Ertesi gün bozduğum kıyafet dolabım

Birçoğumuzun ortak deneyimi olan o an, genellikle gece saatlerinde başlar. Uykudan önce gelen ani bir motivasyon dalgasıyla dolabın tüm içeriği dışarı çıkarılır. Kıyafetler tek tek katlanır, renklerine göre ayrılır, raflar silinir ve her şey kusursuz bir düzene kavuşur. O an, içimizde güçlü bir kararlılık vardır: “Artık hep böyle olacak.” Kendi kendimize sessiz bir söz veririz, bu kez gerçekten düzenli kalacağımıza inanırız.

Kaosun Kaçınılmaz Geri Dönüşü
Ancak ertesi günün telaşı başladığında, dün geceki motivasyonun yerini pratik yaşamın aceleciliği alır. Dolap kapakları hızla açılır, kıyafetler karıştırılır ve raflar yeniden eski hâline döner. Bu döngü, düzen tutkusuyla dağınıklık arasındaki ince çizgiyi bir kez daha hatırlatır. Her defasında yeniden başlayan bu düzen macerası, aslında kendimizi kontrol altına alma çabasının küçük bir yansımasıdır. Fakat ne olursa olsun, o geceki “yeni başlangıç” hissi hepimizin içinde bir umut olarak kalır.