Su üzerine gökkuşağı: Palafito evleri

Chiloe, Şili'de bir adadır ve Ateş toprakları'ndan sonra ülkenin en büyük 2. adasıdır.
Chiloe, Şili'de bir adadır ve Ateş toprakları'ndan sonra ülkenin en büyük 2. adasıdır.

Şili’nin güneyindeki Chiloe Adası’nda bulunan palafito evleri, rengârenk yansımalarıyla adeta gökkuşağını gökyüzünden su yüzeyine indiriyor. Adaya özgü mimariyi de yansıtan palafito kavramı, su kenarında sütunlar üzerine inşa edilmiş evler için kullanılıyor.

Chiloe adası ve palafitoların tarihi

  • 19.yy’ın sonlarında Chiloe limanlarında inşa edilmeye başlanan palafitolar ilk olarak, hane, otel ya da ambar işlevi görür. 1940 yılında adanın ana tüketim maddesi olan patatesin üretimini vuran bir hastalık nedeniyle taşradan şehirlere büyük bir göç yaşanır.

Taşradan gelen çiftçiler kimseye ait olmayan deniz kenarındaki toprakları satın almaya başlayıp balıkçılık yaparlar.

Palafito evleri, ilk kez 19. yy’da inşa edildi.
Palafito evleri, ilk kez 19. yy’da inşa edildi.

Böylece zaten adaya yayılan evlerin sayısı iyice artar ve palafitolar, adadaki yerini sağlamlaştırır. Mersin ağacından keresteler kullanılarak inşa edilen evlerin bir cephesi sokağa bakarken diğer cephesi suya bakıyor. Evlerin sokağa bakan cephesi küçük bir köprü ile karaya bağlanırken diğer cephesi adeta karadan uzanan bir rıhtımın balkonlu pencereli hâli gibi. Suya bakan cephenin üst katı teras işlevi görürken alt katı ise gelgit zamanlarına bağlı olarak balıkçılık için kullanılıyor.

Palafito Evleri
Palafito Evleri

Her cephesi ayrı güzel

Terasa kuruması için asılan renkli çamaşırların rüzgârda salınırken suya düşen yansıması bile adadaki gündelik hayatın güzelliğine dair ayrıntılara bizlere gösteriyor. Öyle ki palafito sütunlarının arasından ayrılan bir kayık, rengârenk yansımaların üzerinden süzülerek denize açılıyor. Her iki cephenin de rengârenk olması nedeniyle bu evler, sokakları da gökkuşağına boyuyor.

Palafitoların iki ayrı ön cephesi, iki ayrı kimliği var.
Palafitoların iki ayrı ön cephesi, iki ayrı kimliği var.
Tek katlı müstakil ev görünümündeki kimi palafitoların önlerinde bulunan küçük balkon bahçelerdeki çiçekler göze çarpıyor hemen.

Çiçeklerini sularken ettikleri derin sohbetle yılların komşuluğunu pekiştiren yaşlı kadınların renkli gülüşmeleri karışıyor sokağın ruhuna. Bu sohbet, evlerdeki kedilerin pencerelerden sokağa meraklı bakışlarıyla da karışınca sokağı adeta bir yağlı boya tabloya dönüştürüyor.

Chiole’nin dingin yüzü palafitolar

Chiloe Eyaleti’nin de başkenti olan Castro’nun yanında Ancud, Quemchi ve Chonchi şehirlerinde de palafitolar bulunuyor. Castro ziyaretimde kimisi hala hane, kimisi restoran ve kimisiyse otel olarak kullanılan palafitoların etrafında gün batımı öncesi yürürken deniz kokusuyla karışmış bir huzur yayılıyordu etrafa.

Palafitolararasındaki nadir bir boşluktan su kıyısına inildiğinde küçük sandallarında ağlarını temizleyen balıkçılarla karşılaşılıyor. Sandalındaki köpeğiyle birlikte açılan başka bir balıkçının ıslık sesi yankılanıyordu akşamüstünün sessizliğinde. Acelesiz, sakin bir hayat dönüyor palafitoların sütunları etrafında. Benimse aklıma Ancud’da tanıştığım ihtiyar bir balıkçının sözleri geliyor:

Chiloé’de bir söz vardır. Acele eden, zaman kaybeder. Yavaşlamak lazım…