Uzun yolculuklardan sonra: Köstence

Köstence.
Köstence.

Karadeniz'de bir sahil yerleşimi olan şehir, Türk literatüründe Köstence, Romencede ise Constanta adını taşır. Romanya'nın Karadeniz kıyısında yer alan en büyük şehridir. Elimizdeki tarihi bilgilere göre M.Ö. 6. yüzyılın başlarında kurulmuştur. Şehri Roma İmparatoru II. Constantinus (337- 361) yeniden inşa ettirdiğinden onun adına nispetle Constantiana olarak adlandırıldı. Köstence, 971’de Bizans hâkimiyetine geçti.

1402’de Eflak Prensi Mircea buraya hâkim olmuşsa da Osmanlılar 1419’da Constanta ile beraber Dobruca’nın büyük kısmını fethetti. Bölgeye aynı zamanda kayda değer bir Türk nüfus iskânı gerçekleşti. Türkler fethettikleri şehirlerin adını çoğunlukla değiştirmez sadece Türk dil ve fonetiğine uydururdu. Böylece ismi Köstence olarak değiştirilip idari olarak Silistre Sancağı'na bağlandı.

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Köstence'de 150 ev, bir cami ve elli tahıl ambarı bulunduğunu yazmaktadır. Rusya Çarlığı sınırlarına yakın olduğundan dolayı, 1768- 1774, 1787-1792, 1809 ve 1829 savaşlarında Osmanlı-Rus savaşlarında şehir ele geçirilip tahrip edildi.

1860’ta Osmanlı idaresinde, Tuna üzerindeki Cernavoda ile Köstence arasında demiryolu inşası tamamlandı. Bundan sonra liman genişletildi, deniz feneri ve 400’e yakın yeni ev inşa edildikten sonra nüfus 3.000’e çıktı. 1864 idari düzenlemelerinde Köstence Tuna vilâyeti Tulça sancağına bağlı bir kaza merkezi oldu. 1877-78 Harbi’nde Ruslar tarafından tekrar işgal edildi. Daha sonra Ayastefanos ve Berlin antlaşmalarıyla bütün Dobruca bölgesiyle birlikte Köstence şehri de bağımsızlığına yeni kavuşan Romanya’ya bırakıldı.

Böylece Köstence I. Dünya Savaşı’ndan önce, Romanya dış ticaretinin büyük kısmının gerçekleştirildiği önemli bir liman şehri hâline geldi. Nüfus 1894’te 10.000, 1930’da 59.000, 1948’de 78.000, 1966’da 150.000, 1977’de 256.000 ve 1992’de 350.000’e ulaştı. 2016'ya gelindiğinde Köstence merkezinin nüfusu 317.832, tüm metropol düşünüldüğünde ise sayı 425.916'ya ulaşmıştır.

1885 yılında inşa edilen Aziz Petro ve Pavel Ortodoks Kilisesi, Grek-Roman tarzı mimarisi ve iç süslemeleriyle şehre gelen turistlerin beğenisini topluyor. Dinî yapılar dışında Köstence'nin belki de en simge binası 1910'da deniz kenarında art nouveu tarzında inşa edilen ve önünde en çok fotoğraf çektirilen "Gazino" binasıdır. Şu anda terkedilmiş olsa da zamanında tiyatrosu, balo, konferans salonu, kumar salonu ile en önemli bir buluşma merkeziydi.

II. Dünya Savaşı’nın ardından…

Köstence, sahip olduğu güçleri yeniden kaybetti. İşgalciler tarafından Rumen donanması yok edildi ve liman işgalciler tarafından yönetilmeye başlandı. Şehir, Sovyet endüstrileşmesiyle özellikle 1960-1975 yılları arasında gelişti. Tersane geliştirildi, ticari filolar arttırıldı, birçok fabrika açıldı ve özellikle deniz kenarları turistik amaçlı geliştirildi. Aralık 1989’dan sonra Köstence, Başkent Bükreş'in ardından Romanya'nın Romanya’nın en önemli ikinci şehri unvanını korudu.

The Great Mahmudiye Mosque.
The Great Mahmudiye Mosque.

XX. yüzyılda gerçekleşen Romen iskânıyla şehirde Türklerden oluşan nüfus 20.000’e kadar düştü. Köstence’de bulunan beş caminin en eskisi 1868’de inşası tamamlanan, Hünkâr Camii olarak da bilinen Sultan Abdülaziz'in yaptırdığı Azîziye Camii’dir. Turistlerin en çok dikkatini çeken camilerden biri de 1910’da Romanya Devleti’nin de yardımı ile yaptırılan Büyük Cami’dir. Romanya Kralı I. Carol tarafından yaptırıldığı için Kral Camii diye de anılır ve 1822’de yapılan Mahmûdiye Camii’nin temelleri üzerinde inşa edilmiştir. Tuna Nehri üzerinde bulunan Adakale'nin camisine Sultan II. Abdülhamid tarafından hediye edilen tek parça 144 m2 ve 490 kg ağırlığındaki Hereke halısı da adanın 1968 yılında hidroelektrik santralı yüzünden sulara gömülmesinden sonra Köstence'deki Kral Camii'nde muhafaza edilmektedir.

Ulusal Tarih ve Arkeoloji Müzesi.
Ulusal Tarih ve Arkeoloji Müzesi.
The Casino.
The Casino.

Deniz kenarında olması ve yıllar süren çeşitli medeniyet izleri sayesinde Köstence'yi Yunan, Türk ve Balkan mutfağının harmanlandığı bir yer olarak tarif edebiliriz. Bütün Balkan şehirlerinde olduğu gibi et yemeklerinin ilk sırayı aldığı Köstence mutfağı aynı zamanda Kaşık Çorbası, Fasulye çorbası vb. birçok farklı çorba türünü de denemenize Çorbaya "ciorba", tulumbaya "tulumbe", lahana sarmasına "sarmale"demeleri ortak mutfak kültürümüzün izlerinden. Mısır unundan yapılan ve bizim kaçamak dediğimiz yemeğe Romenler "mamaliga" diyorlar. Tatlı seviyorsanız peynirli bir lezzet olan papanaşiyi deneyebilirsiniz. Karadeniz kıyısındaki en meşhur Romen şehrinde tabii ki deniz ürünlerini de taze bir şekilde bulabilirsiniz. Yazımı bitirirken Karadeniz'den komşumuz olan Köstence'yi ziyaret edeceğinizi ve beğeneceğinizi umuyorum.