Onun resimlerinin sahtesini yapmanın imkanı yoktur: Jackson Pollock

Hans Namuth’un objektifinden Jackson Pollock, 1950
Hans Namuth’un objektifinden Jackson Pollock, 1950

Amerikan modern resim sanatının öncüsüolan Paul Jackson Pollock, 28 Ocak 1912’deçiftçilikle uğraşan Stella May MacLure ve LeRoy Pollock’un beşinci çocukları olarak Cody,Wyoming’de dünyaya geldi. Jackson’undoğumundan itibaren yirmi yıl boyunca Arizonave Kaliforniya arası sürekli hareket hâlinde olanaile, göçebe bir hayat sürdürmüştü. Pollock’undaha küçük bir çocukken gerçekleştirdiği buyolculuklar sayesinde Amerikan yerli kültürüne olan ilgisigelişti.

New York

Ağabeyi Charles’ın 1926 yılında sanatla ilgilenmek için Los Angeles’teki aileden ayrılarak New York’a yerleşmesi Jackson’un üzerinde derin bir etki yaratmıştı. Jackson, 1930’da ağabeyinin izinden giderek New York’a yerleşme kararı aldı. Resimleriyle Amerika’yı ve işçileri yücelten Thomas Hart Benton ile çalışabilmek için Sanat Öğrencileri Birliği’ne (Art Students League) yazılması ise sanatsal kariyerinin başlangıcı oldu.

  • Going West, 1934-35
  • Pollock, ilk resimlerini her türlü modern akıma karşı gelerek büyük boyutlarda romantik Amerika sahnelerini resimleyen hocası Thomas Hart Benton etkisi altında yapmıştı. Daha sonraları Benton’ın etkisini geride bırakacak olsa da olgunluk döneminde yaptığı resimler, Benton’ın resimlerine benzer bir enerjiye sahiptir.

Jung

Pollock, 1938’de maddi sıkıntılarından dolayı Sanat Öğrencileri Birliği’nden ayrılarak, yeni kurulan WPA Federal Sanat Projesi’ne (WPA Federal Art Project) katıldı. Amerikan Hükümeti’nin 1935-1943 arasında sürdürdüğü bu proje kapsamında birçok sanatçıya devletten maaş ödenerek katı kurallar çerçevesinde kamusal alanlar için sanat yapıtı isteniyordu. Daha en başından bu kurallara uymayı beceremeyen Pollock, devamsızlık yaptığı gerekçesiyle projeden kovuldu. Bu süre zarfında yaşadığı psikolojik sorunlara, hayatı boyunca olumsuz etkileri olacak alkol problemi de eklenince tedavi için Bloomingdale Akıl Hastanesi’ne yatırıldı. Hastaneden çıktıktan sonra, Jung ekolünden yeni bir terapist olan Dr. Joseph Henderson’la görüşmeye başlaması sanatı için yeni bir sayfa açtı.

  • "Sanatçı dediğim zaman bir şeyler inşa eden adamı kastediyorum -yaratan, dünyayı yoğuran; ister Batı’nın ovaları, ister Penn’deki demir cevheri olsun. Hepsi büyük bir inşaat oyunu- kimininki fırçayla, kimininki kürekle, kimi de dolmakalemi tercih eder."

Birth (Doğum), 1938-1941
Birth (Doğum), 1938-1941

Dr. Henderson ile yapılan seanslar Pollock’ın alkol problemine bir faydası olmadı, ama sanatında harikalar yaratmasına yardımcı oldu. Seanslar Pollock’ı Jung’un bakış açısından Freud’un bilinçdışı fikriyle tanıştırdı. Bu aynı zamanda yavaş yavaş somut resimden uzaklaşarak Avrupa avangardına yaklaşmak demekti.

İlkel Sanat

1940’ların başında Pollock, Amerikan yerlilerinin ilkel sanatındaki görsel dizilim ve sembollerle ilgilenmeye başladı. İşleri için seçtiği konular mitsel ve eski kuşaklara ait hikâyeler olmaya başlayınca, sanatını destekleyecek yeni bir hami buldu: modernist sanatçıların koleksiyoncusu ve danışmanı John Graham. 1842 yılında, Graham, McMillen Galerisi’nde ‘Fransız ve Amerikalı Ressamlar’ başlıklı bir sergi düzenleyerek Pollock’u sanat piyasasına görücüye çıkarttı. Sergiden kısa süre sonra New Yorklu varlıklı bir ailenin varisi olan Peggy Guggenheim, evinin giriş holü için bir duvar resmi sipariş etti. Aynı zamanda Pollock ile sadece onun galerisine resim yapması için bir sözleşme imzaladı. Bir yıl sonra Pollock’un ilk kişisel sergisi açıldığında, eleştirmenlerin büyük ölçüde dikkatini çekti.

The She-Wolf, 1943: Pollock’un ilk kişisel sergisinde tek bir eser satılmamamıştı ama MoMa’nın müdürü Alfred Barr serginin ardından Guggenheim ile iletişime geçerek “Kurt Kadın” resmini koleksiyona eklemek istediğini söyledi. 650 dolar karşılığında koleksiyonuna bir Jackson Pollock işi katan dünyadaki ilk müze MoMa oldu (Museum of Modern Art).
The She-Wolf, 1943: Pollock’un ilk kişisel sergisinde tek bir eser satılmamamıştı ama MoMa’nın müdürü Alfred Barr serginin ardından Guggenheim ile iletişime geçerek “Kurt Kadın” resmini koleksiyona eklemek istediğini söyledi. 650 dolar karşılığında koleksiyonuna bir Jackson Pollock işi katan dünyadaki ilk müze MoMa oldu (Museum of Modern Art).

Damlatma

1945 yılında alkol probleminin artmasıyla New York’tan taşınan Pollock, eşi ressam Lee Krasner ile birlikte Long Island’daki Springs bölgesinde bir çiftlik evine yerleşti. Bir ahırı atölyeye dönüştürerek alışılagelmiş uygulamaları bir kenara bıraktı. Gerilmemiş tuvali yere sererek, ev için kullanılan boyalarla deneyler yapmaya başladı. Boyayı damla damla akıtarak, dökerek ya da sıçratarak Soyut Dışavurumculuk akımı içinde kendine özgü bir teknik geliştirdi.

  • "Resmimin içindeyken, ne yaptığımın farkında değilim. Bir çeşit ‘tanış olma’ hâlinden sonra ne üzerinde çalıştığımı görüyorum. Değişiklikler yapma, görüntüyü bozma gibi korkularım hiç yok, çünkü resmin de kendi hayatı var, ben de bu hayatı yaşamasına izin vermeye çalışıyorum."

Horror Vacui (Boş Alan Korkusu): Mural, 1943
Horror Vacui (Boş Alan Korkusu): Mural, 1943

Pollock’un Guggenheim’ın evi için yaptığı bu resim hem ilk büyük boyutlu çalışması hem de Amerika’nın ilk modern sanat akımı olan Soyut Dışavurumculuk’un ilk örneklerindendi. O günlerin önde gelen sanat eleştirmeni Clement Greenberg, Guggenheim’ın evinde duvar resmini gördükten sonra Pollock’u Amerikan sanatının kusursuz temsilcisi ilan etti. Greenberg’e göre Pollock’un resimleri Amerika gibi yeni, güçlü, enerjik ve özgürdü.

Kendiliğindenliğin, doğaçlamanın ve özgünlüğün yaratıcı örnekleri olarak değerlendirilen damlatma resimleri için eleştirmen Robert Hughes, "Jackson Pollock’un işlerinin sahtesini yapmanın imkânı yoktur" demiştir.

Yıldızı parlayan Pollock’un popülaritesi 1950’deki dördüncü kişisel sergisinin ardından arttı. 1952 yılında ise Clement Greenberg’in küratörlüğünde ilk retrospektifi düzenlendi. Gittikçe daha çok ünlense de depresyon ve alkol yüzünden dibe vurmuştu. 1954 yılından itibaren resim yapmayı neredeyse bıraktı. Mutsuz, umutsuz, yalnız ve anlaşılamamış hissediyordu. Eşi Lee Krasner ile ayrı yaşamaya başlamışlardı. Kendisini destekleyen Greenberg ile görüş ayrılığına düşmüş ve araları açılmıştı. 11 Ağustos 1956’da sevgilisi Ruth Kligman ve arkadaşı Edith Metzger ile bir partiden dönerken alkol nedeniyle arabanın kontrolünü yitirerek hayatını kaybettiğinde kırk dört yaşındaydı. Parlak kariyeri erkenden sona ermiş olsa da dünya sanatına olan etkileri ölümünden sonra da devam etti.