Melekler şehri: Los Angeles

Her mevsim Los Angeles

Los Angeles hakkında şu bilgiyi mutlaka vermek gerek. Gezilmesi gereken yerler birbirinden uzakta. Tüm şehir yatay olarak kurulmuş durumda ve toplu taşıma da gelişmiş değil. Yani araç kiralamak en mantıklı ulaşım şekli. Fakat park konusunda dikkatli davranmanız da şart. Trafik cezaları tüm tatilinizi zehir edebilir. Hangi mevsimde gitmeliyim derseniz; her mevsim Los Angeles için uygun. Yazları çok sıcak olmadığı gibi kışları da soğuk değil. Zaten bu sebeple pek çok evsiz var. Gezerken de biraz dikkatli davranmak gerek. Zira bu kentte suç oranı azımsanmayacak kadar çok.

Rengârenk Santa Monica ve sahnelerİyle LA

İlk günümü sabah Santa Monica plajı çevresinde öğleden sonramı ise ünlüler kaldırımı ve Oscar ödüllerinin verildiği meşhur Kodak Tiyatrosu’nu gezerek tamamlıyorum. Fakat ilk gün fark ettiğim şey LA’da hiçbir yer birkaç saatte gezilecek gibi değil. Neredeyse tüm hayat kapitalizmin çılgın eğlence kültürünü argo tabirle dibine kadar yaşamak için kurulmuş durumda. Gezdiğim yerleri detaylandırmadan hızlıca sıralamalıyım.

Santa Monica LA için bir turist merkezi diyebiliriz.

Pasifik kıyısındaki bu sahilde dönme dolaba binmek güzel bir deneyim. Sokakta dans eden birbirinden ilginç dansçılarla karşılaşacaksınız. Her tarafta başka bir şov var. Seçici davranıp hepsine kendinizi kaptırmayın derim.

Santa Monica plajından sonra ünlüler kaldırımına geçtiğiniz de Kodak Tiyatrosu, Mısır Tiyatrosu ve Çin Tiyatrosu sizi bekliyor olacak. Ünlüler kaldırımında birkaç ünlü ismin imzasının yanında fotoğraf çektirdikten sonra Madam Tussauds müzesini gezmeyi ihmal etmemek gerek. Sokaktaki meşhur film karakterleriyle fotoğraf çektirirken unutmamanız gereken şey de para vermeniz gerektiği. Pek çok farklı mutfağın lezzetlerini tadabileceğiniz Los Angeles’te oldukça iyi restoranlar var. Ben tercihimi bir İtalyan restoranından yana kullanıyorum. Lezzet olarak belki daha iyileri bulunabilir ama gördüğüm en iyi dekora sahip olan bu restoranda akşam yemeğimi yiyorum.

Los Angeles’te pek çok farklı mutfağın lezzetlerini tadabileceğiniz, oldukça iyi restoranlar var.

Universal Studios’a tam gün ayırın

İkinci gün sabah artık ilk günün de tecrübesiyle erken kalkarak Universal Studios’un yolunu tutuyorum. Bir günde tamamını gezmenizim imkânsız olduğu nefes kesici bir yer burası. Önce film platoları arasında bir tur yapıp bir birinden farklı eğlence aletlerini tek tek gezmeye başlıyorum. Favorim ise Simpsons. Kesinlikle denemelisiniz. Bir tüyo olarak da her aletin başında sıra beklememek için biraz fazla ödeyip "Pass" bilet alabilirsiniz. Günü sonunda verdiğini paraya değeceğini göreceksiniz. Akşam olduğunda Amerikan mutfağının en meşhur yemeğini, yani hamburgeri; bildiğimiz markaların dışında California’ya has bir mekânda yiyoruz.

Üçüncü güne uyandığımda ise iki günün beni ne derece yorduğunu fark ediyorum. Üçüncü günümü biraz daha düşük tempoda geçirmek istediğimden Griffith Observatory’ye gidiyorum. Rasathane etrafında dev bir park, yürüyüş alanları ve golf sahaları var. Neredeyse bir güne yakın bir zamanı bilimle iç içe olan bu rasathane - park arasında geçirdikten sonra bence LA’nın en güzel sahili olan Venice Beach’e gidiyorum. Gün batımının kelimelerle anlatılması zor manzarasını sahilde izledikten sonra uzun yıllardır Los Angeles’te yaşayan bir arkadaşımın ayarlamalarıyla amatör grupların müzik yaptığı bir hangara müzik dinlemeye gidiyoruz. Amerika’daki en unutulmaz deneyimimin bu olduğunu söylemeliyim. Gördüğüm en iyi bateri performansını bu sahnede izledim.

Amerika’daki en unutulmaz deneyimim.

LA’ya veda ederken

Dördüncü günümü Çin Mahallesi, Küçük Tokyo, Beverly Hills ve Doğa Tarihi Müzesini gezerek geçiriyorum. Gezimin son gününü ise alışveriş yapmak için ayırıyorum. Aslında oldukça pahalı bir kent sayılabilecek LA’da pek çok outlet mağaza mevcut. Biraz hatıra eşyası ve outlet mağazalardan alış veriş yaptıktan sonra teknoloji maketlerinde zaman geçiriyorum. Amerika da eyaletler arasında vergi sistemi farklı. LA’da %8 vergi var. Fakat oldukça büyük bir mağaza da aldığım teknolojik aletleri için pazarlık yapıp güzel bir indirimi de kapıyorum. Yani pazarlık sadece doğuya has bir özellik değil. Pek ala Amerika’da da pazarlık yapabilirsiniz.

LA’nın size sunduğu alışverişten eğlenceye pek çok şey var. Fakat bunları kısa zamanlar içerisine sığdırmak oldukça zor. Bir hafta LA’yı gezmek için yeterli bir zaman dilimi değil. LA’daki her bir yer kendi içinde sizi bir gün meşgul edebilir.

Son günümün akşamını Melekler Şehri filminin çekildiği Santa Monica plajında geçiriyorum. Los Angeles’e veda da ancak böyle olabilirdi.