Kayıp otobanın sakini: Jeff Buckley

Jeffrey Scott Buckley Amerikalı müzisyen, besteci, söz yazarıdır.
Jeffrey Scott Buckley Amerikalı müzisyen, besteci, söz yazarıdır.

Jeff Buckley, henüz altı aylık bir bebekken babası müzisyenTim Buckley tarafından terk edilince, dolmayacak birboşluğun sahibi oldu, bir boşluk ki bunun telafisi yoktu.Altı yaşına kadar babasının kim olduğunu bilmedi, üveybabası ve annesi ile beraber yaşadı. Uzun süre bir şehirdekalmadılar, hep taşınma halindeydiler. Bu göçebelik onunaidiyet hissini yitirmesini destekledi. Altı yaşına geldiğindeannesi, ona babasının bir şarkısını dinletip gerçeği açıkladı.Jeff, sekiz yaşındayken ilk kez babasıyla yüz yüze geldi.

Karşılaşmadan kısa süre sonra Tim Buckley aşırı dozdan hayatını kaybetti. Ölmüştü fakat yüzü, mimikleri, pek çok şeyi Jeff’te barınıyordu. Bu benzerlik zaman zaman kıyaslamalara yol açtı ve Jeff’in babasına olan öfkesini arttırdı. Öyle ki bazen aynaları kırıp cismini parçalamak istiyordu. Hislerinin keskinliğinden yorgun, hiç görmediği bir rüyanın özlemindeydi.

Notaların doğusunda

Henüz 5 yaşındayken büyükannesinin dolabında gördüğü gitarı çalmaya çalışıyordu.
Henüz 5 yaşındayken büyükannesinin dolabında gördüğü gitarı çalmaya çalışıyordu.

Annesinin müziğe olan ilgisi Jeff’i de müziğe yöneltti. Henüz çocukken Pink Floyd, Led Zeppelin gibi müzik gruplarını dinliyor, gitar çalmaya çalışıyordu. İlk gençliğinde klasik gitar çalmaya başladı. Bunu elektro gitar ve çeşitli enstrümanlar takip etti. O artık müzisyen olmaya karar vermişti. Müzik eğitimi alırken mekânlarda sahne almaya başladı.

Hayatının dönüm noktası, o benim Elvis’im dediği Pakistanlı müzisyen Nusret Fatih Ali Han ile tanışmasıyla gerçekleşti.

Jeff, onun yaptığı müzikten ve gazellerinden çok etkilendi. Artık kendisine bir rol model bulmuştu. Yakın arkadaşı gitarist Gary Lucas ile beraber şarkılar yazmaya başladı. İlk albümü Grace ile adını duyurdu. Sesindeki hüzün, dinleyenleri etkisi altına alıyordu. Sesi ve yorumu babasından oldukça ayrıydı. O artık Tim Buckley’in oğlu olarak değil, Jeff Buckley olarak var olmayı başarmıştı. Avrupa turnesiyle başladığı konserler dünya turuna dönüştü.

Grace

On şarkıdan oluşan Grace albümünde, ırkçılık karşıtı Eternal Life, bir ağlayışı susturduğunu belli eden Dream Brother, eksilte eksilte çoğaltan bir aşkın açtığı yaraları ortaya çıkaran Forget Her, ölümden korkmadığını haykırdığı Grace, Cohen’in Hallelujah şarkısına yaptığı cover, Nina Simone’ın Lilac Wine şarkısına yaptığı cover, aşkın tabanında yattığının anlaşıldığı Last Goodbye gibi etkileyici şarkılar vardı. Öyle ki seneler geçtikten sonra bile bu şarkıları ilk günkü sarsılmayla dinledim. Özellikle de Dream Brother’ı. Ruhunu tamamen ortaya serdiği en kuvvetli şarkısının o olduğunu düşündüm nedense.

 İlk aldığı albüm Led Zeppelin'in Physical Graffiti'si oldu.
İlk aldığı albüm Led Zeppelin'in Physical Graffiti'si oldu.

Sıradan özlem

Jeff, kendini şöhretin gösterişli dünyasına ait hissetmiyordu. Öğrenciyken barlarda çaldığı günler ona daha güzel gelmeye başlamıştı. Başarı, bir yandan maddi konfor sağlarken manevi konforu kaybettiriyordu. Bunun farkında olmak ona acı veriyordu. Öyle ki ölmeden kısa süre önce bir hayvanat bahçesine kelebek bekçisi olarak iş başvurusu yaptı. Ufak bir ev aradı kendine. Kiracı olacağı evde bir acının sahibi olacaktı hepsi bu.

Aşk ve kaçış

Cocteau Twins’in solisti Elizabeth Fraser, Tim Buckley’in bir şarkısına cover yapmıştı. O sıralarda Jeff ile karşılaştılar. İkisinin de sesleri muhteşemdi. Müzik ile başlayan etkilenme, büyük bir aşka dönüştü. Fraser, kısa süre önce eşinden boşanmıştı. Bu yüzden Jeff ile olan aşklarının duyulmasını istemiyordu. Jeff ise bu durumdan hiç hoşnut değildi. Aşkını dünyaya haykırmak isterken, dört duvar arasında kalmak onu mahvediyordu. İkisi beraber bir şarkı yaptılar:

Bir dönem gruplarda yalnızca geri vokal olarak yer aldı.
Bir dönem gruplarda yalnızca geri vokal olarak yer aldı.
All Flowers in Time Bend Towerds the Sun.

Fakat bu şarkının sadece ikisine ait olmalarını isterken, şarkının bir şekilde ortaya çıkması ikisini de mutsuz etti. Şarkı henüz bitmemişti bile. Bir senenin sonunda ayrıldılar. Fraser, o daima kaçtı derken, Jeff görünmez adam olmaktan kırılmıştı. Fraser, Cocteau Twins’in Milk&Kisses albümünde yer alan Rilkean Heart şarkısını ona ithaf etti. Çünkü Rilke, Jeff’in en sevdiği şairdi. Jeff’in ölümünün üzerine Elizabeth Fraser, Massive Attack’ın Mezzanine albümünde yer alan o büyüleyici Teardrop şarkısını yaptı.

Bir nehrin düşlediği ölüm

26 Nisan 1991'de Jeff Buckley,
26 Nisan 1991'de Jeff Buckley,

Jeff Buckley, yeni albümünün çalışmalarına başlamak için Memphis’e gittiğinde olacaklardan habersizdi ya da biliyordu bu gerçeği, bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. En sevdiği müzik grubu olan Led Zeppelin’in Whole Lotta Love şarkısını söyledikten sonra, nehre bıraktı kendini. Aklı başındaydı bunu yaparken. Ne alkol kullanmıştı ne de başka bir madde. Kıyafetleriyle, olağan bir halde dalgaların çağırışına kulak verdi. Altı gün boyunca cesedi bulunmadı. Boğuldu mu intihar mı etti sorusu ise hiçbir zaman cevabını bulamadı. Jeff’in bedeni acaba sorusu ile kaplanırken bir nehrin düşleri yanındaydı.