Wittgenstein’ınMekânları

Ludwig Josef Johann Wittgenstein, Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.
Ludwig Josef Johann Wittgenstein, Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.

Yirminci yüzyıl düşünürlerinden Ludwig Wittgenstein, Viyana’nınvarlıklı ailelerinden birinde doğar. 1949’da yaptığıkısa bir ziyaret dışında Amerika’ya açılmamıştır, hayatı KıtaAvrupası ve Britanya Adası’nda geçer. Önce eğitim aldığıdaha sonra ders verdiği Cambridge Üniversitesi dışındaİngiltere’yle olan mekânsalilişkisi Avrupa’yla olduğu kadarkişisel ve kuvvetli gelişmez. Heidegger’inKara Ormanlar’ı ya daKant’ın Königsberg’i gibi, Wittgenstein’ınfikirlerini etkileyen,karakter haritasının parçalarınıtaşıyan mekânlar dediğimizdeAvrupa özelinde kaçırmamamızgereken üç yerden bahsetmemizmümkün. Düşünürün Norveç veAvusturya taşrasındaki kaçış noktalarıve Viyana.

Skjolden, Norveç Wittgenstein, 1908’de henüz 19 yaşında mühendislik eğitimi için gittiği Manchester Üniversitesi’ni matematiksel mantığa duyduğu müthiş bir merakla bitirir. Alman düşünür Gottlob Frege’nin de etkisiyle, 1911’de Cambridge’e matematik ve mantık çalışmaya gider ve Bertrand Russell’ın öğrencisi olur. Fakat burada huzur bulamaz, Russell’a yazdığı bir mektupta Cambridge’den “aklını pazarladığı” yer olarak bahseder.

Alman düşünür Gottlob Frege’nin de etkisiyle, 1911’de Cambridge’e matematik ve mantık çalışmaya gider ve Bertrand Russell’ın öğrencisi olur.
Alman düşünür Gottlob Frege’nin de etkisiyle, 1911’de Cambridge’e matematik ve mantık çalışmaya gider ve Bertrand Russell’ın öğrencisi olur.

Bunları 1913’te kafa dinlemek için gittiği Norveç’te bir fiyort köyü olan Skjolden’de yazar.

Sessizlik, ıssızlık, yetersiz gün ışığı... Yine Russell’a mektubunda bunların hiçbirinden gocunmadığını yazar. Norveç’in en uzun fiyordu olan Sognefjord’un en uç noktasında bir kulübede hepsi mevcuttur; biyografisini yazan Ray Monk’a göre Wittgenstein hep arzuladığı yalnızlığı Norveç’te bulur. 1921’de yayınladığı ilk (ve tek) eseri Tractatus Logico- Philosophicus’un çalışmalarına burada devam eder.

Trattenbach.
Trattenbach.

Wittgenstein, Haziran 1914’e kadar Skjolden’de kalır ve gitmeden önce burada bir ev yaptırmaya karar verir, Henry David Thoreau gibi kendini tecrit etmek ister. 1936’da G. E. Moore’a yazdığı mektupta en iyi çalıştığı yerin Skjolden olduğuna değinir. Wittgenstein’ın kulübesi 1951’de ölümünden sonra yıkılır ama restore edilerek 2019’da ziyarete açılmıştır.

Trattenbach, Avusturya Viyana’ya 98 kilometre uzaklıkta küçük bir köy olan Trattenbach, Ağustos’ta dahi serindir, renkler puslu ve soluk parlar. Wittgenstein burada 1920’den 1922’ye kadar ilkokulda matematik ve mantık öğretir. Yirminci yüzyılın belki de en önemli metni olan Tractatus yayınlanmış, Russell ondan Cambridge’de ders vermesini istemiştir. Fakat yıldızının parladığı bu dönemde Wittgenstein kendini ahlâkî anlamda tam bir hayal kırıklığı olarak hisseder. Ailesinin mal varlığını reddeder; o dönem sıkça okuduğu Tolstoy’dan etkilenip köy hayatını tecrübe etmek ister.

Wittgenstein ve mimar arkadaşı Paul Engelmann’ın birlikte yaptığı bu üç katlı evde, Christopher Long’a göre Wittgenstein’ın etkisi belirgindir.
Wittgenstein ve mimar arkadaşı Paul Engelmann’ın birlikte yaptığı bu üç katlı evde, Christopher Long’a göre Wittgenstein’ın etkisi belirgindir.

1920’de arkadaşı Paul Engelmann’a yazdığı mektupta keyifle öğretmenlik yaptığını yazar. “Yoksa şeytanlarımla uğraşmak zorunda kalırdım” diye ekler. Ne var ki köye duyduğu hisler zamanla acılaşır. 1921’de Russell’a şöyle yazar: “Bende değişen bir şey yok. Hâlâ Trattenbach’tayım ve etrafım hâlâ zehir ve gaddarlıkla çevrili. İnsanın kötüsü her yerde, bu doğru. Ama başka yerlere kıyasla buradakiler daha yararsız ve sorumsuzlar.” Daha sonraki bir mektubunda, Trattenbachlıların diğer herkesten daha kötü olmadığını kabul eder. Yine de savaş sonrası köy ve bulunduğu bölgenin durumunu gözeterek Trattenbach’ı “aşağı kalite” olarak niteler.

"Haus Wittgenstein", Viyana 1926-28 yılları arasında yapılan bina, Avusturya’nın hem imparatorluk hem modern dönem dekorasyon ve süs algısından uzaktır. Wittgenstein ve mimar arkadaşı Paul Engelmann’ın birlikte yaptığı bu üç katlı evde, Christopher Long’a göre Wittgenstein’ın etkisi belirgindir. Engelmann’ın da hocası Adolf Loos’un mimari tarzına uygun tasarlanan ev, Loos’un Amerika gezilerinde gördüğü abartılı tasarım anlayışı ve gösterişçiliğe kıyasla “güzel olan aynı zamanda işlevsel olandır” fikrini yansıtır.

Yeni nedir? Geçmişten ne zaman faydalanırız? Bir nesne hakkında en temel soruları sormak tam filozoflara göre bir iş. Bu sorulara "Haus Wittgenstein" özelinde kesin cevaplar aranır. Bu modern mi? İşlevsel mi? Evet ya da hayır. İkili karşıtlıklar pratik gerekçelere göre yorumlanır, neticede ortaya çıkan, filozof olduğu kadar mühendis Wittgenstein’ın evidir.

Wittgenstein; İnsanın kötüsü her yerde, bu doğru.
Wittgenstein; İnsanın kötüsü her yerde, bu doğru.

1929’da Wittgenstein felsefeyle işinin hâlâ bitmediğini düşünür ve Cambridge’e ders vermeye döner. 1939’da profesörlüğünü alır. Yine aynı yıl şöyle yazar: “Yapmak istediğim şey, sizi bir ülke turuna çıkarmak. Matematik kadar diğer pek çok alanda felsefi sorunlar ortaya çıkar, çünkü yabancısı olduğumuz bir yerdeyizdir ve yolu bilmeyiz. Bu yüzden bir şehirden diğerine, oradan bir başkasına gitmeli, topografiyi öğrenmeliyiz.” Ölümünden sonra derlenmiş notlarından oluşan Felsefi Soruşturmalar’da bu metafor en olgun hâliyle ifade edilir: Dil, kıvrımları ve dönüşleri, farklı dönemlerden kalmış mimarisi ve gelişen mahalleleri ile antik bir şehirdir. İçerisinde gezintiye çıkmak karışıklık ve karmaşa kadar ferahlık ve berraklık da getirir.