Sultanlıktan geriye kalan şehir: Bagamoyo

Bagamoyo, Tanzanya'da bir şehirdir.
Bagamoyo, Tanzanya'da bir şehirdir.

Tanzanya’dayız, Doğu Afrika’da... Afrika kıtasının en çokturist alan ülkelerinden biri burası. Özellikle anakaradaTanzanya’da bulunan milli parklar dünyanın her yerindenturist ağırlıyor. Tabii ülke yüz ölçümünün neredeyseyarısının milli park ve doğal park alanları (game reserve)olduğu, ayrıca Afrika’nın 5 büyüğünün de buradaki pekçok milli parkta görülebileceği düşünülürse bu durumpek şaşırtıcı değil. Ve Tanzanya’ya bağlı adalar grubuZanzibar’da ülkenin en önemli balayı destinasyonlarından.

Kent, Tanzanya'nın doğusunda, Hint Okyanusu kıyılarında kurulmuştur.
Kent, Tanzanya'nın doğusunda, Hint Okyanusu kıyılarında kurulmuştur.

Turkuaz rengi sular/okyanus, altın sarısı kumlar, palmiyeler, balıkçılık yapan ada halkı ve kendine özgü geleneklerin yaşandığı Swahili kültürüyle bezeli güzel coğrafya... Ve tabii 5.5 milyonluk nüfusuyla ana karanın başkenti olmasa da, ticari başkenti sayılan büyük metropolü Darüsselam.

Bunlar günümüz Tanzanya’sının göz bebekleri... Ancak bundan yüzyıllar önce bu topraklarda bambaşka medeniyetler kuruldu. İşte bunlardan biri olan Kilwa Sultanlığı’ndan kalanları görmek için Tanzanya’da başka bir şehirdeyim: Bagamoyo’da.

Nerededir Bagamoyo?

Tanzanya’nın doğusunda Hint Okyanusu’na kıyısı olan Bagamoyo, özellikle Zanzibar’a da yakınlığı ile bilinmekte. Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aday olan bu şehir, Kilwa Sultanlığı’nın Ortaçağdaki parlak dönemlerine şahit olduğu gibi, Doğu Afrika Alman Kolonisine de başkentlik yapmış uzun bir süre.

Ulaşımın oldukça kolay olduğu bu küçük şehre Darüsselam’dan minibüsle dahi gitmek mümkün. Trafiğin durumuna göre değişmekle birlikte en fazla 1.5 saat içerisinde Bagamoyo’ya ulaşabilirsiniz.

 Dünya Miras Listesi'ne aday olarak gösterilen Bagamoyo, oldukça turistik bir kenttir.
Dünya Miras Listesi'ne aday olarak gösterilen Bagamoyo, oldukça turistik bir kenttir.

Ticaretten doğan medeniyet: Swahili Kültürü

Swahili Sahili, Lamu Adası’ndan başlayan Kenya, Tanzanya ve Mozambik’in Hint Okyanusu kıyılarına verilen isim. 10. yüzyılda ticaret ile başlayan kıtalar arası ilişkiler, Arap, Farisi ve Hintli Müslüman tüccarların Hint Okyanusu sahiline yerleşip, bölge halkıyla yaşamasıyla birlikte yepyeni bir kültürün ve dilin oluşmasına sebep olmuş. İçerisinde bolca Arapça ve Farsça kelime bulunan Swahili dili de bu şekilde doğmuş. Böylece bu coğrafyada İslamiyet yayılmaya başlamış ve yepyeni bir kültürler oluşmuş: Swahili Kültürü.

Bu kıyı şeridinde şehirler birbirine kervan yolları ile bağlıymışlar ve kıtalar arası ticaret de doğu Afrika limanlarından yapılıyormuş. Bu kültür kendi medeniyeti ile birlikte sultanlıklarını da kurmuş böylece.

Bir Ortaçağ saltanatı: Kilwa Sultanlığı

18. yüzyılda Müslüman ordularının fethettiği kent, 19. yüzyıl boyunca ticari bir merkez olmuştur.
18. yüzyılda Müslüman ordularının fethettiği kent, 19. yüzyıl boyunca ticari bir merkez olmuştur.

Açıkçası benim Bagamoyo’yu özellikle görmek isteme sebebim Ortaçağın en önemli sultanlıklarından biri olan Kilwa Sultanlığı’nın önemli bir yerleşim bölgesi olması ve hali hazırda sultanlığın varlığına dair emareleri üzerinde taşıyor olmasıydı.

Kilwa Sultanlığı, Doğu Afrika’da Swahili sahili boyunca yaşayan bir Ortaçağ saltanatı.

Efsaneye göre 10. yüzyılda Shiraz Sultanı Ali ibn al-Hasan Shirazi tarafından kurulmuş. Sultanlık 1277 yılına kadar aynı ailede kalmış.

Daha sonraları Arap aileler tarafından yönetilen sultanlık, 1500’lü yıllarda Portekiz istilalarından etkilenmiş ardından da Umman Sultanlığı’nın koruması altında şehir devletlere dönüşmüş.

Kaole Ruins

İşte Bagamoyo’da Kaole Ruins adı altında bu izleri görmeniz mümkün. Sultanlıktan günümüze kalanların bulunduğu yer Bagamoyo’da Kaole kasabası.

Rehberimiz 500 yaşındaki bir Baobab ağacından başlayarak anlattı bölgeyi bize. Kalıntıların kalbi 13. yüzyıldan kalan caminin bulunduğu yer. Bu cami sadece Tanzanya’nın değil Doğu Afrika’nın da en eski camisi. Minberi ve birkaç duvarları ayakta kalsa da, zemin toz toprak dolsa da, caminin içine girerken yalınayak girmek durumunda kaldım. Böyle bir kuralları varmış, o medeniyete ve kültüre olan saygılarını hâlâ gösteriyorlar bir şekilde. Caminin hemen yanında suyu içilen çıkrıklı bir kuyu da var ki, suyunun dertlere deva olduğu düşünülüyor. İsterseniz içebiliyorsunuz. Hemen yanı başında da kabirler bulunuyor. Bu ana merkezden biraz ileride mescit ve 15. yüzyıldan bazı yapılara rastlanıyor. Bölgenin, bölge halkının İslam’la tanışması da bu dönemde olmuş. Yine ören yerinde küçük de bir müze bulunuyor. Bagamoyo’da kazılarda çıkan gündelik hayata dair eşyalar, Kilwa Sultanlığı’nın madeni paraları, bilgilendirici notlar ve haritalar yer alıyor.

Günümüzde dhov turizminde önemli yer edinen kent, Tanzanya'ya gelen turistlerin büyük kısmını çekmektedir.
Günümüzde dhov turizminde önemli yer edinen kent, Tanzanya'ya gelen turistlerin büyük kısmını çekmektedir.

Bagamoyo ne badireler atlatmış…

Portekizliler, Almanlar, İngilizler koloniler kurmak için bu sahillere geldiklerinde Bagamoyo da bundan nasibini almış. Fildişi ticareti ve köle ticaretinin önemli noktalarından biri haline gelmiş uzun yıllar. Limanı da Doğu Afrika’nın en önemli limanı oluvermiş birden. Velhasıl Bagamoyo’ya geldiğinizde sadece bir değil, birkaç döneme şahitlik etmiş oluyorsunuz. Kilwa Sultanlığı dışında, Doğu Afrika Alman Kolonisi döneminden 19. yüzyıldan kalma birçok bina da bulunuyor Bogomaya’da; Old Boma, Caravan Serai Museum, Art Market bu önemli noktalardan bazıları. İyi bir programla bir gün içerisinde hepsini görmek mümkün. Biz öyle yaptık.

Bir günü de sahilde geleneksel teknelerin yapılışına, taze taze gelen balıkların mezatta satılışına, akşam üzeri tüm şehrin sahilde spor yapmasına, küçük çocukların denizde şakalaşmalarına, hatta bazen birdenbire gelgitle kaybolan denizin uzaklaşmasına bakarak, sahilde yürüyerek, sanat pazarını ve sanat okulunu gezerek sakin sakin geçirdik. Tanzanya’ya denince Bagamoyo’yu listeye alın derim. Koskoca bir medeniyetin sesine kulak verecekseniz orada...