Topkapı Sarayı'nın en yüksek yapısı: Adalet Kulesi

Adalet Kulesi ve Kubbealtı.
Adalet Kulesi ve Kubbealtı.

Fatih Sultan Mehmed tarafından şehirde inşa edilen ikinci saray olan Saray-ı Cedid (Yeni Saray), Sultan Abdülmecid dönemine kadar devletin idare edildiği birim olmuştur. Sultan II. Mahmud döneminde Saray-ı Cedid’in Marmara Denizi’ne bakan yamacına inşa edilen Topkapı Sarayı yandığı için günümüze gelemese de adını Saray-ı Cedid’e bırakmıştır.

Günümüzde Topkapı Sarayı olarak anılan yapılar topluluğu dört avlu etrafında şekillenmiştir. Fatih Sultan Mehmed döneminden itibaren neredeyse her tahta çıkan padişah çeşitli birimler eklettirmiş ya da var olanları tamir edip genişlettirmiştir. Topkapı Sarayı, Avrupai tarzda inşa edilen saraylardan farklı olarak avlusunda pek çok birim barındıran bir yapı olup uzmanlar tarafından “yığışımlı saray” olarak kabul edilmektedir. İstanbul’da Avrupai tarzda inşa edilen saraylara en güzel örneklerden biri Dolmabahçe Sarayı’dır.

Topkapı Sarayı’nın II. avlusunda bulunan Adalet Kulesi’nin (diğer adıyla Adalet Kasrı) ilk inşası Fatih Sultan Mehmed dönemine aittir. İlk inşa edildiğinde ahşap olan ve günümüzdeki kadar yüksek olmayan köşkün bazı bölümleri değerli halıların, kumaşların, tepsi ve ibriklerin, belgelerin depolandığı bölüm olmuştur. Sultan III. Murad devrinde Dış Hazine Binası inşa edilince Adalet Kulesi’nde yer alan eşyalar yeni binaya taşınmıştır.

Adalet Kulesi’nin bulunduğu yer simgesel anlam açısından önemlidir. Devletin yönetildiği ve devlet namına kararların alındığı Kubbealtı’na (Divan-ı Hümayun) bitişik bir şekilde inşa edilen Adalet Kulesi; topluma, devletin adaletli bir şekilde yönetildiği ve alınan kararlarda adil olunduğuna yönelik bir mesaj vermektedir.

1865 yılında Topkapı Sarayı Adalet Kulesi.
1865 yılında Topkapı Sarayı Adalet Kulesi.

Adalet Kulesi, Kanuni Sultan Süleyman devrinde yenilenmiştir. Yenilenme sırasında kulenin üzerine taş bir bölüm eklenmiş ve Kubbealtı’na bakan bölümüne bir hünkâr penceresi açılmıştır. Söz konusu pencereden padişah, sadrazam tarafından başkanlık edilen toplantıları takip eder ve alınan kararları kontrol etmiştir. Padişahın hoşuna gitmeyen kararlarda pencere demirlerine vurduğu ya da kırmızı renkli perdeyle pencereyi örttüğü söylenir ki bu durum toplantıları sona erdirmiştir.

Adalet Kulesi.
Adalet Kulesi.

17. ve 18. yüzyılın çeşitli dönemlerinde onarımlar gören Adalet Kulesi, Sultan II. Mahmud devrinde yeni bir tarza bürünmüştür. Bu dönemde Adalet Kulesi taş kaide üzerinde yükselen “Ampir Üslup”ta inşa edilmiş bir köşk olmuştur. 1865 yılına ait fotoğrafta Adalet Kulesi’nin tepesinde günümüzdeki gibi kurşun kaplı konik bir külah bulunmaktadır. Bu dönemde köşkün cephesi üçer yuvarlak kemerli bir düzenlemeye sahiptir.

Sultan Abdülaziz döneminde Adalet Kulesi’nin köşk bölümü değiştirilmiş ve batı anlayışını yansıtan bir tarza bürünmüştür. Her cephesinde yuvarlak kemerli penceresi olan köşkte yer alan silindirik gövdeli kompozit başlıklardan oluşan sütunlar hem Ampir hem de Barok Üslubu hatırlatmaktadır. Sultan Abdülaziz döneminde kulenin köşk bölümü cihannüma biçimini almıştır.

İstanbul siluetinde önemli bir role sahip olan Adalet Kulesi’nin bir benzeri Edirne Sarayı’nda da vardır. Osmanlı’nın adalete verdiği önemi arz etmesinin yanı sıra işlev açısından da önemli bir role sahip olan adalet kuleleri bilinçli gözlerle mutlaka ziyaret edilmelidir.