yolculuğu ardından Calais’e vardığında batma tehlikesindeki gemi limana yaklaşamayınca küçük bir tekneyle karaya indi. Yaşadığı talihsizliği geçirdiği eskiz defterinden yardım alarak oluşturduğu bu resim basın tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu.


Sanatsal miras

1827’de babasının ölümü ardından kalbiyle ilgili rahatsızlıklar yaşamaya başlayan Turner, sanatsal mirasını konusunda endişe duyarak vasiyetini hazırlamaya karar verdi. Manzara resmi kürsüsü kurulması ve iki yılda bir verilecek Turner madalyası karşılığında mirasının büyük bir bölümünü Kraliyet Akademisi’ne bağışladı. 1920’lerin sonunda aristokrat hamilerinden sonuncusunu kaybetmesine rağmen eserlerinin tüccar sınıfınca ilgi görmesi sayesinde renk denemelerini sürdürebileceği yeni hamiler buldu. 1830'larda ticari kaygılarla eski moda olan tarihi ve klasik konularda eserler üretmeye devam ederken, aynı zamanda çağdaş konularla da ilgilendi.

  • Kar Fırtınası: Hannibal ve Ordusu Alpleri Geçiyor (Snow Storm: Hannibal and his Army Crossing the Alps), 1812
  • Turner, manzara resminin en az tarihsel resim kadar itibar görmesini sağlamak için "yücelik estetiğini" kullanmıştı. Bu yüceliği siyasal bağlamda uyguladığı ilk örneklerinden biri olan bu resimde, sonraki birçok çalışmasında önemli bir motif olan girdabı da kullanmıştır.

Yaşamının sonlarına doğru öldüğünde tamamlanmadan kalacak birçok resme başladı. Kötüleşen sağlığı ve ilerleyen yaşına rağmen Akademi sergilerine çalışmalarını göndermeye devam etti. Yetişkinlik hayatının büyük bir kısmını hastalıklara geçiren Turner, 1851’de iyice zayıf düşerek 19 Aralık sabahı hayatını kaybetti.

  • Turner’ın resimlerinden en ünlüsü olan bu çalışma, ölümüne kadar himayesinde kaldı. Fransız ismine rağmen bir İngiliz Savaş gemisi olan Temeraire, verdiği önemli hizmetlerden sonra merasimle parçalanmak üzere son yerine çekilmişti.

Savaşçı Temeraire. (The Fighting Temeraire), 1838
Savaşçı Temeraire. (The Fighting Temeraire), 1838
  • Köle Gemisi (The Slave Ship), 1840
  • Köle Gemisi, John Ruskin tarafından Turner’ın olgunluk döneminin başyapıtı olarak değerlendirilmiştir. Köle ticaretine karşı çıkan Turner, bu eserinde, ayaklanmaları nedeniyle elleri ve ayakları prangalı bir şekilde denize atılan yüz otuz iki köleyi resimlemiştir.