Gördüğümüz anda bizleri yıllar öncesine götüren, özlemle dolduran çocukluk hatıralarının gücü tartışılmazdır. O dönemlere ait televizyon programları, mahallede yankılanan oyun sesleri, ezbere bildiğimiz şarkılar... Hepsi bir araya geldiğinde bizi adeta çocukluğumuza ışınlar. Bir bakışta bile içimizi ısıtan bu anılar, aslında hayatın yoğun temposunda kaybettiğimiz masumiyetin ve saf mutluluğun birer hatırlatıcısıdır. Çünkü çocukluk, en saf haliyle hayallerin ve gülüşlerin zamana meydan okuduğu dönemdir.
Bir Şarkının Taşıdığı Özlem Bir anda çalan eski bir çocuk şarkısı ya da televizyonda rastlanan eski bir çizgi film, hepimizi aynı duyguda buluşturur. O melodiler, o görüntüler sadece eğlence değil; arkadaşlıkların, sokak oyunlarının ve paylaşmanın sembolüdür. İşte bu yüzden çocukluğa dair izler, bizde tarifsiz bir etki bırakır. Onlar, büyüse bile kalbinin bir köşesinde çocuk yanını koruyan herkesin ruhuna dokunur. Hayatın karmaşasında unutmaya meyilli olduğumuz bu hisler, aslında bizi biz yapan en kıymetli parçadır.
