Kayra: Rap müzikte gerçeklik tekniğin önündedir

​Kayra: Rap müzikte gerçeklik tekniğin önündedir.
​Kayra: Rap müzikte gerçeklik tekniğin önündedir.

Türk rap müziğinin özel isimlerinden Kayra geçtiğimiz ay “Ömrümün Son Güzel Günleri” isimli yeni albümünü yayınladı. Biz de Kayra’yla huzuru, huzursuzluğu, onun kendini hırpalama faslını kısacası yeni albümünü konuştuk.

“Ömrümün Son Güzel Günleri” bir albüm adı olarak oldukça hüzünlü, aynı zamanda da veda notu gibi bir başlık. Senin güzel günlerinde neler var? Hayatının geçmiş güzelliklerine dair neleri özlüyorsun, nelerin izi hafızandan asla silinmiyor?

Güzel günlerim diye hatırladığım tüm zamanlarda kendi hâlinde bir huzur var. Bazen dışarıdaki tantana sonrası eve dönüp yemek yerken spor programı izlemek, bazen çocukken hafta sonu sinemada izlenecek bir filmi beklemek var. Benim için sadece “şu günler çok güzeldi ve artık bundan sonrası güzel değil, olmayacak" gibi bir durum yok. Benim güzel günlerde özlediğim şey huzur ve hayatın kendi hâlindeki olağan akışı. Bunların bıraktığı his silinmiyor.

Bu albümün fikri 2020 yazında oluştu. Ne anlatacağımı biliyordum ve gerçekten çok güzel bir şekilde ilmek ilmek örebileceğim bir hat vardı aklımda.
Bu albümün fikri 2020 yazında oluştu. Ne anlatacağımı biliyordum ve gerçekten çok güzel bir şekilde ilmek ilmek örebileceğim bir hat vardı aklımda.

Önceki albümün “Meçhul Bir Yalnızlığa Dair” üniversite yıllarında yazdığın şarkılardan oluşuyordu. Peki, bu albümün liriklerini hayatının hangi döneminde kaleme aldın?

Bu albümün fikri 2020 yazında oluştu. Ne anlatacağımı biliyordum ve gerçekten çok güzel bir şekilde ilmek ilmek örebileceğim bir hat vardı aklımda. İlk başlarda çok fazla şarkı sözü yazmadım sadece not tuttum. Bir albümü yazmaya başlamadan önce ne kadar çok not tutarsam o kadar iyi hissediyorum. Zihnimde zaten sürekli gezen albüme çok daha iyi odaklanmamı sağlıyor bu not tutma işlemi. 2020 yazından 2023 sonbaharına kadar sürekli not tuttum ve yazdım.

Seninle yaptığımız önceki röportajda “Kendimi korktuğum bütün hayatların ortasında buldum. Her zamanki gibi kendimi bizzat ben hırpaladım” demiştin. Hâlen kendini hırpalamaya devam ediyor musun? Yoksa bu kendinle savaşma hâli ateşkesle sonuçlandı mı?

Herhangi bir ateşkes yok. Kendini hırpalama faslı en son konuştuğumuz günlerdeki hızıyla ilerliyor. Buna fazlasıyla alıştım. İyi bir his olmasa da yıllarca benimle birlikte olacağını biliyorum ama sorun değil, çünkü öyle ya da böyle kendimi affetmeyi de öğrendim.

Tüm albümü birinci ağızdan anlatsam da işin içinde birden çok anlatıcı var.
Tüm albümü birinci ağızdan anlatsam da işin içinde birden çok anlatıcı var.

Önceki albümün sözlerini umutsuz bir döneminde yazdığını söylemiştin. Bu albüm hangi ruh hâlinin ürünü?

Bu albüm bir önceki albüme göre çok daha fazla duygusal durumun iç içe geçtiği bir albüm. “Meçhul Bir Yalnızlığa Dair” çok kişisel ve neredeyse tamamen otobiyografik bir albümdü. “Ömrümün Son Güzel Günleri”ndeyse durum tamamen farklı. Kendimden yola çıktığım kısımlar var tabii ki ama albüm genelinde çok sesli, birden fazla duygusal durumum yer aldığı bir akış ve içerik var. Tüm albümü birinci ağızdan anlatsam da işin içinde birden çok anlatıcı var ve bu da bahsettiğim çok sesli, birden fazla duygusal durumun ortaya çıkmasını sağlıyor.

Yazdığın sözlerde sana dair şeyler var ama aynı zamanda o sözler dinleyicilerde de aynı hissiyatı yaratıyor. Onların hayatının bir dönemini belki de o anını tarif ediyor. Bu durum genel olarak Kayra’nın kaleminden çıkan pek çok şarkı için geçerli. Bu “ortak hissi” yaratmayı nasıl başarıyorsun?

Muhtemelen şarkılar tanıdık geliyor, belki de çok çok yakın biriyle konuşur gibi bir his veriyor.
Muhtemelen şarkılar tanıdık geliyor, belki de çok çok yakın biriyle konuşur gibi bir his veriyor.

Bu ortak his mevzusunu ortaya çıkaran bence tamamen yıllara yayılan, her geçen gün katmerlenerek ilerleyen samimiyet. Ben yıllar önce de birçok kez dilim döndüğünce ifadeye etmeye çalıştım bunu. İşin teknik detayları vardır elbette ama asıl mesele şarkıları dinleyenlerin duydukları o kişiyi, o anlatıcıyı içten ve yakın bulmalarıyla ilgili. Muhtemelen şarkılar tanıdık geliyor, belki de çok çok yakın biriyle konuşur gibi bir his veriyor Bu sadece planla, teknikle ya da bu minvalde konuşulabilecek şeylerle açıklanabilecek bir durum değil. Bu “ortak his” tamamen doğal bir akışın, yıllara yayılan samimiyetinin oluşturduğu bir ortak bağ ile belki biraz ifade edilebilir.

Bu albümde de vurucu, insanın içini burkan sözler, benzetmeler var. Benim en çok dikkatimi çeken “Dolapta en üst rafta duran bir borcam kadar kıymetim vardı inan hayatta” oldu. Sana albümü bir cümleyle anlatır mısın desem hangi cümleyi seçersin? Nedeniyle birlikte bizimle paylaşır mısın?

“Kimi Hatırlasam” şarkısının son kısımlarında yer alan "Bize ne yaptınız kim olduk böyle?" sorusu belki biraz anlatabilir albümü tek cümleyle. Biraz önce ifade ettiğim gibi albüm birinci ağızdan anlatılsa da birden fazla farklı anlatıcı var albümde. Bu soru tüm anlatıcılar için ortak bir soru. İnsan bir yerden sonra neye dönüşüyor kim olup çıkıyor gerçekten bilmiyorum ve bunu inceden ürkütücü buluyorum. İçinde çok fazla his barındıran birçok şeye cevap arayan bir soru.

Öyle ya da böyle kendimi affetmeyi öğrendim.
Öyle ya da böyle kendimi affetmeyi öğrendim.

Albüm plak ya da CD olarak basılacak mı?

Albüm plak olarak 500 adet sınırlı sayıda basılacak. İlerleyen zamanlarda CD ya da başka herhangi bir şey devreye girer mi bilmiyorum.