Ders kitapları açık, defterler hazır, konsantrasyon yüksek... Ancak, bir şey eksik gibi hissediyoruz. Canımızın çay, kahve ve abur cubur isteği, bizi bir anda ders çalışma masasından uzaklaştırmak üzere. İşte o an, bilinçaltımızda bir 'çay saati' çağrısı yapar ve bir anda derslerden koparır bizi. Ders çalışmaya oturduğumuzda, sanki bir sihirli kuvvetin çayın, kahvenin ve atıştırmalıkların içinde saklı olduğu düşüncesine kapılırız. Kitapları açtıkça ve bilgileri içimize çekmeye çalıştıkça, aklımız o nefis kahve kokularına, sıcacık çaya ve lezzetli atıştırmalıklara kayar. Bu arzular, adeta birer çağrı gibi kulaklarımızda yankılanır. Biz de kendimizi kaçınılmaz o nihai sonu yaşarken buluruz. Ders çalışmak dışında her şeyi yaparken…
