Bir anne, minik çocuğunun sokaktaki su birikintileriyle oynamasına izin verdi
14 ARALIK 2025 , PAZAR 17:54
Bir anne, sokakta oluşan su birikintileriyle oynamak isteyen minik çocuğunu durdurmak yerine onu izlemeyi ve özgür bırakmayı tercih etti. Çamura basan ayakkabılar, ıslanan paçalar ve etrafa sıçrayan suya rağmen annenin yaklaşımı netti: “Eğer kimseye zarar vermiyorsa yapmasına izin ver.” Bu cümle, kısa sürede sosyal medyada paylaşılarak binlerce kişi tarafından tartışıldı ve ebeveynlik anlayışına dair önemli bir başlığı yeniden gündeme taşıdı.
Çocuğun su birikintilerinde zıplaması, birçok yetişkin için “kirlenme”, “hasta olma” ya da “ayıp” gibi gerekçelerle engellenmesi gereken bir davranış olarak görülürken, bu anne farklı bir yol seçti. Çocuğun anı yaşamasına, doğayla temas kurmasına ve kendi deneyimini oluşturmasına izin verdi. Ortaya çıkan görüntüler, izleyenlerin yüzünde tebessüm oluştururken aynı zamanda “çocukluk ne zaman bu kadar kontrol altına alındı?” sorusunu da beraberinde getirdi.
Kirlenmek Değil Deneyim Kazanmak Uzmanlara göre çocukların suyla, toprakla ve çevreyle temas etmesi hem fiziksel hem de zihinsel gelişim açısından büyük önem taşıyor. Su birikintilerinde oynamak, çocuk için sadece bir eğlence değil; neden sonuç ilişkisi kurma, denge sağlama ve duygusal boşalım gibi pek çok süreci içinde barındırıyor. Annenin müdahale etmeyerek alan açması, çocuğun özgüvenini ve keşfetme isteğini destekleyen bir tutum olarak değerlendiriliyor.
Sosyal medyada yapılan yorumlarda da benzer görüşler öne çıktı. Pek çok kullanıcı, çocukların sürekli uyarılarla büyütülmesinin onları daha kaygılı bireyler haline getirdiğini, kontrollü özgürlüğün ise sağlıklı sınırlar oluşturduğunu ifade etti.
Ebeveynlikte Kontrol mü Güven mi?
Bu küçük an, modern ebeveynlik anlayışında sıkça yaşanan bir ikilemi gözler önüne serdi: Kontrol etmek mi, güvenmek mi? Anne, çocuğunun davranışını “zarar” kriteri üzerinden değerlendirerek hem sınır koydu hem de gereksiz müdahaleden kaçındı. Bu yaklaşım, çocuğa hem özgürlük alanı tanıdı hem de sorumluluk bilincinin temellerini attı.
Basit bir su birikintisi oyunu, böylece çocukların doğallığını koruma, ebeveynlerin ise biraz geri durmayı öğrenmesi gerektiğini hatırlatan sembolik bir ana dönüştü. Çünkü bazen çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey, temiz kıyafetler değil; özgürce kirlenebilecekleri birkaç dakikadır.