Modern İran’ın yüzü: Tahran

Tahran
Tahran

Tahran; İran’ın başkenti ve en kalabalık şehri olmakla birlikte turistik açıdan en fazla tercih edilen şehirleri arasına girmiyor. Özellikle Türkiye’den İran’a gerçekleştirilen büyük İran turlarında ağırlık daha ziyade Isfahan, Yezd ve Şiraz gibi antik çağlardan kalma eser ve kentsel alanların daha yoğun olduğu şehirlere veriliyor. Elbette Isfahan’daki Nakşı Cihan Meydanı’nın hele de geceleri masalsı bir hâl aldığı, Yezd’deki Zerdüştlük mirası Sessizlik Kuleleri’nin ölüm olgusuna yaklaşımı itibariyle bir hayli sarsıcı olduğu, Persepolis antik kentinin misafirlerini yaşadığımız zamanın çok uzağında bir döneme yolculuğa çıkardığı ve Şiraz’ın rengârenk bahçeleri ve sımsıcak insanlarıyla insanı sarıp sarmaladığı çok açık bir hakikat. Ancak İran’ı panoramik bir turistik gezinin ötesinde tanımak ve modern İran hakkında -hem siyasi tarih hem modern mimari hem sosyal hayat açısından- belli bir bilgi sahibi olmak isteyenlerin Tahran’ı da uzun uzun gezmesi gerekiyor.

Tahran Kapalı Çarşısı.
Tahran Kapalı Çarşısı.
Gülistan Sarayı.
Gülistan Sarayı.

Tahran siyasi tarihi itibariyle Safevilere kadar uzanan, Kaçar ve Şah dönemi İran’ına başkentlik yapan ve 1979 İslam İnkılabı sonrasında da bu özelliğini sürdürmeye devam eden bir şehir. Dolayısıyla şehirdeki müzelerde bu farklı siyasi dönemlerin imzalarını bir arada görmek mümkün oluyor. Tahran gezisine başlamak için bu dört farklı rejimin izlerini de içerisinde barındıran Gülistan Sarayı ideal bir nokta olabilir. Safeviler döneminde inşa edilmeye başlanan, Kaçarlar döneminde daha büyük bir hacme ulaştırılan bu saray hem Rıza Şah’ın hem de oğlu Muhammed Rıza Şah’ın taç giyme törenlerinin gerçekleştirildiği yer olma özelliğini taşıyor. Günümüz İran devleti tarafından da müze hüviyetiyle ziyarete açık tutuluyor. Sarayın hemen dibinde Tahran Kapalı Çarşısı var, Tahran gerçekten de çok kalabalık bir şehir ve bu şehrin kalabalığını gözlemlemek için en uygun yerlerden biri de Tahran Kapalı Çarşısı. Yolu bu tarafa düşenlerin Tahran’ın sokak lezzetlerini deneyimlemek için Yemek Sokağı’na uğramalarında yarar var. Yine şehir merkezinde Türkler tarafından çok bilinmeyen ve hatta Türkler için yazılan birçok İran gezi rehberinde (!) bile adı anılmayan Nigaristan Sarayı’nın da görülmesi gerekiyor, günümüzde sanat galerisi olarak kullanılan bu müzede modern İran ressamlarının birbirinden güzel tabloları sergileniyor. Tahran’ın şehir merkezini layıkıyla tanımak adına görülmesi gereken yerlerden biri de elbette Azadi Meydanı’dır. Meydanın ortasında 1971’de Pers İmparatorluğu’nun kuruluşunun 2500. yıldönümü anısına yaptırılan Azadi Kulesi bulunuyor. Şah döneminde mimar Hüseyin Emanet tarafından inşa edilen, Şahyad yani Şah’ın anıtı olarak isimlendirilen bu anıt, İslam İnkılabı’ndan sonra halkın özgürleşmesine bir not düşmek adına Azadi yani özgürlük anıtı olarak yeniden isimlendirilmiş. Bu bağlamda belirtmek lazım: Hüseyin Emanet gibi kardeşi Abbas Emanet de modern İran tarihinin saygın isimlerinden biri, Modern İran Tarihi adlı kapsamlı çalışması İran tarihini merak edenler için benzersiz bir kitaptır.

Azadi Kulesi.
Azadi Kulesi.

Tahran büyük bir yüzölçümüne sahip ve dolayısıyla aynı zaman diliminde şehrin farklı yerlerinde farklı hava durumlarıyla karşılaşmak mümkündür. Mesela şehrin kuzey mahallelerinde, benim çok sevdiğim Tecriş Meydanı’nda lapa lapa kar yağarken, az önce anlattığım güney kesimlerinde ilkbahar havası esebilir. Kuzey Tahran ekonomik ve kültürel bakımdan şehrin diğer bölgelerine kıyasla çok daha gelişmiş bir yer, bunu hem epey bakımlı sokaklarından hem görkemli apartmanlarından rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Bu bölgede de İran’ın siyasal tarihi açısından önemli birtakım müzeler var ki bunların başında İkinci Dünya Savaşı yıllarında Sadabat Anlaşması’na ev sahipliği yapan Sadabad Sarayı geliyor. Burası öyle birkaç saat içerisinde hızlıca gezilip görülebilecek bir yer değil, bünyesinde çok fazla binayı barındırıyor, ben bu binalar arasından özellikle Yeşil Saray ve Millet Sarayı’nı dikkate değer bulduğumu söyleyebilirim. Belirtmeye elbette gerek yok: İran’daki diğer birçok müzede olduğu gibi Sadabad Sarayı’nda da birbirinden değerli halılar ve mücevherler sergileniyor. Kuzey Tahran’ın en özel müzelerinden biri de Zaman Müzesi: İran tarihinin çeşitli dönemlerinde kullanılmış birbirinden kıymetli duvar ve masa saatleri bu müzede ziyaretçilere gösteriliyor ve müze, saat teknolojisi tarihine meraklı olanlar için tadına doyulmaz bir deneyim vaat ediyor.

Milad Kulesi ve Alborz Dağları
Milad Kulesi ve Alborz Dağları

Modern İran’ı görmek isteyenlerin dünyadaki en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan İran Mall’a uğramalarında yarar var, bu alışveriş merkezinde özellikle de çok iyi dizayn edilmiş kitabevlerinin ve halı dükkânlarının gezilmesini öneriyorum.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım