Keşm Adası: İran’ın güneyindeki maskeli kadınlar kültürü dikkat çekiyor

Türkiye’den İran’a giden turistlerin en az tercih ettiği yerlerden biridir Keşm Adası. Bu yönüyle Türk turistlerin zihnindeki İran haritasında genel olarak bir yer kaplamaz. Birçoğumuz da İran’ın en güneyinde, İranlıların Pers Körfezi, Arapların Arap Körfezi, bizim ise Basra Körfezi olarak adlandırdığımız alanda bulunan bu adayı tanımayız. Türklerin İran hakkında yazdığı gezi kitaplarında da bu adaya pek değinilmez, dolayısıyla bu ada hakkında bir kaynak problemi de söz konusudur.

Oysa Keşm Adası, İran’ın tabiat açısından en güzel şehirlerinden biridir ve sadece kendi içerisinde barındırdığı güzelliklerle değil, çevresindeki başka küçük adalara yakınlığı itibariyle de çok değerli bir yerdir ve gezginlere bir hayli egzotik lezzet ve kültürel renk vaat etmektedir. Yalnız baştan söylemekte yarar var; Dubai’ye çok yakın bir konumda bulunan bu adanın aşırı sıcaklardan dolayı yazın değil kışın gezilmesi daha isabetli olur, burası kışın bile tişörtle idare edebileceğiniz bir yer. Adadaki bu aşırı sıcaklar, adadaki kadınların güneş ışınlarından korunmak için özel bir maske takmalarına sebebiyet vermiştir. Zaten bu maske de zaman içerisinde adanın sembolü haline gelmiştir ve ada, çeşitli metinlerde de “Maskeli Kadınlar Adası” diye anılır.
Keşm Adası’nın İran’ın en güneyinde yer aldığını söylemiştim. Adanın dünya haritasındaki şekline baktığımızda tam anlamıyla yunus balığına benzediğini görürüz. Zaten adada sıklıkla yunusları seyretmek için turlar gerçekleştirilir. Bu bağlamda bilhassa Keşm’e çok yakın bir başka ada olan Hengam Adası’nda bu turların daha ziyade düzenlendiğini söyleyebiliriz. Genel olarak İran halkının tamamı misafirperver ve sıcakkanlı olarak bilinir, ki doğrudur da, ancak İran’ın güneyinde yaşayanlar dışarıdan gelenlere karşı çok daha samimi ve kucaklayıcı kabul edilir. Adada hemen hemen herkes misafirlik davetinde bulunur ve yardımseverliğini gündelik hayatın her aşamasında içtenlikle gösterir.


Peki, Keşm Adası’nda nereleri gezmek gerekiyor? Adanın büyük bir kesimini gezmiş biri olarak listenin en başına Hara ormanlarını yazmak gerektiğini düşünüyorum. Denizle iç içe geçmiş bu ormanlarda özellikle gün batımına doğru tekne turları çok keyifli olacaktır. Eşsiz güzellikteki Khorbas Mağarası’nın yanı sıra Yıldız Vadisi de adanın en ilgi çekici yerlerinden birisi. Özellikle halk arasında cinlerle dolu olduğu söylenerek daha bir merak uyandırıcı kılınmaya çalışılan bu vadide çok özel yer şekilleriyle karşılaşmak mümkündür. Yine Çah Kuh Kanyonu da bu adanın mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında bulunuyor. Keşm Adası’na yine çok yakın bir konumda bulunan Hürmüz Adası da Gümüş Sahili, Heykeller Vadisi ve kendine has kırmızı toprağıyla çok eğlenceli bir yer; özellikle fotoğrafçılığa meraklı insanlar için burayla vedalaşmak çok zor.

Keşm Adası’nın mutfağının daha ziyade deniz ürünlerinden oluştuğunu söyleyebiliriz. Birçok restoranda ahtapottan kalamara çeşitli lezzetli deniz mahsulleri sunulur, özellikle de karidesli pilavın çok tercih edilen bir lezzet olduğu belirtilebilir. Çay konusu ise biraz farklı: Adada herhangi bir yerde çay istediğiniz zaman karak çay servis edilir, bizim tükettiğimiz çaydan istediğinizde bunu bilhassa vurgulamanız gerekiyor.
Alışılageldik İran’ın dışında bir İran keşfetmek, yaşadığımız zamanın ötesinde bir parça egzotik bir şehirle karşılaşmak ve Farsçanın daha da orijinal bir şekilde konuşulduğu bir bölge tanımak isteyenlerin Keşm Adası’na seyahat etmesinde fayda var. İran’ın iç turizmi bağlamında çok tercih edilen bu adanın yurtdışında da hak ettiği şekilde tanınır hale gelmesini umuyorum.
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.