Ölümün nöbet tuttuğu bir hayat: Edvard Munch

Edvard Munch özellikle Çığlık isimli tablosuyla tanınmış Norveçli ekspresyonist ressamdır.
Edvard Munch özellikle Çığlık isimli tablosuyla tanınmış Norveçli ekspresyonist ressamdır.

Edvard Munch, 12 Aralık 1863'te,askeri doktor Christian Munch veLaura Catherine Bjølstad çiftininikinci çocuğu olarak, Norveç’inLoten kasabasında dünyaya geldi.Aile, Edvard doğduktan bir yıl sonraresmi görev nedeniyle Christiania'ya(Günümüzde Oslo) yerleşti.

Munch’un çocukluğunda geçirdiği travmalar, hayatı boyunca kalıcı izlere neden oldu. Bunlardan ilki, henüz beş yaşındayken annesi Laura’yı tüberkülozdan dolayı kaybetmesiydi. 1877'de ise en sevdiği ablası Sophie ve dedesi de aynı hastalığa yenik düştü. Annelerinin ölümünden sonra Munch kardeşleri, babaları ve teyzeleri Karen büyüttü. Edvard bu çaresizliğini ve üzüntüsünü birkaç yıl sonra yapacağı resimlerine taşıyacaktı.

  • Hasta Çocuk (Sick Child), 1885

  • Ablası Sophie’nin tüberküloza yakalandıktan kısa süre sonra ölmesiyle sarsılan Munch, onu yatağında ziyaret ettiği travmatik anlarını böyle tasvir etti. Munch onu derinden etkileyen bu olayı sanat hayatı boyunca birçok varyasyonla yeniden çalıştı. Avrupa’da itibar kazanmasını sağlayan eser, aynı zamanda izlenimci teknikleri alışılmışın dışında kullanması nedeniyle sansasyon yarattı.


Eğitim

Otoporte (Self-portrait), 1886.
Otoporte (Self-portrait), 1886.

Ailesinden miras kalan zayıf bünyesi nedeniyle çoğu zaman hasta olan ve okuldan uzak kalan Edvard, Karen teyzesinin teşvikiyle resim yapmaya başladı. Fakat aşırı tutucu ve baskıcı olan babası Edvard’ın mühendis olmasını istediği için Christiana Teknik Koleji'ne başladı. Burada bir yıl boyunca perspektif ve ölçekli çizim konusunda öğrenim gördükten sonra resim tutkusunun peşinden gitmeye karar verdi. Babasının sert muhalefetine rağmen 1881’de Kraliyet Sanat ve Tasarım Okulu'na (Norwegian National Academy of Fine Arts) kaydını yaptırdı.

Hayatı ve kariyeri için biçimlendirici olan bu döneminde çok sıkı çalışarak farklı stilleri denedi. 1880’lerin ortalarına geldiğinde birçok büyük sergide yer almış ve Paris’te eğitim alabilmek için iki kez burs kazanmıştı. Her şeye rağmen basın tarafından olumsuz eleştirildiği için birçok resmini yok etti.

Hayatın Frizleri

Munch, 1890 boyunca en üretken dönemini yaşadı. 1892'de, Berlin Sanatçılar Birliği (Union of Berlin Artists) tarafından düzenlenen ilk kişisel sergisinin baskılar sonucu kapanmasıyla Berlin'in sanat dünyasında ünlenmeye başladı. Bu sayede August Strindberg'in de aralarında bulunduğu uluslararası bir yazar, sanatçı ve eleştirmen grubuna dâhil oldu.

Karl Johan’da Akşam (Evening on Karl Johan Street), 1892.
Karl Johan’da Akşam (Evening on Karl Johan Street), 1892.

Bu yıllarda Munch, daha sonra Hayatın Frizleri (The Frieze of Life) adını vereceği ve Çığlık (The Scream) gibi en bilinen çalışmalarını içeren bir dizi resim üzerinde çalıştı. Bu imgeler, modern insanın varoluşsal kaygısının ve umutsuzluğunu temsil ediyordu. Konu ve biçim bakımından birbirine bağlanan resimler, acı, kaygı, kıskançlık ve ölüm gibi olumsuz konulara odaklanmıştı. Artık Dışavurumcu (Expressionism) akımın temsilcileri arasında sayılan Munch, Die Brücke adı verilen grubun lideri olarak takdir almaya başladı.

  • Çığlık (The Scream), 1893

  • Munch’un bu çalışması, sanat dünyasında var olmaya çalışırken, yaşadığı yalnızlığı ve kaygıyı yansıtmaktadır. Resimde ezici bir görünüme sahip kalabalık, kaldırım boyunca seyirciye doğru yürümektedir. Kalabalığa karışmayan ve ters yönde giden figür, Munch’un kendisini temsil etmektedir.

Yeniden Doğuş

1897’de maddi durumun düzelmesi sayesinde Norveç'in Åsgårdstrand kasabasında "mutlu ev" adını verdiği küçük bir balıkçı kulübesi satın aldı. Ancak duygusal çalkantılarının ve aşırı alkolün neden olduğu bir sinirsel bunalım nedeniyle kendi isteğiyle kliniğe yatırıldı. Sekiz ay süren başarılı tedavi sonrasında değişmiş bir adam olarak sanat dünyasına geri döndü. Munch’un canlı renklere sahip yeni tarzı eleştirmenler tarafından övgüler aldı ve ulusal bir övünç kaynağı hâline geldi.

Melankoli (Melancholy), 1894
Melankoli (Melancholy), 1894

Aşk ve Acı (Love and Pain or Vampire), 1895
Aşk ve Acı (Love and Pain or Vampire), 1895

Son Yıllar

Munch Birinci Dünya Savaşı sonrasında, hayatının son yirmi yedi yılını Oslo'nun dışındaki çiftliğinde geçirirken, Avrupa’da sevilen bir ressamdı. Takdir edilecek en önemli yanı ise, çektiği tüm acılara rağmen ayakta kalmış ve bu acıları sanata çevirmeyi başarmış olmasıydı. Çocukluğundan beri yaşadığı ölüm korkusuyla yetişkin yaşa erişmeyi bile düşünemezken, seksen yaşına zengin ve saygın biri olarak gelmişti. 23 Ocak 1944’de kalp krizi sonucu Ekely’de öldüğü zaman arkasında 1000 resim, 4 bin desen ve 15 bine yakın grafik baskı bıraktı. Vasiyeti üzerine tüm eserleri Oslo kentine bırakıldı.

  • The Girls on the Bridge, 1903

  • Munch, bu resmin ilham kaynağının şöyle açıklamıştır: "Yolda iki arkadaşımla yürüyordum, güneş batıyordu, birdenbire gökyüzü kan kırmızısına büründü, kendimi tükenmiş hissederek, durakladım ve parmaklıklara yasladım, arkadaşlarım yürümeye devam ettiler. O an doğanın içinden geçen sonsuz çığlığı içimde hissetim."