Yaşlı Amca: salgın günlerini müziğimizle telafi etmeye çalışıyoruz

Yaşlı Amca (Artun Özoğlu, Can Aydınoğlu, Hüseyin Tosun, Yağız İpek) yılın ikinci yarısını yoğun bir konser trafiğiyle geçirdi.
Yaşlı Amca (Artun Özoğlu, Can Aydınoğlu, Hüseyin Tosun, Yağız İpek) yılın ikinci yarısını yoğun bir konser trafiğiyle geçirdi.

2021’in son günlerinde “Evleniyor” teklisini dinleyiciyle buluşturan Yaşlı Amca (Artun Özoğlu, Can Aydınoğlu, Hüseyin Tosun, Yağız İpek) yılın ikinci yarısını yoğun bir konser trafiğiyle geçirdi. Yılı “Kal Ki Adeta”, “Hoş”, “Eymir”, “Sal Beni” ve en son “Evleniyor” adını verdikleri 5 tekli ile kapatan ekip ile müziğe bakışlarını ve gelecek planlarını konuştuk.

Yaşlı Amca nasıl bir 2021 geçirdi? Artun:

Isınmak için bol bol stüdyo yaptık, sonra konserler açıldı yine stüdyo yaptık. Akabinde stüdyo yaparken şarkı kaydedelim o zaman biz dedik ve yine stüdyo yaptık, stüdyoda bulunduk biz 2021'de. Kapanmalar bize konserleri ne kadar özleyebileceğimizi öğretti. Biz de hâlâ şansımız varken turneden çıkmıyoruz.

Hüseyin: Yılın ilk yarısında salgın yüzünden yaşadığımız açlıkları ikinci yarıda telafi etmeye çalıştık, çok özlemişiz.

Pandemi hâlâ bitmiş sayılmaz, virüsün yeni varyantları vs. Yani bir süre daha hayatımızda gibi görünüyor. Bu durum sizi nasıl etkiliyor. Konserlerde endişeleniyor musunuz?

Hüseyin: Elbette endişelerimiz oluyor. Hastalığın ne kadar yıkıcı olduğu ortada. Sevdiklerimiz ve kendimiz için elimizden geldiğince dikkatli davranıyoruz.

Covid’in olumsuz tarafları aşikâr ama olumlu anlamda hayatınıza kattıkları neler oldu?

Artun: Dünya uzun süredir "aynı" problemi çekmemişti. Evrensel bir ortak yöne doğru birleştik ve bu mesele ortak meseleye dönüştü. Özetle daha dünyalı hissetmeme sebep oldu diyebilirim. Ama ne yazık ki başka olumlu bir yönü aklıma gelmiyor.

Hüseyin: Bütün dünya aynı anda benzer hisler yaşadı. İnsanlık, bir noktada da olsa birbirlerini anladı.

Dünya uzun süredir "aynı" problemi çekmemişti. Pandemi’de bunu gördük.

2021’de grupta değişiklikler oldu, bolca tekli geldi. Artun’un Eymir Gölü’ne romantik bir güzellemesi var. Aslında farklı ruh hâllerinin şarkıları bunlar… Dinleyiciden nasıl tepkiler aldı?

Can: Benim grupla geçirdiğim ilk kayıt sürecinde hazırladığımız iki parçadan biri bu tekliydi. Diğer şarkı “Sal Beni” Ekim ayında yayınlanmıştı. Kayıt için stüdyoya girdiğimizde elimizde düzenlemelerle ilgili çok temel birkaç fikirden fazlası yoktu. Bu spontane hâl, şarkılara kendine has bir duygu olarak yansıdı ve hepimiz için motive edici bir unsur oldu bence.

Yağız: Sırasıyla “Kal Ki Adeta”, “Hoş”, “Eymir”, “Sal Beni” ve en son “Evleniyor” teklileri ile bu yılı kapattık. “Eymir” ve “Sal Beni” şarkıları klipleri eşliğinde çıktı.

Yaşlı Amca’nın 2022 planları neler?

Isınmak için bol bol stüdyo yaptık, sonra konserler açıldı yine stüdyo yaptık.
Isınmak için bol bol stüdyo yaptık, sonra konserler açıldı yine stüdyo yaptık.

Artun: Biraz dağınık dursa da bu şarkılar bir albümde toplanacak, ama o albümü henüz kaydetmedik. 2022 bize bunu getirebilir, ama tam karar vermedik ne zaman başlarız-bitiririz belli değil. Kesinlikle bir şeyler kaydedeceğiz bakalım ne olacak, belki de yeni yılda çok fazla şarkımız çıkar. 2021 yılında çıkmış 5 şarkımız olmuş oluyor, ki oldukça fazla bana sorarsanız ama içimizden böyle geldi, her zaman bu kadar aktif şarkı çıkarmayabiliriz.

Yağız: Konser vermeye de henüz doymuş değiliz, daha önce gitmemiş olduğumuz bir çok şehire gittik, sevenlerle bir araya gelme deneyimi çok güzeldi. Bu özlemi giderene kadar bir süre daha konserlere devam edeceğiz gibi duruyor.

Türkiye’den ve dünyadan en çok sevdiğiniz yerleri ve neden sevdiğini anlatır mısınız?

Artun: Türkiye'de turneye çıkmanın en güzel tarafı da aslında bu. O kadar büyük ve görülecek o kadar çok yer var ki. Ege-Akdeniz başka bir tarih, doğu bambaşka bir tarih Karadeniz bambaşka.

Turneler bazen çok yoğun olduğundan iyi gezemiyoruz ama vaktimiz olunca çok yeni yer keşfetme şansı buluyoruz.

Yazılı cevap olarak verdiğimiz için "en" çok sevdiğim yer neresi söyleyemem, çünkü değişir sürekli. Yurtdışında fiilen bulunduğum yerler dışında sanal olarak gördüğüm yerleri tercih ederim diyebilirim. Yeni yerler beni her zaman daha çok heyecanlandırır, Asya mesela, Güney Amerika nasıldır acaba? Grönland?

Burada doğmasaydınız hangi ülkede yaşamak isterdiniz?

Artun:Pasaport avantajını güzel kullanan milletler bana uyar. 4 mevsim ille de olmasa da ona yakın olursa sevinirim. Acaba bir de deniz kenarı olabilir mi? Şimdi düşününce para birimi de kuvvetli olan bir memleket tercihimdir, saçları samur gözleri mahmur e biraz da şahin olsun.

Bu spontane hâl, şarkılara kendine has bir duygu olarak yansıdı ve hepimiz için motive edici bir unsur oldu bence.
Bu spontane hâl, şarkılara kendine has bir duygu olarak yansıdı ve hepimiz için motive edici bir unsur oldu bence.

Hüseyin: Türkiye birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyada, her noktası çok değerli. Ancak Kapadokya’da bambaşka bir his var, büyülü bir yermiş gibi. Doğanın ve insanoğlunun ince dokunuşlarını yakından gözlemlemek çok güzel bir deneyim. Başka ülkelerden bahsetmek gerekirse İngiltere derdim, refah seviyeleri çok yüksek ancak beni en çok çeken o mistik havası.

Başucu kitaplarınız hangi coğrafyanın yazarlarına ait?

Artun:Bir tane Rus, bir tane Türk var. Diğer tarafta da çizgi roman var, Amerika. Soğuk Savaş burası.

Hüseyin: Tolkien bekler başucumda bir kaçış gibi.

Yağız: Ben şu sıra Asimov’un Vakıf serisine göz gezdiriyorum. Sovyet doğumlu olsa da Asimov çocukluğundan beri Amerika’da yaşamış, o yüzden sanırım Amerikan edebiyatı olarak tanımlanabilir. Bilimkurguyu çocukluğumdan beri severim, fakat Vakıf serisinde beni özellikle etkileyen nokta kitabın yazıldığı 40’lı yıllardan geleceğe yansıttığı büyük projeksiyon. Dünyanın çılgın attığı, dünya savaşları, teknolojik gelişim ve o dönemin toplumsal değişikliklerinden kaynaklanan bir gelecek arayışı yerine, insan medeniyetini çok daha büyük bir çerçevede inceleyerek, günümüzün çok daha ötesinde bir öngörüyü büyüleyici bir incelikle dokumuş olması. Sanırım son dönemlerde yaşadığımız küresel çapta sıkıntılar da benzer gelecek endişelerini toplumda harekete geçirmiş durumda.

Bu anlamda Frank Herbert’ın Dune’unun yakın zamanda sinemaya uyarlanmış olması da dönemin ruhuna uygun diye düşünüyorum. Madem bilimkurgudan bahsettik,

Douglas Adams’ın Otostopçu serisi dahil tüm kitaplarının da uzandığım yerin bir kol mesafesinde olması hoşuma gidiyor.

Biraz da sevdiğiniz mutfaklar ve tatlar…

Artun: Japon mutfağı, İtalyan mutfağı ve Türk mutfağı diyorum uzatmıyorum.

Can:Fast food seviyorum.

Peki bu yıl izleyip vurulduğunuz diziler/ filmler hangileriydi?

Kapanmalar bize konserleri ne kadar özleyebileceğimizi öğretti.
Kapanmalar bize konserleri ne kadar özleyebileceğimizi öğretti.

Artun: The Sopranos şaheserini bu sene izledim ben yeni, şahane. Onun dışında Horace and Pete çok güzel iş. Better Call Saul iyiydi. Bu saydıklarım sanırım bu sene çıkan işler değil ama. La Grande Belleza muazzam film.

Can: Genelde oyun oynuyorum ama Artun’un tavsiyesi üzerine bu aralar Community’ye epey düştüm.

Yağız: Animesini de çok sevdiğim Cowboy Bebop’ın yeni Netflix uyarlamasını yakın zamanda izleme fırsatım oldu, çok beğendim. Bazen orijinal his ve anlatıma sadık kalıp, onu iyi sinematografi ve teknik imkânlarla birleştirmek ortaya şaşılır derecede iyi sonuçlar çıkartabiliyor. (Jodorowski bu söylediğimi duysa çok kızardı.)