“Biraz kestireyim, beş dakika sonra kalkarım” diyerek yastığa uzanmanın nasıl bir zaman yolculuğu olduğunu hepimiz biliriz. Gözlerini kapattığın o anda, dünya dönmeye devam eder ama senin zamanın donar. Ve sonra bir bakarsın, beş dakika dediğin şey on iki saate uzanmış. Uyanınca vücudun dinlenmiştir belki ama ruhun hâlâ ne olduğunu anlamaya çalışır. O karmaşık hâl, küçük bir çocuğun uykudan kalktığında şaşkın şaşkın etrafa bakması gibidir.
Uykunun En Tatlı İhaneti Bir anlık kestirme, planların en sevimli sabotajcısıdır. Kahve içecekken ertesi güne uyanırsın, “biraz dinleneyim” derken zamanı kaybedersin. Ama bu küçük ihanetin içinde tatlı bir huzur da vardır; çünkü beden, senden izin almadan kendini korur. Tıpkı bu minik çocuğun şaşkın bakışları gibi çaresiz ama komik, yorgun ama sevimli. Beş dakikalık uykular, aslında hayatın “bırak biraz dur” deme şeklidir.