Uzmanlar, son 50 yılda erkeklerde sperm sayısı ve kalitesinin %50 azaldığını, kadınlarda ise modern yaşamın getirdiği stres, çevre kirliliği ve kimyasal maddelerin doğurganlık kapasitesini hızla düşürdüğünü belirtiyor.
Pet şişelerden paketli gıdalara kadar günlük hayatta temas edilen plastik kaynaklı zararlı kimyasalların hormonal dengeyi bozduğu, ilaç kalıntılarının ise su, sebze ve et gibi gıdalarda biriktiği ifade ediliyor. Hava kirliliği ve ağır metaller sperm hareketliliğini azaltırken; cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar ve kablosuz cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaların üreme hücrelerini olumsuz etkilediği kaydediliyor.
KISIRLIK SALGINI
Ultra işlenmiş gıdaların vücut dengesini bozduğu, yüksek stres seviyesinin ise doğurganlık hormonlarını baskıladığı vurgulanıyor. Tüm bu etkenlerin, hem kadınlarda hem erkeklerde hormonal dengede bozulmalara yol açtığına dikkat çekiliyor.
Verilere göre, günümüzde her 6 çiftten 1'i doğal yolla çocuk sahibi olamıyor. Uzmanlar, bunun yalnızca bireysel bir sorun değil, küresel ölçekte bir toplumsal kriz olduğunu belirtiyor. Dünya genelinde doğurganlık oranlarının hızla düştüğü, bu durumun sadece “tercih' değil, giderek büyüyen bir kısırlık salgını olduğu ifade ediliyor.
Sonuç olarak, daha fazla tüp bebek merkezi ve daha çok ilaç devreye girerken, doğan çocuk sayısının ise giderek azaldığı görülüyor.
+ GZT Haber Merkezi'nden çıkan tüm içeriklerde olduğu gibi burada da 'GZT bakış açısı' hakim... Son dakika ise en hızlı, merak edilen ise en anlaşılır, dolu dolu bir konu ise en doyurucu şekilde takipçilerimize sunuyoruz. Yine de soru işareti kaldı ise iletisim@gzt.com'a mail atmanız, sosyal medya hesaplarımızdan bize mesaj göndermeniz yeterli.