Kış aylarının kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamasıyla birlikte grip, soğuk algınlığı ve türlü hastalıklar da hayatımıza yeniden dahil oluyor. Ancak üniversite için ailesinden uzakta yaşayan birçok öğrenci için bu dönem sadece bedensel bir yorgunluk değil, aynı zamanda duygusal bir sınav anlamına geliyor. Hasta hâlde hastaneye tek başına gitmek, sıra beklemek, muayene olmak… Her biri, aile sıcaklığından uzakta olmanın ağırlığını bir kez daha hissettiriyor.
Bir Tabak Çorbanın Değeri Bu anlarda insan, çocukluğunda hastayken yapılan bir çorbanın ya da anne eliyle ölçülen ateşin değerini çok daha iyi anlıyor. Soğuk hastane koridorlarında beklerken “Keşke annem burada olsaydı.” düşüncesi içten içe yankılanıyor. Üniversite şehirlerinde hastalıkla tek başına mücadele eden herkesin ortak duygusu bu: hem güçlü görünmeye çalışırken hem de içten içe biraz ilgiye, biraz sıcak bir sese ihtiyaç duymak.