Düşük doğum oranları ve yaşlanan nüfus, Avrupa ülkelerini yeni çözümler aramaya itiyor. Almanya ve İspanya gibi ülkeler, bu açığı şimdilik göçmenlerle kapatıyor.

Almanya'da yerli genç nüfus tarihin en düşük seviyesinde. Ülkedeki toplam nüfusun yalnızca %10'u gençlerden oluşuyor. 1990'lardan bu yana her yıl ölenlerden daha az çocuk dünyaya geliyor. Rusya–Ukrayna savaşı sonrasında gelen genç Ukraynalılar, Almanya'daki genç nüfus oranını bir miktar dengeledi. Ülkede yaşayan Türklerin de demografiye önemli katkı sağladığı belirtiliyor.

İspanya'da ise göçmen nüfusu geçen yıl 650 bin kişi artarak toplam nüfusun %14,3'üne ulaştı. Ülkedeki nüfus artışının büyük ölçüde göç sayesinde sürdüğü ifade ediliyor. Avrupa genelinde her dört kişiden birinin göçmen kökenli olduğu belirtilirken, uzmanlar bunun “nüfusu ayakta tutma” amacıyla uygulanan göç politikalarının sonucu olduğunu vurguluyor.

Ancak entegrasyon sürecinin kolay olmadığı da ifade ediliyor. Dil engeli, işsizlik, ayrımcılık ve kimlik çatışmaları göçmenlerin karşılaştığı başlıca sorunlar arasında yer alıyor.

Bir yanda nüfusu hızla azalan Avrupa, diğer yanda ise Angola, Tanzanya ve Kongo gibi ülkeler yüksek doğum oranlarıyla 2100 yılına kadar nüfuslarını neredeyse üç katına çıkarma yolunda ilerliyor.