Tüm dünyayı vuran sanat dalgası ve Katsushika Hokusai

Japonya'da Edo döneminde yaşamış Japon sanatçı, ressam, oymabaskı ustası, tahta oymacısı ve ukiyo-e ressamıdır.
Japonya'da Edo döneminde yaşamış Japon sanatçı, ressam, oymabaskı ustası, tahta oymacısı ve ukiyo-e ressamıdır.

Katsushika Hokusai, Japonya tarihindeEkim 1751-Haziran 1764 tarihlerinikapsayan Hōreki döneminin,10. yılının 9. ayının 23. günü (31 Ekim1760), bugün Tokyo olarak bilinenEdo şehrinde doğar. Çocukluğu,asker sınıfının yöneticiliğini yapanŞogunlar (Shogun) için ayna üretimiyapan babası Isa Nakajima’nınyanında ahşap oymacılığı ve kitap resimlemeyiöğrenerek geçer.

İlk yıllar

14 yaşında, saygın bir Ukiyo-e ustası olan Katsukawa Shunshō'nun (1726-1793) stüdyosuna kabul edilerek sanat kariyerine başlar. İlk baskı serisini, 1779’da, ustası Shunshō'nun ona verdiği Shunrō ismi altında yayınlar. Bu dönemde ustasının ayak izlerini takip eden Hokusai, bir yandan Kabuki aktörlerini konu edinen baskılar yaparken, diğer yandan dünyayı görmenin farklı yollarına dair doyumsuz merakı nedeniyle çok sayıda sanatsal stili inceler.

Ukiyo-E

Japonya'da 8. yüzyıldan beri metinlerin yayılması için kullanılan, ancak Edo Dönemi'nde oldukça popüler hâle gelerek, gelenekleri ve görgü kuralların tasvir eden ahşap baskılara, yüzen veya geçici dünya anlamındaki "Ukiyo-e" denir. Sıradan yaşamın sorumluluklarından kurtulmuş, kısa güzel anları konu edinen bu baskılarda, elit kesimin popüler eğlenceleri ve zevkleri tasvir edilir; erotik sahneler, hayat kadınları, geyşalar, kabuki aktörleri, sumo güreşçileri, efsaneler vb. konular bunlar arasındadır.

Edo'daki Ryogoku Köprüsü’nde Akşam Serinliğinde Havai Fişekler, 1780.
Edo'daki Ryogoku Köprüsü’nde Akşam Serinliğinde Havai Fişekler, 1780.

Pahalı bir süreç olduğu için ilk zamanlar sadece siyah mürekkeple tek renk yapılan baskılar, 1765’ten sonra baskı tekniklerinin gelişerek çeşitli renklerin de bir arada kullanılmasıyla mükemmelleştirilir; zamanla, fiyatları o kadar düşer ki sıradan işçiler de onlara ulaşabilir hâle gelir. Katsukawa'nın kariyerinin son döneminde baskıları, iki kâse erişte ile yaklaşık olarak aynı fiyata denk gelecek kadar ucuzlamıştır.

Surimono

Surimono, geleneksel Japon tahta baskılarının bir alt kategorisidir. Olabildiğince yaygın olarak dağıtılmak amacıyla üretilen Ukiyo-e baskıların aksine, Surimono neredeyse hiçbir zaman halka satılmamış, özel günlerde veya bazen duyuru yapmak için kullanılmıştır. Yapılışlarında hiçbir ticari motivasyon söz konusu olmadığı için, üretimlerinde en iyi kağıtlar ve pigmentler kullanılmıştır. Hokusai, Surimono'nun önde gelen tasarımcılarından biri olarak, burada genellikle görüntü ve şiir karışımı içeren "kyoka" türünden baskılar üretmiştir. Bu tür baskılar şairlerin kendileri tarafından sipariş edilerek, şairler arasında da değiş tokuş yapılmıştır.

İsim değişikliği

Hokusai hayatı boyunca pek çok kez taşınmış (yaklaşık 93 farklı ikametgâh) ve sanatsal tarzındaki değişiklikleri tanımlamak için en az otuz isim kullanmıştır. Yeni bir yeterlilik seviyesine ulaşıldığında yeni bir isim alınması, zamanın Japon sanatçılarının ortak bir uygulaması olsa da onun kullandığı isim sayısı diğer Japon sanatçılarından daha fazladır.

Kariyeri

1793'te Katsukawa Shunsho’nun ölümüyle Katsukawa Okulu’nun başına geçen baş öğrenci Shunko, rakip Kanō okulu çalışmaları nedeniyle Hokusai’yi uzaklaştırır. Bu dönemde, Shunshō'nun stüdyosunda çalıştığı on yılda öğrendiği Asya tarzı iki boyutlu perspektif anlayışını bir kenara bırakmış, ülkeye kaçak olarak sokulan Fransız ve Hollanda baskılarında gördüğü gölgeleme, renklendirme ve doğrusal perspektif unsurlarını benimsediği özgün çalışmalar yapmaya başlamıştır; bu çalışmalarında Ukiyo-e'nin geleneksel konularını yerine, Japon halkının günlük yaşantısına ve doğa manzaralarına odaklanması hem Ukiyo-e sanatı, hem de Hokusai için bir dönüm noktasıdır. 1800'lerin başında bağımsız bir sanatçı olarak yoluna devam ederken, doğduğu yere atıfta bulunan, “kuzey stüdyosu” anlamındaki Katsushika Hokusai ismini benimsemiş, manzara türündeki ilk Ukiyo-e koleksiyonunu bu isimle yayınlamıştır.

Hokusai Manga

Bir Hokusai Manga sayfası.
Bir Hokusai Manga sayfası.

1806-1815 arası Hokusai, daha çok tarihi hikâyeleri konu alan resimlerin kullanıldığı romanlar üzerinde çalışarak üslubunda birtakım değişiklikler yapmıştır. Geleneksel Ukiyo-e dünyasından uzaklaşarak daha güçlü figüratif yapılara yöneldiği bu dönemde, Samuraylar, savaşçılar, efsanelerde geçen canlılar, büyük jestleriyle ve korkutucu ifadeleriyle resimlerde hayat bulduğu Hokusai Manga’yı üretmiştir. Hokusai, gerçekçiliğe ve hayatın doğru bir tasvirine adanmış olan bu manga çizimlerini başlangıçta para kazanmak ve daha çok öğrenci çekmek için yapsa da pek çok biçimsel keşfe imza atmıştır. On beş ciltte yayınlanan 3.000’den fazla çizimin yer aldığı Hokusai Manga, Japonya’da manganın ilk büyük ustası olarak anılmasını sağlamış ve ilerleyen yıllarda Japon modern mangasının çıkışı olarak görülmüştür.

Fuji Dağı

Dağlarda Aydınlık Bir Gün (Kırmızı Fuji), 1831.
Dağlarda Aydınlık Bir Gün (Kırmızı Fuji), 1831.

Hokusai yetmiş yaşına gelmek üzereyken, potansiyeline ulaşamadığını düşünerek yeni bir yöne, kariyerinde ikinci bir yükselişe ihtiyaç duymuştur. Bu ikinci yükselişin için ilhamını, Japonya'nın en yüksek ve kutsal kabul edilen dağı olan Fuji Dağı’ndan almıştır. Efsaneye göre, zirvesinde ölümsüz yaşamın gizemi bulunan Fuji Dağı,19. yüzyılın başlarında Japonya'daki gezi endüstrisinin de önemli bir rotasıdır. Hokusai yeni baskı serisini, “Fuji kültünün” takipçisi olan ve dağa tırmanmak için hac ziyaretleri yapan sıradan kasaba halkı veya başkenti ziyaret eden turistler için tasarlamış, 1826 ile 1833 yılları arasında, “Fuji Dağı’nın 36 Görünümü” olarak yayınlamıştır. İlerleyen yıllarda serinin çok popüler olmasıyla on resim daha eklenmiştir. Batı tarzı perspektifi ustaca kullandığı, Japon doğasının ve insanlarının günlük yaşamını resimlediği bu renkli tahta baskılar, dönemin yaşam tarzı ve hayat akışıyla da yakından ilgilidir; insanlar, balıkçılar, köylüler, günlük giysileri, araç gereçleri ve doğa içindeki günlük uğraşları esnasında betimlemiştir.

Ebegümeci ve Serçe, 1830.
Ebegümeci ve Serçe, 1830.

Fuji Dağı serisinde en ünlü görüntü olan Kanagawa Açıklarında Büyük Dalga, aynı zamanda da Hokusai'ın en bilinen eseridir. Resimde arka planda gri bir gökyüzü önünde yer alan karlı Fuji Dağı, ön planda bir pençe gibi yükselen köpürmüş dalgalar, fırtınanın şiddetine kapılmış üç balıkçı teknesi ve sol üst köşede imza görülür. Hollanda baskılarında gördüğü ufuk çizgisi ve yükselen denizin dönen hareketi izleyiciyi arka plandaki Fuji Dağı’na çekmektedir.

Ebegümeci ve Serçe, 1830.
Ebegümeci ve Serçe, 1830.

Dalganın genelde tsunami olduğu düşünülse de, aslında eserin orijinal isminde geçen "okinami" (açık deniz dalgası) dalgasıdır.

Japonizm

Suruga Eyaletindeki Ejiri, 1832.
Suruga Eyaletindeki Ejiri, 1832.

Hokusai yaşamı boyunca resimler, eskizler, tahta baskılar, erotik illüstrasyonlar ve resimli kitaplar dâhil olmak üzere 30.000'den fazla eser üretmiştir. Uzun ve başarılı bir kariyeri olmasına rağmen yaptıklarını hiçbir zaman yeterli bulmamış, 10 Mayıs 1849'da ölmeden önce son sözlerinde bile bunu dile getirmiştir: "Keşke Tanrı bana bir on yıl veya beş yıl daha verse, o zaman gerçek bir ressam olabilirim."

19. yüzyılın ikinci yarısında, Fransa ve Japonya arasındaki diplomatik ilişkiler sonucu Paris’te Ukiyo-e baskılarının popülerleşmesiyle, Hokusai’nin çalışmaları ünlenerek Empresyonist sanatçılara ilham olmuştur. James Abbott McNeill Whistler, Vincent Van Gogh, Claude Monet, Édouard Manet gibi ressamların Japon sanatına duydukları yoğun ilgiyle Avrupa’da Japonizm başlamıştır.

Karda Kaplan, 1849.
Karda Kaplan, 1849.

Japonizm’in etki alanı görsel sanatlarla sınırlı kalmamış, besteci Claude Debussy de Hokusai'den etkilenerek bestelediği senfonik şiiri "La Mer"i yayınlandığında kapakta Büyük Dalga’nın kullanılmasını istemiştir.