Kışın Tokyo, ikonik kavşaklar, tapınaklar ve kültürel sahneleriyle keşfe açılıyor

Doğu’nun başkenti: Tokyo
Doğu’nun başkenti: Tokyo

Tokyo’ya, sakura mevsiminde, yani ilkbaharda gitmenin anlamını biliyoruz ama soğuk bir kış günü geldiğimize de hiç pişman olmadık. Devasa kalabalıklar karşıladı bizi. Dünyanın en kalabalık başkenti unvanına sahip, 40 milyon nüfuslu bu dehşet metropol, o muhteşem nüfus yoğunluğuna rağmen, ülkenin geri kalanında olduğu gibi tertip, düzen, saygı ve insaniyetle örülmüş şehir kimliğini hiç kaybetmemiş. Sistemi işletmesinin, iyi yönetilmesinin, sürdürülebilir kurallara sahip olmasının karşılığını, kaosa teslim olmadan, baş döndürücü canlılık, hareketli sokaklar, gece-gündüz yaşayan şehir imajıyla fazlasıyla almış görünüyor zaten. 1868 yılında imparatorluk başkentinin Kyoto’dan Edo’ya taşınmasıyla, Edo şehri başkent unvanına yakışır şekilde yeni adıyla sahneye çıkacaktır: Tokyo.

Tokyo’ya adım attığınız andan itibaren, gezilecek yerlerin fazlalığı karşısında hayrete düşmemek çok zor.
Tokyo’ya adım attığınız andan itibaren, gezilecek yerlerin fazlalığı karşısında hayrete düşmemek çok zor.

Tokyo’ya adım attığınız andan itibaren, gezilecek-görülecek yerlerin fazlalığı karşısında hayrete düşmemek çok zor. Ama nereden başlamalı, sorusunun tek cevabı var; Shibuya Yaya Geçidi. Filmlere, reklamlara, kliplere mekân olan, aynı anda bin kişinin karşıdan karşıya geçtiği, beş yaya geçidinden müteşekkil bu ikonik kavşak, bugün Tokyo’nun en önemli/popüler simgeleri arasında artık. Evet, yeşil ışık yandığında insanlar birbirlerine çarpmadan rahatlıkla karşıya geçebiliyorlar. Buradaki fotoğraf çekiminizden sonra Shibuya İstasyonu’ndaki sadık köpek Hachiko’nun heykelini de görebilirsiniz.

Tokyo, birçok Japon şehri gibi tapınaklarıyla ünlü. Asakusa bölgesindeki merhamet tanrıçası Kannon’a adanmış Sensoji Tapınağı, şehrin ikonik yüzlerinden. Tapınağa gitmek için kırmızı fenerlerle örülmüş Kaminarimon (Gök Gürültüsü Kapısı) kapısından geçiyorsunuz. Ziyaretin akabinde hediyelik eşya alışverişinin uğrak noktası Nakamise Caddesi’nde gönlünüzce gezebilirsiniz. Ardından Sumida Nehri boyunca yürüyerek Tokyo Skytree’ye ulaştığınızda, 634 metrelik bu kuleden şehir manzarasını izlemelisiniz. Kule seyri sonrasında sakura mevsiminde çok güzel olan Uneo Parkı’nda mola verip, anime-manga severlere hitap eden mağazalarıyla dikkat çeken, elektronik eşya alışverişinin kalbi Akihabara’da mutlaka dolaşmalısınız. Ayrıca geleneksel Japon tapınağı Meiji ile çağıran kedi heykelleriyle dikkat çeken Gotokuji, şehrin görülmesi gereken iki önemli dini mekânı. Tokyo’nun Disneyland ve DisneySea gibi, muadillerini kıskandıran, dünyanın en iyi tema parklarına sahip olduğunu da hatırlamakta fayda var. Bu iki eğlenceli kardeşten, tartışmasız daha havalı olanı; DisneySea.

Japon tapınağı Meiji ile çağıran kedi heykelleriyle dikkat çeken Gotokuji, şehrin görülmesi gereken iki önemli dini mekânı
Japon tapınağı Meiji ile çağıran kedi heykelleriyle dikkat çeken Gotokuji, şehrin görülmesi gereken iki önemli dini mekânı

Japon gençlerinin sevdiği bölgelerden Takeshita Caddesi’yle ünlü Harajuku, gündüzüyle gecesinde ayrı güzellikler barındıran Rainbow Köprüsü/Odaiba Adası, Tokyo Kulesi, İmparatorluk Sarayı,Shinjuku Gyoen Milli Bahçesi gibi, gezmekle bitirilmeyecek onlarca güzelliğinin arasında Tokyo’yu keşfetmek, Tokyo’yu aramak, Tokyo’nun müziğine dâhil olmak paha biçilemez bir tecrübe. Hareketin kaosa dönüşmediği, geleneğin modernin içinde yaşatıldığı, kalabalığın düzenini simgeleyen, isminin anlamıyla Doğu’nun Başkenti Tokyo. Bu şehre ayak bastığınızda, her seferinde yeniden başlıyorsunuz.

  • Tokyo beşlisi
  • · Ginza’daki Kabukiza Tiyatrosu’nda geleneksel kabuki gösterisini seyretmek

    · Ryogoku Kokugikan’da çekişmeli bir sumo maçına gitmek

  • · Rainbow Köprüsü’nden şehir manzarası eşliğinde yürüyerek geçmek

  • · Ülkenin ikonik simgesi Fuji Dağı’na çıkmak

  • · Toyosu Balık Pazarı’nda sabah mezat’ı izlemek